6 Ekim 2024 Pazar

Serhat Rojavalı yazdı | Serkan Tosun; Ortadoğu devriminin meşalesi

Bugün, Serkan Tosun'un şehadetinin 8. yıldönümü. Geride kalan yıllarda mücadelesi, idealleri bir bayrak gibi elden ele taşındı. Yoldaşları, Serkan Tosun'un adımladığı Gazi Mahallesi sokaklarından özgür dağlara ve devrim topraklarına kadar tüm mücadele alanlarında, devrimin şafağında parıldayan yıldızı saygı ve minnetle anıyor.

14 Eylül 2013, yeni bir başlangıcın tarihi oldu komünistler için. Serkan Tosun, Rojava devrim topraklarında, faşist çetelere karşı savaşta ölümsüzleşti. Marksist leninist komünistler, Serkan Tosun'un şehadetini açıklayarak, aynı zamanda Rojava devriminin inşa ve savunma görevlerinde yer aldıklarını da ilk kez duyurmuş oluyordu devrimci kamuoyu ve tüm ezilen halklara.

Serkan Tosun, tam da partisinin belirttiği gibi İstanbul'dan Kürdistan dağlarına uzanan mücadele yaşamıyla "boyun eğmez bir komünistti" ve "devrim onu çağırdığında tereddütsüzce yeraltı çalışmalarına koş(muş)tu".

Partisi, Serkan Tosun'un ölümsüzleştiğini açıklarken şöyle demişti: "Bugün, Kürdistan devriminin kalbinin attığı Rojava'da yer alan savaşçılarımızdan Serkan Tosun'umuzu, Serêkaniyê'deki çarpışmalarda şehit verdik. O, tıpkı Şengül Boran ve Yılmaz Selçuk yoldaşlar gibi, Ortadoğu topraklarındaki özgürlük ağacını kanıyla suladı. Aynı zamanda Kürdistani bir güç olan MLKP'nin Rojava'daki ilk şehidi oldu."

Bu açıklama; komünistler için Ortadoğu devrimi hedefine doğru ilerlenecek kapının açıldığı, yeni ve uzun bir yürüyüşün başladığının ilanıydı.

Serkan Tosun'un bayrağını devralan komünist savaşçılar, nice yeni savaşlara yürüdü. Şehadet açıklamasında verilen "Adanmış devrimciler partisi MLKP, şehit yoldaşlarına layık olmayı bilecektir" sözünü, canları pahasına göğüs göğüse dövüşerek ete kemiğe büründürdü.

Yoldaşları, ilk Serêkaniyê savaşını zaferle tamamlayarak, sadece şehitlerin intikamını almakla kalmadı. Devrimin varlık hakkını elde ettiği özgürlük yürüyüşünde önemli bir kazanıma imza attı. Bu adımı, devrim topraklarının çetelerden temizlendiği özgürleştirme hamleleri takip etti.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu kentleri halk ayaklanmaları ile sarsılırken, Suriye'yi de içine alan süreçte Ortadoğu'nun tüm ezilenlerine yol gösteren Rojava devrimi patlak vermişti. Başlangıcından yani 2012 Temmuz'undan itibaren devrime katılan komünistlerin Rojava topraklarına ayak basan ilk grubunda yer almıştı Serkan Tosun. Ölümsüzleştiği 14 Eylül 2013 tarihine kadar "Rojava devriminin savunulması, ekonomik, toplumsal inşa ve halk sağlığı çalışmalarında" yer aldı.

Sömürgeci faşist Türk devletinin devrimi boğmak için silahlandırdığı El Nusra çeteleri, Serêkaniyê'yi işgal etmek için günlerce saldırı gerçekleştirdi. Serkan Tosun, YPG'li yoldaşlarıyla birlikte Cafa Köyü'nde mevzilerde saf tuttu. 14 Eylül akşamı, çete saldırılarına direnişle karşılık verildi. Yoğun çatışmalar esnasında aralarında Serkan Tosun'un da olduğu 7 devrim savaşçısı ölümsüzleşti.

Serkan Tosun'un, İstanbul Gazi Mahallesi'nde binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurlandığı dönem, aynı zamanda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'dan devrimcilerin yüzlerini Rojava'ya dönmesine vesile oldu. Devrime katılmaya ve inşayı güçlendirmeye yönelik çağrılarla, Serkan Tosun'un izinden yürüyen pek çok devrimci, komünist de O'nun silahını kaldırmak ve ideallerini zafere ulaştırmak için devrim topraklarına ulaştı.

Serêkaniyê'de devrimi yıkıma uğratma hedefi boşa düşen Türk devleti, DAİŞ çetesinin Kobanê'ye yönelik kuşatmasına elinden gelen tüm desteği sundu. Öncesinde Şam'da namaz kılma hayalleri kuran faşist şef, "Kobanê düştü, düşecek" sözleriyle bu arzusunu dile getiriyordu.

Serkan Tosun'un yoldaşları, büyük Kobanê direnişinin de parçasıydı. "Gerekirse şehit de düşeriz" sözlerinde somutlanan kararlılıkla dövüştüler. Paramaz Kızılbaş, Alişer Dersim, Algan Zafir ve Sarya Özgür, şehitler kervanında Serkan Tosun'un takipçisi oldu. Komünistlerin, Rojava devriminin bir bileşeni olduğu daha açık görüldü. Onlarca komünist savaşçı, devrimi savunmak için Kobanê'den Til Koçer'e uzanan tüm cephelerde, faşist DAİŞ çetesinin devrim topraklarından sökülüp atıldığı Deyr ez Zor'a kadar tüm hamlelerde yerlerini aldı.

Kavganın en sıcak günlerinde yıldızlaşan Serkan Tosun, sadece kendinden sonraki savaşçılara örnek olmakla kalmadı. İsmi, bir yıl sonra Serêkaniyê'de komünistler tarafından kurulan ilk tabura verildi. Devrim savunmasına tabur düzeyinde daha etkin katılan komünistler, Serkan Tosun'un ismini unutulmaz kıldı. Şehit Serkan Taburu, sonrasındaki yıllar boyunca yüzlerce savaşçı yetiştirdi. Parti, devrim savunmasına katılan savaşçılarını cephelere ilk şehidinin adını taşıyan tabur ile gönderdi. Bu taburun pek çok savaşçısı, devrimi canı pahasına savunmak için direnirken yaralandı, şehit düştü.

Komünistler, Rojava devrimine hem Kürdistani bir güç olarak katıldı, hem de kimi enternasyonal dayanışmayı büyüten hedefler oluşturdu. Şehit Serkan Taburu devrim savunmasında görevler üstlenirken, aynı zamanda devrim ile uluslararası dayanışmayı güçlendirmek için Enternasyonal Özgürlük Taburu'nun kuruluşunda yer aldı. Kobanê, Siluk, Til Temir, Rakka, Efrîn ve Serêkaniyê savaşlarında şehitler verildi. Serkan Tosun'un kanıyla araladığı kapıdan ilerleyen yoldaşları, hedeflerini de büyüttü. Devrim savunmasında daha aktif rol üstlenmek için, Şehit Serkan Taburu'na büyük emekler verdikten sonra gittiği Kuzey Kürdistan dağlarında ölümsüzleşen Alişer Deniz'in adını taşıyan tugay kurdu. Tugay savaşçıları, işgal saldırılarına karşı en ön cephelerde devrimi savunmaya devam ediyor.

Devrimin komünist bileşeni, yeni görevler üstlendikçe yeni bedeller de ödedi. Komünistlerin devrimin inşası ve ilerletilmesi için gelişkin pratikleri, sömürgeci faşist Türk devletinin saldırılarını yoğunlaştırdı. Katliamlar, tutuklamalar ile partinin gelişimini engellemeye yöneldi faşist şeflik rejimi. Kobanê direnişine omuz veren komünist gençler, Suruç'ta hedef alındı. 33 düş yolcusu katledildi. Devrimin ilk yıllarından itibaren Rojava'da önemli görevler üstlenen komünist önder Baran Serhat'a yönelik suikast da bu saldırılardan biriydi. Baran Serhat, Serkan Tosun'un adının devrimle özdeşmesine önderlik etmiş, O'nun kararlılığında yeni savaşçılar ve komutanlar yetiştirmişti. Baran Serhat, anısına Serkan Tosun'un Serêkaniyê'de devrim bayrağını yükselttiğini belirten sözleriyle bir şarkı da besteleyip, seslendirmişti.

Yoldaşları, katliamlarla verilmek istenen mesajı iyi biliyordu. 10 Eylül 1994'ten bugünlere süren ateş altında yürüyüşün asla geriye gitmeyeceğini, aksine devrim mücadelesinin baş eğmeden süreceğini şu ifadelerle dile getirmişti: "Partimiz, bir feda bölüğü olduğu kadar, bir Baran Serhat'lar fideliğidir. O fidelik daima canlı kalacaktır."

Bugün, Serkan Tosun'un şehadetinin 8. yıldönümü. Geride kalan yıllarda mücadelesi, idealleri bir bayrak gibi elden ele taşındı. Yoldaşları, Serkan Tosun'un adımladığı Gazi Mahallesi sokaklarından özgür dağlara ve devrim topraklarına kadar tüm mücadele alanlarında, devrimin şafağında parıldayan yıldızı saygı ve minnetle anıyor.

O bayrağı bugün Kuzey ve Doğu Suriye'nin dört bir yanında Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Asuri gençler dalgalandırıyor. Bir dönem o bayrağı yükselten Kobanêli genç komünist öncü Zîlan Destan, taşıdığı bayrağı yeni Serkan ve Destanlara emanet ederek aramızdan ayrıldı.

Serkan Tosun'un taşıdığı kızıl bayrak, dalgalandıkça büyüyecek. Büyüdükçe Ortadoğu halklarının özgürlüğüne giden yol, Birleşik Kürdistan ve Ortadoğu Demokratik Federasyonu ile daha da aydınlanacak. Bu, anısına sözümüzdür…