4 Aralık 2024 Çarşamba

Serpil Arslan yazdı | Eğitimin politik islamcı temelde yeniden dizaynı ve maarif modeli

Maarif modeli müfredat taslağı ile eğitimdeki cinsiyetçi uygulamalar pekiştiriliyor. Üç bin sayfalık müfredatın sadece bir iki yerinde kadının adı geçiyor. Toplumsal eşitsizliği, toplumsal cinsiyet ayrımına dayanan şiddeti, gerici örf ve adetleri de gündeme getirmiyor. Bunlar olmadığı gibi sadece kadın aile ile tanımlanarak sıkça "aileye, aile bütünlüğüne, ailenin korunmasına" vurgu yapılıyor.

Erkek egemenliğinin en gerici koalisyonunu kuran faşist şeflik düzeni, toplumun politik islamcı temelde yeniden inşa edilmesinde eğitim sistemine özel rol biçti. Çıkardığı yasa ve uygulamalarla kadını eve hapsederken aileyi kutsadı, LGBTİ+ düşmanlığını açıkça ifade etmekten sakınmadı. "Dindar ve kindar" nesiller yaratma hedefini gerçekleştirecek planları uygulamak söz konusu olduğunda ortağı MHP ile tam uyum içerisinde hareket etti. Eğitimcileri, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, öğrenci velilerini dikkate almadı.

AKP, iktidara geldiği dönemden bu güne kendi ideolojisini topluma dayatmak, eğitim sistemini gericileştirmek için adım adım ilerledi. Sermayenin talanına sınırsızca alan açtı. Siyasal islamcı, inkara dayalı, tek tipçi anlayışı eğitim sisteminin tüm aparatlarına içererek 22 yıllık iktidarı boyunca kendi ideolojik nosyonuna uygun nesiller yetiştirmek için uğraştı. Eğitime ayrılan payı her geçen yıl kısarak, devlet okullarının sayısını azaltırken özel okulları, tarikat yurtlarını, imam hatip liselerini pıtrak gibi artırdı. 4+4+4 sistemi getirip, emekçi yoksul çocuklarını ya imam hatip okulları ya da meslek liseleri tercihine mahkum etti.

Tarikatlara alan açan, Diyanet ile ortaklaşa yürütülen projeleri her geçen yıl daha fazla arttıran faşist şeflik, eğitimin adeta Diyanet'e tesliminin önünü açan ÇEDES ile eğitimde dinselleştirme adımlarını hızlandırdı.

İşçi ve emekçileri, her geçen gün daha fazla açlık yoksulluk girdabına sokan faşist şeflik rejimine geniş kitlelerin öfkesi artarken son yerel seçimlerde kitle desteği azalınca, bir takım arayışlara girdi. Bir yandan Anayasa değişikliği tartışmaları yaparak, 9. Yargı paketi adımları atarken diğer yandan eğitim sisteminde köklü müfredat değişikliği yaparak eğitim sisteminde ilerici olan ne varsa ayıklamaya çalışıyor.

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" olarak parlattığı yeni saldırı paketi ile eğitimi gericileştirme adımlarını daha da hızlandırma ve bu adımları 9. Yargı paketi ile tamamlama yönelimi içerisinde.

Arapçadan gelen maarif kelimesi "öğreti, ilim" anlamına geliyor.  Faşist saray rejimi Maarif Modeli müfredat ile ne hedefliyor peki?

Türkiye yüzyılı yıldızlarıyla parlatılan Maarif Modeli müfredat taslağı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 26 Nisan 2024 tarihinde açıklandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, modeli "Bize ait, bizim değerlerimiz ile inşa edilmiş bir müfredat" diyerek tanıttı. Üç bin sayfalık taslak metnin, bir hafta süre ile kamuoyuna sunulması da biçimselliğin başka bir ifadesi oldu. Böylelikle yangından mal kaçırırcasına eğitimcilerin, sendikaların, öğrenci velilerinin incelemesinin önüne geçilmeye çalışıldı. Eleştiriler ise dikkate bile alınmadı.

Bu anlayışa göre; yeni ders kitaplarında, "tek din, tek dil, tek kimlik, tek mezhep anlayışına aykırı ne varsa ayıklanarak, cinsiyetçi, tekçi yeni müfredat ile kadın eve hapsedilerek nesneleştiriliyor, LGBTİ+ düşmanlığı müfredatta yeni bir formda sürdürülüyor.

Eğitimi, bilimsel, akademik zeminden iyice uzaklaştıran bu yeni düzenleme ile 2016'da ders kitaplarından çıkarılan evrim teorisine de yer verilmiyor.

Yeni müfredatla, "eleştirel düşünebilen, sorgulayan, araştıran, mesuliyet ve ülkü sahibi" nesiller yetiştirmenin amaçlandığı söylense de 12. sınıfa kadar Kur'an'ı Kerim, din ve ahlak derslerinin ağırlık kazanacağı bir düzenleme yapılmış. "Kindar ve dindar" nesil yetiştirme planını her dönem açık eden faşist şeflik düzeni bu taslak ile eğitim sistemini Türkçü, politik islamcı temel üzerine iyice oturtuluyor. Kemalistlerin eleştirilerini elimine etmek için taslakta Atatürk'ün hayatına, inkılap tarihine de yer veriyor fakat kemalist katı "laikçilik" bir tarafa bırakılarak Müslümanlığın hanefilik-sünni mezhebine denk düşen anlayışı yerleştiriliyor. Doğa ve çevre duyarlılığını ifade eden satırlarla da gerici müfredata makyaj yapılıyor.

Şimdiye kadar ki tüm müfredatlarda olduğu gibi bu müfredatta da Türk ulusu dışındaki uluslar, ulusal azınlıklar yok sayılıyor. Tekçi anlayış, "Eğitimin her aşamasında, Türkçe'nin öğretimine, doğru kullanımına titizlikle dikkat edilecek" diyerek Türkçe dili öğretimine özel vurgular yapıyor, anadilde eğitimin ise esamesi okunmuyor.

Maarif modeli müfredat taslağı ile eğitimdeki cinsiyetçi uygulamalar pekiştiriliyor. Üç bin sayfalık müfredatın sadece bir iki yerinde kadının adı geçiyor. Toplumsal eşitsizliği, toplumsal cinsiyet ayrımına dayanan şiddeti, gerici örf ve adetleri de gündeme getirmiyor. Bunlar olmadığı gibi sadece kadın aile ile tanımlanarak sıkça "aileye, aile bütünlüğüne, ailenin korunmasına" vurgu yapılıyor. İstanbul Sözleşmesini gasp eden, Medeni Kanun değişikliği ile kadınların lehine olan maddeleri değiştirmek isteyen faşist şeflik rejimi orada yapamadığını maarif modeliyle eğitim alanında yapmayı hedefliyor.

Sonuç olarak on yılda, on bin kişi ile hazırlanan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adıyla sunulan tekçi, erkek egemen, antibilimsel, gerici, LGBTİ+ düşmanı müfredat planı ile faşist şeflik rejimi kendi karanlık yüzyılı fikrini tüm topluma deli gömleği olarak giydirmeye çalışıyor. Karşısında etkili bir toplumsal muhalefet açığa çıkmadığında sessizce uygulamaya geçeceğine de şüphe yok.

Şimdi başta sendikalar olmak üzere, tüm toplumsal muhalefet güçlerinin etkili bir mücadele ile bu gerici eğitim müfredatına karşı harekete geçme zamanı.