4 Aralık 2024 Çarşamba

Sison: Sadece 9 otomatik tüfek ile başladık

FKP kurucu başkanı Prof. Jose Maria Sison yoldaşlarının Joma'sı, 16 Aralık 2022'de 83 yaşında yaşamını yitirdi. Yazarımız ve çevirmenimiz Ivana Benario FKP'nin 50. yıldönümü vesilesiyle 1 Ocak 2019 tarihinde Sison ile yaptığı söyleşiyi "Yoldaş Joma" (Ka Joma) anısına yayınlıyoruz.

Filipinler Komünist Partisi'nin (FKP) 50. kuruluş yıldönümünü en devrimci duygularımızla kutluyoruz. Tarihinde büyük bedeller ödeyerek ileri yürüyen FKP, mücadelenin bütün araç ve biçimlerini etkin kullanarak, özellikle Yeni Halk Ordusu (NPA) gerillalarının başarılı eylemleriyle dünya devrimci hareketi içerisinde önemli bir odak haline geldi, dünyanın dört bir yanında devrimcilere moral, umut ve ilham kaynağı oldu. FKP'nin 50 yıllık mücadele tarihi bize neyi anlatıyor? Bu 50 yıllık tarihi değerlendirir misiniz?
Filipinler Komünist Partisi, Filipin proletaryasının ve halkının devrimci partisi olarak kuruldu. Kapipunanların (İspanya sömürgecilerine savaşan devrimci örgüt) 1896'da ABD emperyalizmine, yerel gerici sınıfa ve büyük kompradorlara, toprak sahiplerine ve bürokrat kapitalistlere karşı henüz tamamlayamadığı ulusal kurtuluş ve demokratik devrimin devamcıları olarak yola koyulduk. 60'ların devrimci kitle hareketinin bir avuç kadrosu ve üyesi üzerinden yükseldi. O günden bugüne Filipin toplumu içerisinde devrimci bilinci yaydı ve geliştirdi. FKP, liderlik ettiği geniş birleşik cepheler kurarak tarihinde iki kez gerici rejimi devirdi. Faşist Marcos diktatörlüğüne karşı mücadelemiz 1986'da zafere ulaştıktan sonra 2001'de de çürümüş Estrada rejimini alaşağı ettik.

Geçtiğimiz yıllar bize kuvvetlerimizi nasıl koruyabileceğimizi, halkımızı nasıl savunabileceğimizi ve devrimi nasıl ilerletebileceğimizi öğretti. FKP kendisini her daim illegal temelde var etti ve kitlelerle köklü bağlar kurdu, siyasi iktidarı ele geçirmeyi hedefledi. ABD ve yerel kuklaları gibi çok kuvvetli düşmanlara karşı savaşıyoruz. FKP halkın demokratik devrimine ideolojik, politik ve örgütsel çalışmalarıyla önderlik etmeyi başardı. Bu çok önemliydi, özellikle ideolojik çalışmalarımızın amacı devimci mücadelenin geleceğini hazırlamaktı. Ve elbette egemenlerin sistemini, yarı feodal yarı sömürgeci sistemi halkın demokratik devrimi ile yanıtladık. Bu anlamda uzatılmış halk savaşı stratejik bir yerde duruyor.

Filipinler'de kuklalar, iktidarda ABD emperyalizminden her türlü ekonomik, politik, askeri desteği alıyor. ABD emperyalizmi bağımsızlığını kazanmış ülkelerde yeni sömürgeciliği kullanıyor. Birkaç on yıl içerisinde yeni sömürgeci emperyalist küreselleşme devrimin öznel kuvvetlerini geliştirdi ve böylece Filipinler devrimi ilerliyor. FKP, Filipinler toplumunu doğru bir şekilde yarı sömürge ve yarı feodal olarak tanımladı ve modern emperyalizm ve proleter devrimler çağında sosyalist bir perspektifle demokratik halkçı bir devrimi formüle etti.

Bir grup kararlı yoldaş olarak 26 Aralık 1968 tarihinde 12 delegenin katıldığı kuruluş kongresini gerçekleştirdikten sonra FKP olarak bugün dünyanın en büyük devrimci gerilla ordularından birisinin temelini attınız ve devlete karşı savaş açtınız. Partinizin en önemli örgütsel ve siyasal kazanımları nelerdi?
FKP, yoluna 80 kişiyle başlamıştı. O zaman elimizde sadece 9 otomatik tüfek vardı. Bugün binlercesi var, ve NPA saflarında 70 bin yoldaş mücadele ediyor. O dönem Filipinler'in sadece küçük bir bölgesinde yer alıyorduk. Bugün ise ulusal çapta mücadelemizi sürdürüyoruz. 110 cephede gerilla güçlerimiz konumlanmış durumda, ülkenin toplam 81 eyaletinden 73'ünde savaş mevzilerimiz bulunuyor. Ve tabi kitle örgütlerinde milyonlarca insana hitap ediyoruz ve demokratik halk hükümetleri kurduğumuz alanlarda 20 milyon insan yaşıyor.

Yerel politik iktidar organları gerici rejim karşısında işçilerin ve köylülerin demokratik halk iktidarını oluşturuyor. Parti kadrolarından, kitlelerden ve teknik olarak kapasiteleri olan insanlardan temsilcilerden oluşuyor. Kitle örgütlenmesi, kamusal eğitim, üretim, mali işler, özsavunma, sağlık, kültürel ilişkiler, çevre koruması, doğa felaketlerinin ardından kurtarma ve rehabilitasyon, anlaşmazlıkların giderilmesi gibi çalışmalar yürütüyor. Halk milisinden ve halk mahkemelerinden de sorumlular.

Ülkenin tüm bölgelerinden işçi, köylü, ulusal azınlık, gençlik, kadın, çeşitli işkolları, kültür işçileri ve diğer kesimlerden milyonlar güçlü bir devrimci kitle hareketi oluşturuyor. FKP sayısız değişik tipte kitle örgütünden üyeler örgütlemek için yoğun çaba sarf etti ve her düzeyde bu kitle örgütlerinin içinde parti grupları oluşturdu. Ayrıca, fabrikalarda, kurumlarda, kent ve kırsal alanlardaki topluluklar içinde de parti örgütlerini oluşturdu. FKP, 29 Mart 1969'da kurulan NPA'ya önderlik ediyor. FKP, NPA'yı kurduğunda bunu Merkez Komite, Politik Büro ve Askeri Komisyon aracılığıyla FKP'nin mutlak liderliği altında oluşturdu. NPA içinde de her düzeyde parti örgütlerini kurdu. Şu an dünyadaki ulusal kurtuluş, demokrasi ve sosyalizm için yürütülen silahlı devrimci mücadeleler içinde en uzun süredir devam eden, en güçlü ve giderek büyüyen bir silahlı devrime önderlik etmede FKP kendini yetkinleştirdi.

... ve bugün NPA karşıdevrimci devletin "1 Numaralı güvenlik tehdidi"ni oluşturuyor.

Evet, düşmanı yenmek ve devrimi kazanmak için halkın ana silahı. O olmadan halk hiçbir şeye sahip olamazdı. NPA'ya halk milisi ve kitle örgütlerinin özsavunma birimleri eşlik ediyor. NPA'yı sadece askeri bir anlayışla ele almamak lazım, bu yüzden politik-askeri bir örgüt olduğunu vurguluyoruz. Üç temel görev üstleniyor: Devrimci silahlı mücadele, tarımsal devrim ve kitle tabanı inşası. NPA halkın demokratik hükümetlerini kurmasında ve işletmesinde de görev alıyor.

Politik alan, kadro eğitimi, istihbarat, lojistik, yönetim, medikal ve teknik alan gibi departmanlarıyla NPA'nın ulusal çapta yürüyen etkin bir komuta gücü var. Disiplinli ve yüksek savaşma moraline sahip binlerce kızıl müfrezesine farklı düzeylerde politik askeri eğitimler veriyor, yüksek gücü olan uzun namlulu silahlar kullanıyor.

Filipinler devrimci mücadelesi, kitle mücadele aracı olarak bir çatı kadın partisinin kurulmasından LGBTİ+ gerillaların var olma mücadelesine kadar zengin bir cins eşitlik mücadele birikimine sahip. FKP önderliğinde gerçekleşen bu kazanımlar oldukça ilgi çekici ve dünya kadın hareketi bakımından da anlamlı tecrübeler barındırıyor. Kadın özgürlük mücadelesinde partinizin kazanımları nelerdir?
Kadın özgürlük mücadelesi, mücadelemizde büyük bir rol oynuyor. Kadınlar göğün yarısını tutuyor. Hiçbir devrim kadınların erkeklerle eşit temsiliyetini sağlamadan başaramaz. Yani, hareketler en az yüzde 50 kadınlardan oluşmalı ki zafer elde edeceğinden emin olsun. Eğer bir hareketin sadece yüzde 10'u kadınlardan oluşuyorsa, bu demek ki daha çok işleri vardır. Kadınlarımızın olması bizim için büyük bir kazanım ve belirleyici bir yerde. Kadınların uzmanlaşmış rol oynaması önemli. Yönetimlerde, askeri komutalarda, bütün bölge yönetimlerinde kadınlar var. Bazı birimlerimizde yüzde 25-50 kadın temsiliyeti var, bazılarında ise yüzde 80-100. Asıl olan kadın komutanlaşması ve önderleşmesidir. 1969'da NPA'nın kuruluşunun hemen ardından 1970 yılında kızıl müfrezelerimizde kadınların katıldığı birimler kurmaya başladık. Askeri anlamda özellikle kadının varolması belirleyiciydi. Önemli olan bütün bu gelişmelerin kadınların önderliğinde gerçekleşmesidir. En önemli kazanımımız bu anlayışın gelişmesidir.

Birleşik cephenin kurulması mücadelenize neler kattı?
Birleşik cephe, hem silahlı hem yasal mücadele zemininde yine halkın bir silahı olarak inşa edildi. Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi (NDFP) yurtsever ve ilerici ilkeler ve politikaların birbirine bağladığı 18 müttefik örgütün katılımıyla 24 Nisan 1974'te kuruldu. Esas olarak işçi sınıfı ve köylülüğün temel devrimci ittifakına dayanıyor ve burjuvazinin orta katmanlarından kendine güç kazanıyor, düşmanı alt edebilmek ve izole edebilmek için gericiler arasındaki çelişkilerden yararlanıyor. Birleşik cephe kırsal alandaki milyonlara ulaşmak ve onları silahlı devrim için harekete geçirmekte, onların desteğini almakta farklı legal mücadele biçimlerini kullanarak oldukça etkili oluyor.

FKP enternasyonal anlamda etkin faaliyetlerde bulunuyor. Enternasyonal faaliyetlerinizin kapsamı nedir?
Dünya bugün modern emperyalizm ve proleter devrimler çağındadır; şöyle ki, Sovyetler Birliği, Çin ve Doğu Avrupa'da kapitalizmin tamamen restorasyonundan bu yana yoğunlaşan emperyalistler arası çelişkiler, toplumsal düzenin bozulması ve işgal savaşlarından proleter devrimlerin ve ulusal kurtuluş hareketlerinin yükseldiği, ayaklandığı bir döneme geçiyoruz.

Burjuvazinin derinleşen sistemsel krizine karşı uluslararası anlamda karşılıklı ilişkileri geliştirmek ve devrimci hareketi güçlendirmek, destek sunmak, dayanışma örgütlemek görevlerimiz arasında yer alıyor. Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu (ICOR) ve başkaca antiemperyalist, demokratik örgütlerle birlikte birleşik bir antiemperyalist cephe kurmak önemli bir yerde duruyor.

Enternasyonal çalışmamızın bir diğer yanı ise dünyanın 120 ülkesinde bulunan Filipinli göçmen işçilere dönük kurduğumuz örgütler, araştırma merkezleri ve dayanışma örgütleridir. Yurtdışında iş bulan milyonlarca Filipinli anavatanlarındaki devrimci hareketi destekleme ve FKP'nin enternasyonal politik faaliyetine geniş bir taban oluşturma anlamında kitle çalışmalarımızın hedefinde.

Dünya devrimci hareketi sizin partinizden neler öğrenebilir?
Bütün antiemperylist hareketler, sosyalizm iddialı bütün hareketler evrensel bağlar kurmalı. İşçi sınıfı ve geniş kitleleri kazanmadan, örgütlemeden ve seferber etmeden devrim olmaz. Bu dersleri paylaşmalıyız. Parti devrime önderlik ediyor, siyasi iktidarı hedef alırken halk ordusu merkezi sorunları yanıtlıyor. Ve bugünden halk yönetimlerini kurmaya başlamak gerekiyor. Kendi iktidar alanlarımızı kurmak zorundayız. Filipinler'de yerel yönetimlerimizle, kurduğumuz hükümetlerle Lenin'in söylediği gibi, ikili iktidar durumu yaratıyoruz. Filipinler'de iki hükümet var, bir devrimci olan, bir de karşıdevrimci.

Herhangi ülkenin partisi bu evrensel fikirleri içselleştirip somut durumun somut analizini yapmalı. Ölçütlerimiz aynıdır fakat analiz yaptığımız koşullar farklı. Devrimci hareketin önündeki önemli görev strateji ve taktikleri geliştirmeleridir. Zafer büyük emek ve büyük savaşlar gerektiriyor. Şehitler bu anlamda çok kuvvetli bir yerde duruyor, onlar bizim için çok değerli, en büyük değerlerimiz. Çünkü onlar en büyük fedakarlıkları yaptılar, uğruna ölünecek değerlere yaşamlarını verdiler. Şehitler aynı zamanda ilham veriyor, kanlarıyla birçok yeni devrimcinin tohum olarak yetiştiği toprağı suluyorlar.

Son olarak, sol söylemlerle iktidara gelen katliamcı faşist Duterte ve hükümetiyle 2016 yılında barış görüşmelerine başlamıştınız. Devletle müzakere dair neler söyleyebilirsiniz?
Eğer eşit koşullarda gerçekleşiyorsa, düşmanla müzakereleri asgari bir düzeyde başlıyoruz. Müzakerelerde her tarafın kendi hedef ve çıkarları vardır, ama aynı zamanda düşmanın seni güç olarak kabul ettiğinin göstergesidir. Düşman bu müzakerelerle kitleler içinde bir bilinç bulanıklığı, bununla birlikte devrimci hareket içerisinde bir ayrışma hedefliyor. Biz ise koşullara bağlı olarak müzakereleri asgari bir hedef olarak kendi devrimci programımızı kitlelere anlatmak için değerlendiriyoruz. Müzakerelere başlamak için en uygun zaman zafere yakın olduğunuz zamandır, Özellikle siyasi tutsakların tahliye edilmesi için. Böylece düşman kamplarına daha özgürce hücum edebilirsiniz.