1 Ekim 2024 Salı

'Tutuklanan arkadaşlarımızın yerine de haber yapacağız'

Diyarbakır'da gözaltına alınarak tutuklanan 16 Kürt gazeteciye meslektaşları sahip çıktı. Diyarbakır, Mersin ve Van'da yapılan eylemlerde gazeteciler, iktidarın baskı politikalarına karşı gerçeğin sesi olmaya, tutsak arkadaşlarının kalemini yerde bırakmamaya söz verdi.

Tutuklanan 16 meslektaşları için Diyarbakır ve Mersin'de eylem yapan gazeteciler, meslektaşları serbest bırakılana kadar mücadele devam edeceklerini vurguladı.

'KALEMLERİNİ YERDE BIRAKMAYACAĞIZ'
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), tutuklanan 16 gazeteci için JINNEWS bürosu önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, çok sayıda gazetecinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Remziye Tosun, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. "Özgür basın susturulamaz" pankartı açılan eylemde, tutuklanan 16 gazetecinin fotoğrafları taşındı.

'APE MUSA'NIN YOLUNDAYIZ'
Eylemde konuşan Fuat Yaşar, gazeteciliğin suç olmadığını ve gazetecilik yapmaya devam edeceklerini vurguladı. Gazetecilik meslek örgütleri ve tüm halka kendi sesine sahip çıkması çağrısı yapan Yaşar, "Gazetecilerin mesleklerine devam etmesi için dayanışma ağı kurulmalıdır" dedi.

Gazeteci Kejo Ekinci de tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılmasını isteyerek, mücadeleye devam edeceklerini ifade etti. Ekinci, "Ape Musa'nın yolundayız" diyerek baskılara rağmen gazetecilik yapmaya devam ettiklerini söyledi.

Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Arjin Dilek Öncel, basına dönük baskıların yeni olmadığını, ancak AKP iktidarı döneminde yoğunlaştığını ifade etti. Öncel, "Arkadaşlarımız haberleri nedeniyle suçlanıyorlarsa, onların yerine de haber yapacağız, yaptıkları programlar nedeniyle suçlanıyorlarsa onların yerine de program yapacağız. Kalemlerini yerde bırakmayacağız. Arkadaşlarımızın yükü omuzlarımızda. 16 arkadaşımız serbest bırakılıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

'GAZETECİLİKLERİNE TANIĞIZ'
JINNEWS muhabiri Medya Üren, özgür basının 30 yıldır halkın sesi olmaya devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Bu 30 yılda iktidarın özgür basına karşı saldırıları devam etti. İktidarlar geçip gitti ancak özgür basın geleneğini sürdürdü. Hiçbir zaman hakikati yazmaktan vazgeçmediler. 1994'te bombalanan Özgür Ülke gazetesi 'Bu ateş sizi de yakacak' diye yazmıştı. O ateş şimdi tüm kesimleri yakıyor. Tekrar söylüyoruz bu ateş sizi de yakacak."

MA editörü Bilal Güldem, tutuklanan meslektaşlarının gazeteciliğine tanık olduklarını söyleyerek, "Onlar sadece haber yaptı ve haber yaptığı için tutuklandı. Arkadaşlarımıza asla ama asla gözünüz arkada kalmasın diyoruz" ifadelerini kullandı.

'ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ'
Haber takibinde olması gereken gazetecilerin hapishanede olduğunu söyleyen gazeteci Selman Çiçek, "Arkadaşlarımız olmasaydı Kemal Korkut, Tahir Elçi, İpek Er cinayetlerinden haberdar olmayacaktık. Çünkü saklamaya çalışıyorlar. Ancak özgür basın susturulamaz diyoruz" dedi.

Son olarak konuşan DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ise, gazeteciliğin suç olmadığını hep birlikte tekrar haykırdıklarını belirterek, meslektaşları serbest bırakılana kadar mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi.

Eylem, "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla sonlandı.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ 84 MİLYONUN MESELESİDİR'
Mersin'de gazeteciler, tutuklanan 16 meslektaşları için Özgür Çocuk Parkı'nda toplandı. "Gazetecilik suç değildir. Özgür basın susturulamaz" yazılı pankart açılan eylemde, "Gazetecilere özgürlük", "Cezaevinde gazeteci istemiyoruz", "Gazetecilik hapsedilemez", "Halkın haber alma hakkına kelepçe vurulmaz" ve "Özgür basın demokrasinin gereğidir" dövizleri taşındı. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Kemal Bülbül'ün yanı sıra çok sayıda gazeteci, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

'GAZETECİLİĞİN ONURUNU SAVUNDUKLARI İÇİN TUTUKLANDILAR'
Gazeteciler adına konuşan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Cemil Uğur, "Meslektaşlarımızın tutuklanmasına hangi kılıf uydurulsa uydurulsun, bizler gerçeği biliyoruz. Meslektaşlarımız; gazeteciliğin onurunu ve halkın haber alma hakkını savunduğu için tutuklandı" ifadelerini kullandı.

İktidarını sürdürmek için demokrasi, basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran AKP'nin seçim sürecini başlattığına dikkat çeken Uğur, bu sürecin giderek ağırlaşan baskılarla süreceğini belirtti. Basına dönük gözaltı, tutuklama ve baskıların bütün topluma verilmiş bir gözdağı olduğunu kaydeden Uğur, halkın haber alma hakkına dönük saldırılara tepki gösterdi.

'TÜM EZİLENLERİN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
"Özgür basının hapsedilmesi karşısında muhalefet partilerinden aydınına, gazetecisinden cemiyetine kadar susanlar şunu unutmamalıdır ki; basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bunun sadece biz gazetecilerin değil, Türkiye'de yaşayan 84 milyonun meselesi olduğu bilinmelidir" diyen Uğur, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve tüm halkı demokrasi ve basın özgürlüğü için ortak mücadeleye çağırdı.

"Biz gazeteciler; zalimin zulmüne karşı mücadele edenlerin, kadınların, işçileri, emekçilerin, KHK'lilerin, Kürt halkının, yok sayılan halkların inançların, doğası için direnenlerin ve tüm ezilenlerin sesi olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullanan Uğur, sindirme politikalarına karşı Ape Musa'dan, Metin Göktepe'den, Uğur Mumcu'dan, Hrant Dink'ten devraldıkları kalemle yazmaya devam edeceklerini, her alanda tutuklanan meslektaşlarının sesi olacaklarını vurguladı.

Eylem, "Özgür basın susturulamaz" sloganı ve alkışlarla son buldu.

'GERÇEKLERİ HALKA ULAŞTIRMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Van'da Maraş Caddesi'nde bir araya gelen gazeteciler, 16 meslektaşlarının tutuklanmasına tepki gösterdi. "Susturamayacaksınız" pankartı açılan eyleme çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı.

Ortak açıklamayı okuyan gazeteci Zelal Tunç, özgür basın geleneğinin 1990'lardan bu yana çok büyük bedeller ödediğini söyledi. "Yeri geldi sokak ortasında katledildik, yeri geldi ölümle tehdit edildik, yeri geldi çalıştığımız kurumlar bombalandı, yeri geldi tutuklandık, yeri geldi çalıştığımız kurumların kapısına kilit vuruldu. Ama hiçbir zaman gerçekleri halka ulaştırmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" diyen Tunç, ne olursa olsun hakikatleri ortaya çıkarmaya devam edeceklerini vurguladı.

'İKTİDAR BATAKLIKTAN GAZETECİLERİ SUSTURARAK ÇIKMAK İSTİYOR'
İktidarın siyasal, sosyal, ekonomik başta olmak üzere her alanda bir kriz içerisinde olduğunu ifade eden Tunç, bu krizlerin üstünü örtmeye çalışan iktidara karşı özgür basın geleneğinin halkın sesi olduğunu kaydetti.

"İktidar, içerisine girdiği bataklıktan gazetecileri susturarak çıkmak istiyor" ifadelerini kullanan Tunç, gazetecilerin tutuklandığı saatlerde sansür yasasının da Adalet Komisyonu'ndan geçtiğine dikkat çekti. Tunç, baskı politikalarına karşı özgür basının korkusuzca gerçekleri dile getirdiğini dile getirdi. Her koşulda yalan düzenine karşı hakikat mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Tunç, tutuklanan meslektaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.

Eylem, "Özgür basın susturulamaz" sloganıyla son buldu.