4 Ekim 2024 Cuma

Urfa'da halk buluşması: Sonuna kadar yürüyeceğiz

Urfa'da düzenlenen halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, zülme boyun eğmeyeceklerini ve adalet mücadelesini sürdüreceklerinin altını çizdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü'nün "Şimdi Adalet Zamanı" şiarıyla parti binası önünde halk buluşması düzenledi. Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde düzenlenen buluşmada alana "Dem Dema Edaletê ye" pankartı asıldı. Buluşmaya katılan çok sayıda kişi hapishanelerde katledilen tutsakların fotoğraflarının yer aldığı lolipoplar taşıdı.

Halk buluşmasına, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Barış Anneleri ve bölge milletvekilleri katıldı.

SANCAR: YOLUMUZDA DİMDİK YÜRÜMEYE DEVAM EDELİM
Buluşmanın Suruç'ta miting olarak gerçekleştirilmesinin planlandığını, ancak kabul edilmediğini, Urfa'da seçilen yere de izin verilmediğini belirterek konuşmasına başlayan Sancar, "Asla hiçbir güç halkla buluşmamızı engelleyemez. İşte sizinleyiz, Urfa'dayız, birlikteyiz. Biliyorlar meydanda yapsaydık bu mitingi binlerce, on binlerce insanımız burada olacaktı. Şimdi sesimiz on binlere de, yüz binlere de, milyonlara da ulaşır! Yeter ki biz kararlı olalım ve yolumuzda dik yürümeye devam edelim" dedi.

'ŞENYAŞAR AİLESİNE YAPILAN ADALETSİZLİĞİN ZULÜM BOYUTUDUR'
"Şimdi adalet zamanı, şimdi HDP zamanı” dediklerini ifade eden Sancar, mitingde bulunan ve adalet mücadelesinin simgesi haline gelen Ferit Şenyaşar'ı işaret etti. Sancar, "Şenyaşar ailesi! Ferit kardeşim yanımda. Emine anamız gelemedi. Biz her zaman her şart altında oradayız, onlarlayız. Şenyaşar ailesine yapılanlar, adaletsizliğin zulüm boyutuna vardığı bir örnektir. Zulmün büyüğü herkesin gözü önünde. 3 insan hunharca katledildi, herkes seyrediyor, devlet seyrediyor, savcılar seyrediyor. Üstüne üstlük ailemize saldırıyorlar. Bu adaletsizliğin ötesinde kara bir zulümdür ve şimdi Emine Ana, Ferit kardeşimizle birlikte adliye önünde oturuyor. Belki bugün bu şartlarda, bu soğukta orada değil ama bu nöbet devam edecek, adaleti haykırmaya devam eden tek bir kişi kalıncaya kadar devam edecek. Biz bir kez adaleti haykırmaya başladık mı yüz binler, milyonlar bu sesi duyacak. İlk oturduklarında belki tek başınaydılar, ama şimdi sesleri Türkiye'nin her yerine yayıldı bu dava bizim davamız bu ses bizim sesimizdir. Şenyaşar ailesinin adalet davası bu ülkenin onur meselesidir. Eğer burada dayanışma göstermekten kaçınan  olursa bu onur sınavından kalacaktır ve bu onların alnına kara bir leke olarak sürülecektir. Ama adalet mücadelesi er ya da geç amacına ulaşacaktır" diye konuştu.

'SONUNA KADAR  YÜRÜMEYE KARARLIYIZ'
Emine Şenyaşar'ın nöbette dile getirdiği "adalet yoksa ekmek de yoktur” sözlerini tekrarlayan Sancar, şöyle devam etti: "Daha nasıl anlatılır. Eğer bir ülkede adalet yoksa ekmek de olmaz, huzur da olmaz, barış da olmaz. O nedenle adalet mücadelesi hem iş, aş, ekmek mücadelesidir, hem barış ve özgürlük mücadelesidir, hem de onur mücadelesidir. Şenyaşar ailesine yapılanlar, hepimize yapılmıştır. Sessiz kaldığımız müddetçe hepimiz bu adaletsizliğe maruz kalacağız. Kararlıyız, bunu durduracağız. HDP bunun için vardır, HDP bütün halklarla birlikte adaleti bu ülkeye hakim kılmak için vardır. O nedenle, zulüm arttıkça mücadele yükselecek. Zulmü artan yönetici mutlaka zeval bulacak, ama bunun olması için o zevalin gerçekleşmesi için kararlı bir mücadele gerekiyor. İşte biz bu yoldayız, adalet mücadelesindeyiz ve bunda sonuna kadar yürümeye kararlıyız."

'CEZAEVLERİ ÖLÜMEVLERİ HALİNE GELDİ'
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ve katliamlara dikkat çeken Sancar, "Cezaevleri ölümevleri haline getirildi. Tecrit bu ülkenin yönetim sistemi haline dönüştürüldü. Hem tecride hem de cezaevlerindeki ölümlere, infazlara karşı adalet mücadelemizi sürdüreceğiz. Biliyorsunuz hasta mahpusları bütün raporlara rağmen bırakmıyorlar. Son bir ayda 7 cenaze çıktı. Bu idam cezasının fiilen uygulanmasıdır, bu yargısız infazdır, kirli bir intikam oyunudur. Şimdi diyoruz ki Aysel Tuğluk arkadaşımıza, bütün hasta mahpuslara adalet zamanıdır, onlar için adaleti haykırmaya devam edeceğiz ve özgürlüğü bu topraklara mutlaka getireceğiz."

'YÜZLEŞMEK DEMEK ACILARIN KAYNAĞINA İNMEK DEMEKTİR'
Roboskî Katliamı'nın yıldönümüne gelindiğini dile getiren Sancar, "Adalet mücadelesi bütün faillere ve suç ortaklarına karşı büyük bir mücadeledir. Roboskî'den Şenyaşar ailesine, Maraş Katliamı'ndan bu ülkeye yaşatılmış daha pek çok acıya kadar davamız adalet davasıdır. Bu ülkede yaraları sarmak, geleceği özgürlük ve barış üzerine inşa etmek için varız. Yaraları sarmak için de mutlaka yüzleşmek gerekir. Yüzleşmek demek, bu acıların kaynağına inmek demektir. Bu sistemi işleten ve büyüten anlayışı sorgulamak demektir. Bütün bunlarla hesaplaşma olmadan, yüzleşme yapılmadan bu ülkede geleceği barış ve demokrasi üzerine kurmak mümkün değildir. Biz hesap soracağız derken bütün yaraları sarmak için bu sistemin bu işleyişini bu zihniyeti sona erdirmek istiyoruz ama katilinden de katliam emrini verenden  de yargı önünde mutlaka hesap sormak görevimizdir. Elbette bunun da peşinde olacağız, ama esas peşinde olduğumuz yaraları sardığımız zaman büyük barışı getirmektir. Bu büyük barışı getirdiğimizde adalet de işleyecek, demokrasi de kurulacak, adalet ve özgürlük de olacak. Garibe Gezerlerin de hesabı sorulacak, Deniz Poyrazların da rüyaları, düşleri hayalleri mutlaka gerçeğe dönüşecektir" dedi.

Er ya da geç seçim sandığının halkın önüne geleceğini  söyleyen Sancar, "her ne kadar 2023'ten önce seçim olmaz" denilse de AKP Genel Başkanı'na inanılmamasını istedi. Sokak sokak adalet mücadelesini yürüteceklerini dile getiren Sancar, sözlerini ibrahim Ayhan'ı anarak bitirdi.

Halk buluşması, Sancar'ın konuşması ardından son buldu.