30 Eylül 2024 Pazartesi

'Yaşam hakkı korunsun, hasta mahpuslar serbest bırakılsın'

Hasta tutsakların hapishanelerde ölüme terk edilmesine Dersim'de tepki gösterildi. Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, tüm ağır hasta tutsakların derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, hasta tutsakların ölüme terk edilmesine tepki gösterdi.

Dersim'de Sanat Sokak'ta yapılan açıklamada platform bileşenleri adına Ergin Tekin, hapishanelerde 314 bin 502 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu hatırlattı. Güvenlikçi politikaların tutuklu ve hükümlü sayısının artmasına neden olduğunu belirten Tekin, "Son yıllarda yapılan Yüksek Güvenlikli ve S tipleri ile birlikte gittikçe ağırlaşan tecrit koşulları da mahpusların yaşamlarını oldukça zorlaştırmakta ve gerek bedensel gerekse ruhsal sağlıkları üzerinde tahribata neden olmaktadır" dedi.

Tutsakların sağlığa erişim hakkının engellendiğini ve hasta tutsakların ölüme terk ettiğine işaret eden Tekin, hapishanelerde 2021 yılı başından bu yana 46 kişinin hapishanelerde yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Tekin, "Bunların 15'i Covid-19 nedeniyle, 3 ağır hasta mahpus da infazlarının ertelenmesinden çok kısa bir süre yaşamını yitirmiştir. Daha yakın zamanda Dersimli hasta tutsak İbrahim Yıldırım, ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmemiş ve bu sorumsuzluk ve yaşam hakkı ihlali nedeniyle Elazığ Cezaevinde hayatını kaybetmiştir" bilgilerini paylaştı.

'ÖLÜMLER ÖNLEBİLİRDİ'
Hapishanelerde yaşanan ölümlerinin çoğunun önlenebileceğine işaret eden Tekin, "Ancak hapishanelerin fiziki koşulları, yetersiz beslenme, revir ve hastane sevklerinin zamanında yapılmaması, mahpusların maruz bırakıldığı ayrımcı uygulamalar, tekli ring araçlarıyla sevkler ve kelepçeli muayene, ilaç temininde yaşanan sorunlar, ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenmemesi ve buna benzer pek çok sorunun bir araya gelmesiyle hasta mahpuslar ağır bir yaşam savaşı vermektedir" dedi.

Ağır hasta tutsak Bazo Yılmaz'ın KOAH hastası olmasına rağmen tedavisinin yapılmadığını ve tahliye edilmediğini belirten Tekin, "Cezaevlerinde devrimci tutsaklara karşı ayrımcı politikaların en bariz örneklerinden biri de Aysel Tuğluk'un yaşadığı ağır hastalığa rağmen iktidar tarafından halen cezaevinde tutulmakta ısrar edilmesidr. Aysel Tuğluk ile aynı hastalığa yakalanmış bir hükümlü, hastalığından dolayı tahliye edilirken, Aysel Tuğluk halen ve bilinçli bir şekilde cezaevinde tutulup ölüme sürüklenmek istenmektedir" diye vurguladı.

'AĞIR HASTA MAHPUSLARIN İNFAZI ERTELENSİN'
İHD'nin Nisan 2022 itibariyle açıkladığı verilere dayanarak 651'i ağır olmak üzere 1517 hasta tutsak olduğunu hatırlatan Tekin, "Ağır hasta mahpusların iyileşinceye kadar infazlarının ertelenerek serbest bırakılmaları gerekmektedir. Adli Tıp Kurumu tarafından verilen 'cezaevinde kalabilir' raporları ile bu kurum toplum nezdinde güvenilirliğini yitirmiştir. Mahpuslar için tam teşekküllü ve üniversite hastaneleri tarafından verilen raporlara rağmen Adli Tıp Kurumu bu raporların aksi yönünde rapor düzenleyerek yaşam hakkı ihlaline neden olmaktadır" dedi.

İnfaz yasasının "Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi" başlığını taşıyan 16. maddesine göre Mehmet Emin Özkan ve Aysel Tuğluk başta olmak üzere hasta tutsakların iyileşmeleri için serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Tekin, "Uluslararası mevzuatlar devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler ve sözleşmeler Anayasanın 90. Maddesi ile garanti altına alınmışlardır" hatırlatmasında bulundu.

Hapishanelerdeki hasta tutsakların tam teşekküllü hastane raporlarıyla serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Tekin, "Tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır. Adli Tıp Kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalı ve tam teşekküllü hastaneler ve Üniversite hastanelerinin raporları da kabul edilmelidir. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki 'toplum güvenliği bakımından tehlike' kriteri kanundan çıkarılmalıdır" taleplerini dile getirdi.