4 Aralık 2024 Çarşamba

Yüksekdağ'dan 4 Kasım mesajı: Haklılığımızı karartamadılar

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutukluluklarının birinci yılında Meclis Genel Kurulu'nda okunan mesajında, "Sadece hapsettiler bizi, tutsak edemediler. Teslim alamadılar; irademizi bükemediler, bilinç ve cesaretimizi karartamadılar; neşemizi, ışığımızı söndüremediler" dedi.

HDP'nin hapsedilen milletvekilleri, tutuklanmalarının yıl dönümü olan 4 Kasım yaklaşırken Meclis Genel Kurulu'na mesaj gönderdi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın mesajını Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder okudu. Yüksekdağ, HDP fikri ve mücadelesinin bayrağındaki ağaç gibi kısa sürede serpilip kök saldığını ve düşmanlık ve dikta saldırılarıyla, esaret ve baskı uygulamalarıyla durdurulamayacağını belirtti. Yüksekdağ, halklara "özgürlükte görüşmek üzere" diye seslendi.

Yüksekdağ'ın mektubu şöyle:

"Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini

HDP eşbaşkanları ve milletvekilleri olarak tutukluluğumuz bir yılı doldurdu. Bu bir yıl içerisinde umudu, direnişi, haklılığa inancı, demokratik siyasete güveni ve kazanma iddiasını tüketmeye çalıştılar. Halklarımızın emeği, iradesi ve oylarıyla elde ettiğimiz hak ve mevzileri düşürmeye uğraştılar. Ama partimizin binlerce üye, yönetici ve bileşeninin hapsedildiği bu bir yılda, haklılığımızı karartamadılar, direncimizi kıramadılar. HDP dimdik ayakta, umut dimdik ayakta!

İktidar zulmünün, tek adam-tek parti sultasının karşısında teslim olmayanlar, dimdik duruşuyla yürümeye devam edenler bu ülkenin geleceğidir. HDP, darbelerden beslenen faşist iktidar yapısı karşısında, tam demokrasi ve katılımcı siyaset programı ve vizyonuyla, yeni bir merkez, demokratik sembol olmuştur. Bu merkezi dağıtmak ve bu programın sembolü olmuş siyasetçileri tasfiye etmek isteyenler başarılı olamadı, olamayacak. Çünkü HDP fikri ve mücadelesi, bayrağındaki o ağaç gibi kısa sürede serpilip kök salmıştır. Kökleri sağlam, ufku açık bir siyasi ve ahlaki harekettir. Düşmanlık ve dikta saldırılarıyla, esaret ve baskı uygulamalarıyla durdurulamaz, geri çekilemez.

İşte bir yıl boyunca bu durmayan, durdurulamayan siyasi iradenin yolunu hiç sapmadan kendi yatağından akışını gördü dost, düşman. Elbette yine yükümüz kurşun gibi ağır. Elbette bütün zalimler yenilmedi, mazlumlar nihai zaferine kavuşmadı. Ama direne direne kazananlar var. Bugüne dair azim ve kararlılık, geleceğe dair güven var. HDP var! Neyle karşı karşıya kalırsak kalalım bizleri güçlü kılan, bunlara duyduğumuz güvendir; birliğimize ve büyük insanlığa inançtır. Yarını görüyor, yarına yürüyor olmaktır.

Fakat zehirli bir iktidar gücüne dönüşenler, bırakın geleceği, artık burnunun ucunu göremiyor. Müzakere masasını devirip memleketi karanlık bir savaşa sürükleyenler, Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan mutlak tecritle ateşe benzin dökenler, binlerce HDP'liyi tutuklayan, belediye eşbaşkanlarına, milletvekillerine rehin muamelesi yapan ve haktan, özgürlükten, hukuktan yana taş üstünde taş bırakmayanlar, yarınını göremediği için bu kadar şirazeden çıkıyor. Dahası Saray-AKP iktidarı, kendisiyle birlikte bütün Türkiye halklarının geleceğini karatmaya doğru gidiyor. Bu gidişi durduracak olan, en geniş demokrasi ve özgürlük güçleri, antifaşist mücadele dinamikleridir. Baskı, hile ve tasfiye saldırılarının ortasında boy veren "hayır" iradesi, haklı olanlarına aynı zamanda güçlü olduğunu da göstermiştir. Bu gücü yine birlikte büyütebiliriz. İnsanca yaşanabilir bir ülke ve güven duyacağımız yarınlar için birlikte başarabiliriz.

Bizler dışarıda olduğu gibi içeride de demokratik siyasetin başarısı, halklarımızın bugünü ve geleceği için direnmeyi sürdürüyoruz. Bu direniş sadece bir başarı gayesi için değil büyük bir onur davası içindir. Bizleri seçen, iradesini, sözünü emanet eden halklarımızın, emekçilerin, kadınların siyasi onur ve saygınlığını yere düşürmemek içindir. Belki birçok yetmezliğimiz oldu, olabilir. Ama asla halkımızın, seçmenlerimizin onur ve saygınlığını yere düşürmedik, düşürmeyiz. Yurttaşların oyu ve iradesiyle oluşan meclisi faşizme kötü bir fon haline getirenler, kendi partilerinin seçilmişlerinin dahi tehditle, baskıyla istifa ettirenler, 85 belediyeye işgal gücü gibi çöreklenerek haktan ve siyasi ahlaktan yana bütün sıfırları tüketenler, temsiliyet görevi ve onur bağlantısını kuramazlar. Bu değerler için direnmenin ne anlama geldiğini bilmezler. Ama bilenler var; bilinçle ve inançla kazanmak için yürüyenler var.

Tutuklandığımız ilk günlerde, "bizleri- HDP'yi tutsak edecek bir hapishane yok" demiştik. Bugün de gururla diyoruz ki; öyle bir hapishane yok! Bir yıl boyunca sadece hapsettiler bizi, tutsak edemediler. Teslim alamadılar; irademizi bükemediler, bilinç ve cesaretimizi karartamadılar; neşemizi, ışığımızı söndüremediler… Bizler hapsedilen, milletvekilliği düşürülen, darbeyle görevden alınan kadın siyasetçiler; diz çökmeyerek zalim iktidarlara dert olan bir halkın soyundan ve geleneğinden geldiğimiz için mutluyuz, gururluyuz. Her yerde ayakta, her yerde görevimizin başındayız. Zalimlere dert, dostlara selam olsun! Özgürlükte görüşmek üzere…"