29 Eylül 2024 Pazar

Zamanaşımı riski olan Esat-Eryaman davası yine ertelendi

Esat-Eryaman davasında saldırıya uğrayan trans kadınların avukatları, doğrudan transların hedef alındığını kaydetti. Mahkemenin ortada bir suç örgütünün varlığını belirsiz olduğunu  söylediğine dikkat çeken avukatlar, "Suç örgütünün varlığı bu yargılamanın konusuydu" dedi. 2009 yılında katledilen İnce'nin dosyadan şikayetçi olduğunu hatırlatan avukatlar, "Ortada doğrudan transları hedef alan bir nefret suçu var" dedi. Zamanaşımı riski olan duruşma, kasım ayına ertelendi. 

Ankara'da 2006'da trans kadınlara saldıran dört kişi hakkında duruşma görüldü. Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, trans kadınların avukatlarının isteği üzerine büyük salonda yapıldı.

Duruşmayı, Pembe Hayat'ın çağrısıyla elliye yakın LGBTİ+ hak savunucusunun yanı sıra; Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ile ABD, Almanya, Danimarka ve Birleşik Krallık elçiliklerinden temsilciler takip etti.

Trans kadınların avukatları Senem Doğanoğlu ve Evrim Demirtaş ile Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi'nden avukatlar davada hazır bulundu. 17 Mayıs, SPoD ve ÜniKuir derneklerinden avukatlar da gözlemci olarak duruşmaya katıldı.

'SUÇ ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞI BÜTÜN YARGILAMANIN KONUSUYDU'
Duruşma Avukat Senem Doğanoğlu'nun esas hakkında beyanları ile başladı. 16 yılı özetlemenin zor olduğunu hatırlatarak başlayan Doğanoğlu, "Yargıtay'da kaybedilen bir zaman var. Bu dosyadaki zamanaşımı riskinin ve bir kısım suçlar tarafından gerçekleştiğinin farkındayız. İlk derece mahkemesinin bozma öncesinde verdiği karar eksikler olsa da işlevseldi. Bildiğiniz üzere Yargıtay, 'suç örgütünün varlığı belirsiz' dedi ancak suç örgütünün varlığı bütün bu yargılamanın konusuydu. Maalesef 2009'da öldürülen Dilek İnce'nin şikayetçi olduğu bir dosya bu" dedi.

'BU DOSYA HİÇBİR ZAMAN EMNİYETİN İLGİSİNE MAZHAR OLAMADI'
Doğanoğlu, Şammas Taşdemir'in topladığı ekiple önce Eryaman'da sonra Esat'ta trans kadınlara saldırdığını vurgulayarak, "Yargıtay özellikle yağma suçları yönünden bu kadar derinlemesine, soyut analiz yapmaz. Ama müştekiler translar olunca, böyle yaptı" ifadelerini kullandı. "Bu dosya, hiçbir zaman Emniyet'in ilgisine mazhar olamadı" diyerek devam eden Doğanoğlu, 16 yıldır delillerin karartıldığını hatırlattı.

'ÖZELLİKLE TRANSLAR HEDEF ALINDI'
Pembe Hayat'ın çete saldırıları sonucu kurulduğunu söyleyen Doğanoğlu, şöyle devam etti: "Şammas Taşdemir ve Ayhan Günay, birbirini tanımadığını iddia eden bu iki sanığın sürekli iletişime geçtiğini Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ortaya koydu. Çıkar amaçlı suç örgütü kurmaları bir boyutu diğer boyutu ise özellikle transların hedef alınmasıdır. İlk derece mahkemesi, bu çetenin sadece dört üyesi bulunabildiği için onları yargılamıştı. Kim bilir belki de bu isimler bu çetenin en zayıf halkalarıydı. Bilemiyoruz çünkü Emniyet, çetenin diğer elemanlarını bir türlü tespit edemedi. Sanıklar arasında elden ele gezen bir telefon, trans kadınlardan haraç istenmesi gibi gerçekler ortada."

Avukat Doğanoğlu, Yargıtay sonrası toplanan delillerin ortada bir suç örgütü olduğu, yağma ve yağmaya teşebbüs suçunun da gerçekleştiğini ortaya koyduğunu belirtti.

'DOSYADA İSMİ YER ALAN EN AZ OTUZ KİŞİ VAR'
Ardından Pembe Hayat Derneği'nden Avukat Evrim Demirtaş, ortada insanlığa karşı bir suç olduğunu vurguladı. Saldırıların sistematik şekilde gerçekleştiğini hatırlatan Av. Demirtaş, "Tespit edilen suç örgütü üyesi sayısı dört olsa da, dosyada ismi yer alan en az otuz kişi var. Bahsedilen isimler trans kadınlara sadece trans olmalarından kaynaklı saldırıyor" dedi.

'DOĞRUDAN TRANSLARI HEDEF ALAN BİR NEFRET SUÇU VAR'
Yasal mevzuatta nefret suçlarının olmadığını ancak Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) üye olduğunu söyleyen Avukat Demirtaş, "Mevzuat olmasa da Türkiye AGİT üyesi olarak nefret suçlarını bildiriyor kuruma. On altı yılın etkisiyle bu karar size önemsiz gelebilir ama bu dosya Türkiye'de adına nefret suçu diyelim ya da demeyelim, nefret suçu tanımının yapıldığı ilk dosyaydı. Orada o zamanlar ben yaşasaydım, ben de hedef alınacaktım. Ortada doğrudan transları hedef alan bir nefret suçu var" ifadelerini kullandı.

Savcılık, mütalaayı hazırlamak için ek süre istedi. Dava, 21 Kasım tarihine ertelendi.