20 Eylül 2024 Cuma

10 Ekim avukatları: Gerekçeli kararla IŞİD aklandı

10 Ekim katliamı davası avukatları, mahkemenin gerekçeli kararına tepki gösterdi, "Katliamın gerçek sorumlularını yargılamamanın ve IŞİD'e insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt demeyi reddetmenin vesikası" dedi. Davada sanıkların ceza almasının demokratik kamuoyunun mücadelesiyle mümkün olduğunu belirten avukatlar, "Hukuk mücadelesinde hep birlikte olmaya devam ettikçe muhakkak devletin sorumluluğu da ortaya çıkacak, insanlığa karşı suçtan bir gün bütün failler elbet yargılanacak" dedi.

10 Ekim Ankara katliamı davasında Yargıtay'ın bozma kararı sonrası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin ikinci kararının 'gerekçesi' açıklandı. Ancak tek bir kamu görevlisinin bile yargılanmadığı dava sürecinin sonunda mahkeme insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici için verdiği beraat kararının gerekçesini açıklamadı. Firari sanıklar yönünden ayrılan dosyanın duruşmasının 24 Aralık 2024 tarihinde saat 14.00'te görüleceği belirtildi.

'MAHKEME GEREKÇE KARARINDA KATLİAMI AYDINLATMAMA TUTUMUNU SÜRDÜRDÜ'
Gerekçeli karara ilişkin açıklama yapan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 9 yıla yaklaşan yargı sürecinde katliamı hala aydınlatmayan, tüm sorumluları yargılamayan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, gerekçeli kararı ile bu tutumunu sürdürdüğünü vurguladı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanması konusundaki taleplerin tamamını bir kez daha görmezden geldiği vurgulanan açıklamada, "Mahkeme 2019 yılında soruşturma savcılarının saklamış olduğu klasörlerle ortaya çıkan tespitleri, katliam sanıklarının katliamdan 10 gün önce tespit edildiği ancak yakalanmadığını, hatta telefonlarının dinlendiğine ilişkin delilleri yok saymıştır. İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu'nun Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sansürlenmesi, içinde yer alan bilgilerin saklanması çabası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi için dikkate değer bulunmamıştır. Gerekçeli kararda beyanlarına yer verilen tanık ifadeleri değerlendirmeye alınmamış, sınır köyünde İlhami Bali ile yapılan pazarlığı anlatan tanığın sözlerine itibar edilmemiştir" denildi.

'KAMU GÖREVLİLERİNİN KATLİAMDAKİ SORUMLULUĞUNU YOK SAYDI'
İlk karar sonrası oraya çıkan delillerin Ankara, Adana, Antep, Kilis vb. yerlerde görev yapan çok sayıda polisin, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı ve siyasi iktidar temsilcilerinin katliamdaki sorumluluğunu ortaya koyduğunu, ancak Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin ikinci kez bu gerçeği yok saydığını vurgulayan avukatlar, "Mahkeme, ülkenin ilk insanlığa karşı suç yargılamasında beraat kararı verip, sanık Erman Ekici'yi anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten cezalandırmıştır. 576 sayfalık gerekçeli kararda bu kısma sadece 5 sayfa ayrılmış, üstelik kararın bu kısmı Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018 yılında vermiş olduğu ilk karardan birebir alınmıştır. İnsanlığa karşı suçtan düzenlenmiş bir iddianame söz konusu iken yeni gerekçe bile ortaya koymadan beraat kararı veren yargı mekanizması, siyasal iktidarı aklamanın gerekçesini bile oluşturmamıştır. Sanıkların gerçekleştirdiği katliamın Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal düzenine yönelik olduğu, 2015 Kasım seçimleri öncesinde ülkede kaos yaratmak istedikleri gibi açıklamalarla katliama ilişkin siyasal iktidarın sorumluluğu bu şekilde örtbas edilmek istenmiştir. Çok sayıda somut gerçek karşısında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi devleti/siyasal iktidarı aklamayı seçmiştir" dedi.

'GEREKÇELİ KARAR GERÇEK SORUMLULARI YARGILAMAMANIN VESİKASI'
Katliamın 9. yılına yaklaşıldığı hatırlatılan açıklamada, gerekçeli kararın, katliamın gerçek sorumlularını yargılamamanın ve IŞİD'in insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt olduğunu gerçeğinin üstünü örtülmesinin somut vesikası olduğunun altı çizildi. Açıklamada, "Adalete ulaşmanın mücadele ile olduğunun bilincinde olan hukukçular olarak müvekkillerimiz ve ülkenin emek demokrasi güçleri ile birlikte 10 Ekim Ankara Katliamının bütün sorumlularının yargı önünde hesap vermeleri için her platformda mücadele etmeye devam edeceğiz" denildi.

IŞİD AKLANDI
Gerekçeli kararı değerlendiren dava avukatlarından Senem Doğanoğlu, Türkiye tarihinde ilk kez insanlığa karşı suçla ilgili bir iddianame düzenlendiğini belirterek, "IŞİD eylemleri, uluslararası ölçekte soykırım ve insanlığa karşı suç kapsamında görülürken Türkiye'de katliamlar, gerçekleştirdikleri soykırım eylemleri dahil olmak üzere işledikleri suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verildi. Buna ilişkin 2018'de verilen karardan farklı bir gerekçe bile öne süremediler. Halbuki artık bir iddianame vardı. Ona uygun sorgu yapılmıştı. Bütün delillerin değerlendirilmesinin insanlığa karşı suç üzerinden yapılma imkanı vardı. Bunu yapmamayı tercih ettiler. IŞİD aklanmış oldu" dedi.

'10 EKİM MİTİNGİ DEĞİL DEVLET HEDEFLENDİ ALGISI YARATILIYOR'
Gerekçeli kararda devlete karşı işlendiği ve tüm toplumun hedef alındığına ilişkin ifadelerin bulunduğunu hatırlatan Doğanoğlu, mitingde gaz bombasıyla yaralananlar açısından sanıkların beraatına karar verilerek, katliam saldırısının 10 Ekim mitingini değil, devleti hedef aldığı algısı yaratıldığını belirtti. Doğanoğlu, "10 Ekim dosyasının politik bir dava olduğunun üstü çizildi. Türkiye'nin o dönemki bütün siyasal atmosferinin üzerini çiziyor. Ve mitinge katılan öznelerin varlığının da üzerini çiziyor. Bu anlamda da kabul edilemez bir karar" dedi.

'SANIKLARIN CEZA ALMASI MÜCADELENİN SONUCU'
Firari sanıklar yönünden ayılan dosyanın duruşmasının yıl sonunda görüleceğini söyleyen Doğanoğlu, "Davada sanıkların ceza alması müvekkillerimizin, demokratik kamuoyunun mücadelesiyle mümkün oldu. Hukuk mücadelesinde hep birlikte olmaya devam ettikçe muhakkak devletin sorumluluğu da ortaya çıkacak, insanlığa karşı suçtan bir gün bütün failler elbet yargılanacak" dedi.