10 Kasım 2024 Pazar

BES: AKP, vergi ve prim affıyla sermayeyi korumaya devam ediyor

24 Haziran seçimleri vergi affı ve prim borçlarının AKP/Saray iktidarının yapılandırmasına ilişkin basın açıklaması yapan BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, "AKP iktidarı, vergi ve prim affıyla sermayeyi korumaya devam ediyor" dedi.
Büro Emekçileri Sendikası (BES), genel merkez binasında vergi affı ve prim borçlarının yapılandırılmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, "AKP iktidarı, vergi ve prim affıyla sermayeyi korumaya devam ediyor" dedi.
 
Basın toplantısında konuşan BES Genel Başkan Serpil Akpınar, "24 Haziran erken seçimlerine iki aydan az bir süre kala Başbakan Binali Yıldırım tarafından topluma müjde olarak yansıtılan, vergi ve prim affından, emekliye yılda iki ikramiye verilmesine, imar affından öğrenci affına kadar bir takım düzenlemeler  'Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı' adı altında 30 Nisan 2018 tarihi itibariyle TBMM’ye sevk edilmiştir" diye konuştu.
 
'TOPLUMLA ALAY EDİLMEKTEDİR'
 
"Tasarının genel gerekçesinde uygulanan ekonomik politikalara ve mali disipline vurgu yapılmakta, ekonomik büyüme güzellemesi yapıldıktan sonrada ekonomide hızlı büyümeyi desteklemek için bir dizi önlemler başlığı adı altında yapılan düzenlemeler gerekçelendirilmiştir. Yine tasarının genel gerekçesinde büyümeden kaynaklı olarak kişi başına düşen milli gelirin on bin doların üzerine çıktığı ifade edilmektedir" diye konuşan Akpınar, "3-5 yılda bir çıkan vergi aflarının artık rutin hale geldiği ülkemizde son altı yılda altıncı kez vergi ve prim affı çıkarılmış, son iki yılda çıkarılan iki affın taksit ödemeleri bile bitmeden tekrar bir af düzenlemesi TBMM’ye sevk edilmiştir. Vergi affının gerekçesini açıklarken de ekonomik güzellemeler yapılarak adeta toplumla alay edilmektedir" diye belirtti.
 
Maaş ve ücret geliri elde eden emekçiler vergilerini, sosyal güvenlik primlerini her ay ellerine bile geçmeden peşin olarak ödedikleri için öncelikle bu uygulamaların birinci derece de mağduru olduğunu vurgulayan Akpınar, "2017 yılında toplanan 536 milyar verginin 360 milyar lirası dolaylı vergilerden oluşmaktadır. KDV ve ÖTV toplamı 293 milyarı aşarken dâhilde alınan KDV’de tahakkuk eden vergi 112,4 milyar, tahsil edilen KDV 55,5 milyar olarak gerçekleşmiştir. Tüketim aşamasında yurttaşlardan peşin olarak tahsil edilen KDV’nin vergi mükellefleri tarafından yarısından fazlası devlete yatırılmamıştır. Vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeyenler af uygulamaları ile ödüllendirilmekte, vergisini düzenli ödeyenler cezalandırılmaktadır. Yapanın yaptığının yanına kar kaldığı" bir düzende vergi etiğinden ve vergi adaletinden bahsetmek mümkün değildir. Vergi, emekçilerden toplanarak sermayeye kaynak olarak aktarıldığı bir mekanizmaya dönüşmüştür" diye konuştu.
 
'UYGULAMALAR, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN BATTIĞININ RESMİDİR'
 
Akpınar, "Yine stok affı ve matrah artırımı gibi uygulamalarla geçmiş vergilendirme dönemlerine ilişkin risklerin ortadan kaldırılması tasarının genel gerekçesinde ifade edilmektedir. Burada bahsedilen risk vergi denetimi riskidir, vergi kaçıranlara matrah artırımında bulunarak kendisini temize çıkarma vergi incelemesi riskinden kurtulma fırsatı tanıyan düzenleme vergi kaçakçılığını teşvik eden ve vergi kaçıranları koruyan bir düzenlemedir. Seçim arifesinde yapılan bu düzenleme seçimde kaybetme riskine karşılık yandaş sermayeyi koruma ve kollamayı amaçlamaktadır. Bu düzenlemeleri yapan siyasi iktidarın bundan sonrası için vergi etiğinden, kayıt dışı ekonomiyle mücadeleden bahsetme şansı yoktur. Büyüyen Türkiye’de büyümenin devamı için vergi ve prim affının çıkarılıyor olması Türkiye ekonomisinin battığının resmidir" dedi.
 
Akpınar konuşmasını şöyle sürdürdü:
"15 yılı aşkın AKP iktidarında, muhalefet tarafından zaman zaman gündeme gelen 'emekliye ikramiye' konusu her seferinde hükümet tarafından gerçekliği olmayan popülist bir talep olarak ifade edilerek karşı çıkılmıştır. 15 yıllık süreçte 30 dini bayramda emekliye ikramiye konusunda adım atmayan AKP’nin ekonomik verilerin krizi işaret ettiği bir dönemde emekliye yılda iki ikramiye düzenlemesinin amacı bilinmektedir. Emeklilere ikramiye verilmesi Sendika olarak karşı çıktığımız bir durum değildir. Emeklilerimiz daha fazlasını hak etmektedir ancak açlık sınırı rakamlarının altında yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan emeklilerimizin hali ortadadır. Emekli maaşı bağlanma oranları her geçen yıl düşerken içinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda göz önüne alındığında emeklilerin sorunlarının çözümü daha bütünlüklü bir yaklaşımdan geçmektedir.
 
"2008 yılı itibariyle çalışma hayatına başlayanlar için kademeli olarak da olsa fiilen emeklilik koşullarının ortadan kalktığı bir süreçte, kamusal emeklilik yerine bireysel emeklilik getirilmeye çalışılmaktadır. Gönüllü BES, BES'e otomatik katılım derken zorunlu BES uygulamasına doğru gidilen bir süreçte emeklilik üzerinden en son prim yapacak parti AKP olacaktır.
 
"Bu tasarı yasallaşır ise başta maliye ve SGK emekçileri açısından ilave bir iş yükünü de beraberinde getireceği ortadadır. 666 sayılı KHK ile gelirleri gasp edilen, ücret adaletsizliği dayatılan, talepleri yok sayılan maliye ve SGK emekçileri yıllarca sürecek ciddi bir iş yükü ile karşı karşıya kalacaktır. Maalesef mevcut tasarıda emekçiler lehine her hangi bir düzenleme olmadığı gibi, maliye ve SGK emekçilerinin talepleri de yine yok sayılmıştır.
 
ADİL VERGİ SİSTEMİ GETİRİLMELİ
 
"Açılmayan görevde yükselme sınavları, ek gösterge adaletsizliği, uygulanmayan mahkeme kararları, bizzat Maliye Bakanı tarafından söz verildiği halde açılmayan kurum içi uzmanlık sınavı, performans dayatmaları, mobbing uygulamaları, kadrolaşma, vergi dilimi soygunu ve daha bir dizi sorunlarımız çözüm beklerken, taleplerimiz göz ardı edilmiştir. Sendika olarak dün olduğu gibi bu günde büro emekçilerinin taleplerini gündemde tutmaya ve her türlü platformda ifade etmeye, gerek vergi gerekse de sosyal güvenlikle ilgili taleplerimize ilişkin; adil bir vergi sistemi ve kamusal emekliliğin tasfiyesine karşı mücadelemize aynı kararlılıkla devam edeceğiz."