4 Aralık 2024 Çarşamba

ÇEVİRİ | ELN ile söyleşi: Kolombiya'da silahlı mücadele 57 yıldır sürüyor

4 Temmuz 1964 tarihinde bir grup Kolombiyalı, ülkelerinin kuzeydoğusundaki dağlara çıktılar ve Ulusal Kurtuluş Ordusu'nu (ELN) kurdular. Bugün, 57 yılın ardından, Güney Amerika'nın en eski ve en etkin gerilla grubu konumundalar.

Kolombiya'da geçtiğimiz halk isyanı (ç.n. kastedilen son yıllarda patlak veren isyan ve ayaklanmalar) dönemlerinde, FARC'ın tasfiye olduğu süreçte ve FARC'ın eski savaşçılarına dönük uygulanan zulüm örneklerinde olduğu gibi şu anda da ELN, Kolombiya'nın sosyalist geleceği açısından önemli bir özne olmaya devam ediyor.

Küba devriminden esinlenen ve Fokoculuğa dayanan ELN, bir Güney Amerika ülkesinde iktidar mücadelesi veriyor (Regis Debray ve Che Guevara'dan esinlenen Fokocu teori, silahlı grupların oluşumu ve onların militan eylemleri ile bir odak yaratarak devrimci hareketin mayalanmasını öngörüyor).

ELN saflarına özellikle öğrenci, köylü ve işçi hareketinden insanlar katılıyor, ancak Camilo Torres gibi kurtuluş teolojisini savunan rahipler de var.

Başarılı olan gerillaya karşı devletin yoğunlaştırdığı savaştan dolayı ELN, kendisini yeniden yapılandırmaya zorlandığı krizlerden geçti. Bu krizlerin aşılmasının ardından ELN yeniden güçlendi ve savaşı kentlerde sürdürmeye odaklandı, merkezi bir komuta kurdu ve kendisini silahlı ve sivil yapılara ayırdı.

Değişen hükümetlerle birlikte ELN'ye dönük politikalar da müzakerelerden kanlı baskılara kadar değişti. FARC-EP (Kolombiya Devrimci Kuvvetleri - Halk Ordusu) 2016 yılında yeni bir barış müzakeresini imzaladığı, silahlarını teslim ettiği ve kendisini feshettiği sırada ELN de hükümetle görüşüyordu. Fakat ELN'nin sunduğu koşullar farklıydı, tutuklu yoldaşlarının tahliyesini müzakerelere şart koştular ve ana talepler arasına barış müzakerelerine halkın katılımını da koydular, ayrıca uzun vadeli barışın ve toplumsal adaletin temelini yaratacak yeni bir anayasa talep ettiler.

FARC'ın birçok eski savaşçısının ve sosyal hareketlerde yer alan aktivistlerinin vahşice katledilmesi ve ELN'nin tek taraflı ateşkesi süresince hükümetin gerillaya dönük askeri etkinliğini arttırmasıyla ELN, Bogota'da bulunan polis okuluna bombalı saldırı düzenleyerek bu müzakereleri sonlandırdı.

Bu nedenle, Coco'da konumlanan ve Omar Gomez Batı Savaş Cephesi'ne (Frente de Guerra Occidental Omar Gomez) bağlı Komutan Uriel'in birliği ile bir söyleşi düzenledik. Burada, ELN ile yaptığımız söyleşiyi paylaşıyoruz:

GÜNÜMÜZ AYAKLANMALARINDA ELN'NİN DURUMU VE PERSPEKTİFLER
ELN, silah kuşanmış politik-askeri bir örgüt olmaya devam ediyor ve halkların meşru ayaklanma hakkını uyguluyor. Latin Amerika'nın en eski gerilla örgütüyüz.

Devrimci sürecin tam da bu olduğuna inanıyoruz. Tarihsel anın örgüt olarak bizden ne beklediğine göre hareket ettiğimiz bir süreç. Yoksulluk ve eşitsizlik koşullarını değiştirmek için direniyoruz, halk örgütlenmesinde ve halk iktidarında ısrar ediyoruz. Yıllarıdır egemen sınıfa karşı yürütülen halk mücadelesine yaptığımız bu katkının farklı boyutları olduğunun farkındayız:

Devrimci tohumların taşıyıcılarıyız. Tıpkı değişik renklerden doğa korumacıların çeşitlilik azalmasın ya da yok olmasın diye bitkilerin tohumlarını korumayı önermeleri gibi, biz de ayaklanmanın, isyanın, onurlu öfkenin ve eşitsizliğe karşı mücadelenin tohumlarının taşıyıcılarıyız. Kuşaklar boyunca savaşçılarımızla Kolombiya gibi bir bölgede gerilla savaşına dair değişik sonuçlara vardık. Sadece silahlı mücadeleyle ilgili de değil, canlı tarihimiz etkin sevginin hümanist okulunu oluşturdu aynı zamanda.

Devrimin kolektif bir öncü tarafından gerçekleşmesi için kendimizi ortaya koyuyoruz. Şu anda iktidarı Küba'da olduğu gibi veya zamanında Nikaragua'da yapıldığı gibi ele alamayacağımızı biliyoruz. Yaşamını yitirmiş eski başkomutanımız Camilo Torres Restrepo'nun dediği gibi, değişik tipten devrimci kuvvetlerinin birlik oluşturması şiarını her daim yükseltmemiz gerekiyor: "Bizi birleştirenden yana ısrar et, bizi ayıranı göz ardı et." Birlik yoluyla her kuvvet, mücadele ve direniş hattında elde ettiği bütün tecrübelerini paylaşabilir.

Kolombiya'da demokratik geçiş sürecinin bir ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bu geçiş dönemi farklı düşündüğümüz veya yoksul çoğunluğa onurlu bir yaşamı güvencelemek istediğimiz için katledilmediğimiz bir dönem. Bu geçiş dönemi ve ardından gelecek dönemler için devrimci sol ve genel olarak ezilen halk bize umut bağlıyor.

Sürekliliğimizin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz, zira kırda ve kentte marjinalleştirilmiş genç insanlar, kaderleri haline getirilmiş haksızlık ve eşitsizlik dolu yaşamlarında tatminsiz olan insanlara kapılarımızın açık olduğunu bilmelidir. Bilgimiz, her daim başka bir dünya için kendilerini ortaya koyanların hizmetindeydi ve hizmetinde olacak.

Ayrıca altını çizmeliyiz ki, bizim sürekli var olduğumuz bölgelerde burjuva devlet ancak askeri müdahaleler yoluyla var olabiliyor. Dolayısıyla bu bölgelerin ve toprakların bir parçası olan bizler, tıpkı oradaki köylüler, Afro-Amerikalılar, yerliler ve diğer topluluklar gibi bu toplulukların somut ve gündelik yaşamlarında önemli bir rol oynuyoruz.

Genel olarak oralarda bir iktidar çekirdeği olma rolünü üstleniyoruz. Ekonomiyi etkinleştiriyoruz, sağlık ve eğitim sistemini destekliyoruz, topluluklar içindeki sorunların çözümüne yardımcı oluyoruz, toplulukların ailesi gibiyiz.

Buradan doğan perspektifimiz ise yoksul ve ezilen çoğunluğun dünyaya sadece hayatta kalmaya ve acı çekmeye gelmediklerini fark ederek özyönetime, zevklere, yaşamın gelişimine ve insanın özgürlüğüne katkı sunacak bir ütopya için savaşmak oluyor. İnsan onuru için savaşıyoruz.

'BARIŞ MÜZAKERELERİNİN' SONUCU VE PERSPEKTİFİ
FARC'ın demobilizasyonu sadece bir gerilla grubunun silah bırakmasıyla sınırlı kalmadı. Kolombiya'daki bütün sol bu durumdan etkilendi. Devrimci proje olarak ülkede yaşadığımız geri çekilme FARC'lı yoldaşların yenilgisinden de kaynaklanıyor.

Bunun ötesinde, FARC yapılmaması gerekene dair örneklere bir yenisini eklemiş oldu (çünkü Kolombiya'daki mücadele tarihine farklı gerilla gruplarının feshi ya da imhalarıyla da damga vurulmuştur). 300'ü aşkın savaşçının katledilmesine ve FARC'ın eskiden var olduğu bölgelerdeki duruma bakıldığında Kolombiya devletinin hiçbir şey için garanti vermediği ve vermek istemediği anlaşılıyor. Sonuç olarak FARC kendisini feshetti, silahlarını teslim etti ve 50 yıldır uğruna mücadele ettikleri talepler karşılanmamış oldu.

FARC'ın feshinin kırda ve kentte solun kimi tarihsel bilgilerinin kaybına yol açtığını düşünüyoruz. Toplumsal dönüşümlerin yaşandığı günümüzde gerilla yapılarının yokluğunun çok yönlü hissedildiği tartışma götürmez. FARC'ın kentteki militanlığının eksikliği bir başka kayıp oluşturuyor, çünkü illegal bir partinin gerçekliğini oluşturuyordu, içinde kırda silahlı mücadeleye katılmayan ancak kentlerde önemli ve özellikle devrimci rol oynayan çok sayıda insan da vardı. Fesih kararıyla bunlar kayboldu.

FARC'ın var olduğu bazı kırsal bölgelerde yaşanan olaylardan anlaşılıyor ki, Kolombiya devleti fesihle birlikte bu yapıların tasfiyesini amaçladı, kurtuluş amaçlı gerçek politik projeler için birlik ve önderliklerin oluşturulmasını engelleyecek kaos ortamı yaratmak istedi ve bunu sürdürüyor. Eski gerilla bölgelerinde geriye, bunu engelleyecek siyasi ufka sahip olmayan ve çözülen insan grupları kaldı. Kendilerini isyancı olarak tanımlayan gruplar ise birçok bölgede yeni paramiliter gruplar oluşturdu. Bunlar, Kolombiya'nın silahlı kuvvetleriyle birlikte (geçmişte olduğu gibi) bölgede yaşayan halka dönük ayaklanma bastırma yöntemlerine ve vahşi eylemlere başvuruyorlar.

*İsviçre Devrimci İnşa örgütünün yayın organı Aufbau Gazetesinin Ocak/Şubat 2022 tarihli 107'inci sayısında yayımlanan söyleşi, Ivana Benario tarafından ETHA için Türkçe'ye çevrilmiştir.