Dr. Akbulut: São Paulo gemisi sağlığımız için ciddi tehdit
São Paulo gibi gemilerin sökümünün kapalı havuzlarda yapılması gerekirken Aliağa'da denizde yapılacağına dikkat çeken TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Akbulut, başta gemi söküm işçileri olmak üzere bölge halkının kısa ve uzun vadede maruz kalacakları hastalıkları aktardı. Bunun yanı sıra doğanın da tahrip edileceğini kaydeden Akbulut, geminin gelişinin muhakkak engellenmesi gerektiğini kaydetti.
Brezilya savaş gemisi São Paulo uluslararası sözleşmeler yok sayılarak, çevre örgütleri ve bilim insanlarının tüm itirazlarına rağmen 5 Ağustos'ta yola çıkacak, sökümü için İzmir'in Aliağa ilçesine getirilecek. Asbest yüklü bu gemi başta işçiler olmak üzere insan sağlığı bakımından son derece tehlikeli olduğu gibi doğaya da geri dönüşümsüz tahribat verecek.
Dünyada her yıl en az kayıtlara geçirilen yüz bin insan asbest kaynaklı oluşan rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Asbestin solunum yoluna zarar verdiği bilinse de kısa ve uzun vadede ciddi hastalıklara yol açıyor. Ölüm saçan bu geminin gelişi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onay verildi.
'KANSER VE KANSER DIŞI HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR'
São Paulo ile bir kez daha gündemimize gelen asbestin neden olacağı tehlikeleri Türk Tabipleri Birliği TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Metehan Akbulut ile konuştuk. Saç telinden daha ince olan asbest liflerinin vücuda solunum yoluyla girdiğini kabaca özetlemek gerekirse iki grup olumsuz etkisi olduğunu belirten Akbulut, kanser ve kanser dışı olarak tanımladı. Kanser dışı hastalıkların başında solunum yetmezliği bir pnömokonyoz (akciğerin toz hastalıkları) olan asbestos (amyant olarak tanımlanan lifli yapıda kanserojen bir mineral) geldiğini ayrıca mezotelyomaya (kalp, akciğerler ve karın bölgesindeki organları çevreleyen zardan kaynaklanan bir hastalık diğer adı ise akciğer zarı kanseri) neden olduğunu söyledi.
'MESLEK HASTALIĞI OLARAK TANINMASI VE TAKİBİ ÇOK ZOR'
ETHA'ya konuşan Akbulut, asbeste maruz kalma nedeniyle oluşan hastalıkların 20 ila 40 yıllık bir süreden sonra ortaya çıktıklarından dolayı meslek hastalıkları olarak tanınmasının ve takibinin oldukça zor olduğunu ifade etti. Akbulut, "Sadece asbest değil meslek hastalıkları birkaç gün yada ay içinde oluşmuyor. Asbest yanmaya dirençli oluşundan kaynaklı uzun bir dönem gemi yapımının yatılımında kullanıldı. Gemi söküm içindeki emekçiler asbest tehlikesiyle uzun yıllar karşı karşıya. Bu sadece São Paulo gemisi ile ilgili değil örneğin, Aliağa'da son beş yılda 714 geminin söküldüğü ve bunun sonucunda yüzlerce ton asbest çıktığını biliyoruz. Süreç içinde işçi sağlığına oldukça fazla olumsuz etkileri olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
'İŞÇİ SAĞLIĞI BAKIMINDAN SON DERECE TEHLİKELİ'
Öte yandan gemide ne kadar asbestin olduğu söylemlerinin spekülasyon olduğunu dile getiren Akbulut, asbestin bir gramının da bin gramının da son derece tehlikeli olduğunu ekledi. Bir başka önemli noktaya dikkat çeken Akbulut, şöyle devam etti: "Toksik maddeler, ağır metaller, ağır yağlar, zehirli gazlar, hidrokarbonlar, radyoaktif maddeler bulunuyor. Bu maddelerden biri kurşun diğeri kadmiyum. İşçi sağlığı açısından oldukça ciddi sorunlara yol açıyor. Bir başka mesele ise de işçi sağlığı ve işçi güvenliği açısından önemli bir konu, iş kazaları. İstanbul İSİG Meclisi'nin raporuna göre 2013-2022 yılının ilk ayında Aliağa'da en az 97 işçi, iş cinayetine kurban gitti. Bir de taşeron ve kayıt dışı çalıştırmanın yeterli olmadığını düşündüğümüzde rakam daha yüksek."
'KALICI HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR'
Yine asbestin kısa ve orta vadede ciddi etkilerinin olduğunu belirten Akbulut, uzun vadeli etkilerinden şöyle bahsetti: "Kadmiyum yüksek derecede kanserojen. Anne karnındaki fetüsün doğum sonrası, çocukluk çağında kurşuna maruz kalması oluyor. Beyin ve sinir sisteminde hasara neden oluyor. Büyümede yavaşlamaya, kansızlığa, işitme kaybına, davranış ve öğrenim sorunlarına neden oluyor. Ve bunlar kalıcı."
'GEMİ SÖKÜM İŞÇİLERİNİN GIDA GÜVENLİĞİ SORUNU DA VAR'
Yine beslenmenin de doğrudan etkilendiğini kaydeden Akbulut, "Gemilerin gövdesinde bulunan bir takım deniz organizmalarının büyümesini engellemek için yaygın kullanılan bir takım bileşikler var. Bunlar son derece zehirli maddeler içeriyor ve sucul ortamda yaşayan canlılara zarar veriyor. Bu bileşikler işçilerin vücuduna havanın solunması, gıdaların yutulmasıyla giriyor. Gemi söküm işçilerinin bir gıda güvenliği sorunu da var. Dolayısıyla işçilerin sağlığı, çevredeki insanların sağlığı tehlike altında. Hormonal sistemlerine, merkezi sinir sistemlerine, bağışıklık sistemlerine ve karaciğerlerine zarar veriyor" dedi.
'TÜRKİYE'DE TESPİTİ GEREKEN EN AZ 30 BİN MESLEK HASTALIĞI VAR'
1976 yılından bu yana gemi söküm işlerinde meslek hastalığının kayıt altına alınmadığına dikkat çeken Akbulut, Avrupa Birliği sertifikalı tersaneler dahi birçok yerde meslek hastalığının gizlendiğinin altını çizdi. AKP'nin on yıl önce 6331 sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nı çıkarırken "meslek hastalığını görünür kılacağız" iddiasını hatırlatan Akbulut, aksine üstünün örtüldüğünü dile getirdi. En düşük ihtimalle Türkiye'de en az 25 bin meslek hastalığının tespitinin gerektiğini söyleyen Akbulut, kayıtsız ve daha kötü şartlarda çalışan 5 ila 6 milyon emekçi düşünüldüğünde ise bu sayının 30 bin olması gerektiğini de ekledi.
'KAPALI HAVUZDA YAPILMASI GEREKEN SÖKÜM DENİZDE YAPILIYOR'
Emekçilerin yalnızca çalışırken asbeste maruz kalmadığını, yeterli önlem alınmaz ve uzaklaştırma işlemleri yapılmazsa bu lifleri giysileriyle birlikte sokağa, evlerine taşıdığını ifade eden Akbulut, işçilerin aynı zamanda o bölgenin de halkı olduğunu ve dolayısıyla çevredekileri de etkilediğini söyledi. "Bu gemilerin sökümünün kapalı havuzlarda yapılması gerekiyor" diye vurgulayan Akbulut, şöyle devam etti: "Aliağa'da ise gemi sökümü denizimizde yapılıyor, sökülen geminin depolarında insan ve işçi sağlığı için çok tehlikeli kimyasallar denize dökülüyor. Gemilerden çıkan tonlarca kablo içindeki bakıra ulaşabilmek için yakılmasıyla zehirli gaz açığa çıkıyor ve bu hava kirliliğine yol açıyor İzmir ve Aliağa'daki hava kirliliğinin nedenlerinden biri bu. Yine işçilere oluşacak tehlikelerden korunması konusunda yeterli bilgi verilmiyor, koruyucu donanımlar sağlanmıyor.
'MÜCADELE EDECEĞİZ'
Aliağa'da 22 firmada toplam bin 500 emekçi çalışıyor. Eğer São Paulo gelmesini engelleyemezsek çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Ama ben etkin bir mücadeleyle bunun önüne geçebileceğimize inanıyorum. Biz Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği olarak yol arkadaşlarımızla mücadele edecek, sürecin takipçisi olacağız."