Tapia: Devrimci partilerin inşasında yol kat etmemiz gerekiyor
Kolombiya Maoist Komünist Parti'den Alejandro Tapia, "Latin Amerika, bölgedeki emperyalistler arası çekişmenin yarattığı koşullar nedeniyle devrimci müdahaleler için çok elverişli bir ortam sunuyor. Ancak devrimci partilerin inşasında daha fazla yol kat etmemiz gerekiyor; bu büyük bir sorumluluk" dedi.
Kolombiya'nın siyasal durumuna ilişkin Maoist Komünist Partisi'nden Alejandro Tapia sorularımızı yanıtladı. Tapia, Gustavo Petro'nun siyonist İsrail'le ilişkilerini kesmesi nedeniyle ABD, AB ve İsrail tarafından tehdit edildiğini kaydetti.
Tapia'nın ETHA'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Kolombiya'daki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kolombiya'nın ilk sol başkanı olarak nitelendirilen eski gerilla Gustavo Petro'nun başkanlığı altındaki hükümeti ve partinizin Petro'nun seçim ittifakındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kolombiya'da 2019-2021 yıllarında üç halk ayaklanması yaşandı. Bu ayaklanmalar, önceki Iván Duque Márquez hükümetinin baskısına karşı kitlesel bir tepki olarak doğdu. Bu faşist hükümet, barış anlaşmasını engelleyen paramiliter güçleri sahaya sürerek kitlelere yoğun baskı uyguladı.
ZAFER HALK AYAKLANMALARININ BİR SONUCUYDU
2022 seçimlerinde Gustavo Petro'nun zaferi, bu halk ayaklanmalarının bir sonucuydu. Ancak mevcut durum, medyada görülen faşist saldırılar nedeniyle çok ciddi. Bu saldırılar, Petro hükümetinin iktidarını devirmeyi amaçlıyor. Örneğin, hükümet üyelerine karşı davalar açılıyor ve Cumhurbaşkanına yönelik hukuki girişimler var. Ulusal Seçim Konseyi, Petro'nun seçim kampanyasının yasadışı olduğunu iddia ederek darbe olasılığının arttığını gösteriyor.
Değişik hareketleri bu çerçevede değerlendirmek önemli. Kolombiya'daki en büyük federasyon olan eğitimciler federasyonunun eylemleri de bu duruma dahil. Ayrıca, medyaya yansıyan kamyoncuların grevi, faşistlerin kontrolündeki büyük şirketler tarafından örgütleniyor. Petro hükümeti, gerillalar ve uyuşturucu kaçakçılığı örgütleriyle barış süreçleri geliştirdi, sosyal yatırımlar yaptı ve iyi bir halk desteği sağladı. Genel olarak baskılardan kaçındı.
Petro, İsrail ile ilişkileri kesmesi nedeniyle ABD, AB ve İsrail tarafından tehdit ediliyor. Örneğin Petro, İsrail'e kömür ihracatını yasakladı. Siyasi ilişkileri yeniden geliştirmesi için baskı altında. Maoist Komünist Parti olarak, bu ilerici demokratik hükümeti destekliyoruz. Hükümetin reform programını desteklerken, verilen sözlerin yerine getirilmesi için baskı yapıyoruz. Seçim ittifakında Halkın Haklarını Savunma Hareketi (MODEP) olarak kitle çalışmalarında yer alıyoruz.
SEÇİMLERDE HİLE YAPILDIĞINA DAİR SOMUT KANIT YOK
ABD müdahaleleri rağmen Maduro'nun yeniden seçildiği Venezuela seçimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Venezuela'daki seçimlerin adil olup olmadığı konusunda büyük tartışmalar var. Birçok parti, Maduro'nun seçimlerde hile yaptığını öne sürüyor. Ancak, bu iddialar, Amerikan Devletleri Örgütü (OAS), Carter Center ve CIA gibi kuruluşlar tarafından destekleniyor. Gerçekten hile yapıldığına dair somut kanıt yok. Ancak seçim günü, sağ kanat paramiliter güçlerle bir terör ve korku ortamı yaratarak darbe mekanizmasını işletilmek istendi. Seçimlerde on aday vardı. Bu adaylar arasında Maduro ve 1980'lerde CIA ajanı olan, El Salvador'da Piskopos Romero suikastına katılan faşist Edmundo Gustavo da bulunuyordu.
Ulusal Seçim Konseyi'nin seçim sonuçlarını tekrar denetleme talebiyle Maduro karşıtı bir kampanya yürütüldü. Venezuela hükümeti ise ABD bloğu tarafından sunulan verilerin sahte olduğunu belirterek uluslararası bir kınama yaptı. Maduro'nun seçimleri kazanıp kazanmadığı, dış tarafların, özellikle ABD ve hile olduğunu öne süren blokun Venezuela siyasetine müdahale etme bahanesi olarak kullanılıyor.
Bu bağlamda, dış müdahalelerin, özellikle ABD'nin Venezuela siyasetine etkisi olmuştur. Maduro ve Venezuela'yı destekleyen bir diğer blok ise Çin, Rusya, Türkiye, İran ve Hindistan'dır. Örneğin, Venezuela, Putin tarafından BRICS zirvesine davet edildi. Bu, Maduro'nun lehine gelişen bir durumdur. Kolombiya, Venezuela ile ilişkilerini zaten normalleştirmişti; dolayısıyla Kolombiya artık diğer ülkelerin Venezuela'ya müdahale edebileceği bir platform değildir. Venezuela'ya yönelik emperyalist müdahalelere, özellikle ABD emperyalizmine karşı çıkıyoruz. Genel olarak, egemen bir ülke olduğu için kimsenin Venezuela'nın iç işlerine karışmaması gerektiği görüşündeyiz. Bu, Maduro ve hükümetini doğrudan destekleyen diğer örgütlerden farklı bir yaklaşımdır.
VENEZUELA'DA BİR ŞEY OLURSA KOLOMBİYA'DAKİ ASKERİ DURUMU DA ETKİLEYEBİLİR
Kolombiya Venezuela ile ilişkilerini normalleştirdi, ancak ABD ve faşist paramiliter üslerin bulunduğu Kolombiya'da askeri müdahaleler için hazırlıklar yapılıyor. Venezuela'daki durum Kolombiya'yı nasıl etkiliyor?
Kolombiya, Brezilya ve Meksika, Venezuela'ya karşı daha tarafsız bir tutum sergiliyor. Bu ülkeler, Maduro'dan seçim sonuçlarını açıklamasını talep ettiler. Küba ve Karayipler'deki diğer ülkeler ise Venezuela'yı destekliyor. Venezuela'daki durum, Kolombiya üzerinde büyük bir ekonomik ve askeri etki yaratıyor. Kolombiya'da narko örgütleri ve gerillalar arasındaki iç savaşı şiddetlendirebilir; askeri müdahale sonucunda bir savaş bölgeselleşebilir. Örneğin, gerillaların Venezuela'da mevzileri var, dolayısıyla Venezuela'da bir şey olursa bu, Kolombiya'daki askeri durumu da etkileyebilir.
ÇİN'İN ETKİSİ GÜNÜMÜZDE DAHA BÜYÜKTÜR
ABD emperyalizminin bölgedeki planları nelerdir?
Latin Amerika ve Karayipler, esas olarak ABD, Rusya, kısmen AB ve İsrail arasında çekişme konusudur. Temel çıkarlar, doğal kaynaklar -lityum, bakır, petrol- ve bölgedeki genel nüfuzdur. Çin, Rusya gibi güçler Latin Amerika'daki etkisini yatırımlar, siyasi etki ve kültürel etki yoluyla artırmaya çalışıyor; ancak Çin'in etkisi günümüzde daha büyüktür.
KİTLELER ÜZERİNDE DEVRİMCİ ETKİ ZAYIF
Latin Amerika'daki genel tablo hakkında ne düşünüyorsunuz?
Latin Amerika, bölgedeki emperyalistler arası çekişmenin yarattığı koşullar nedeniyle devrimci müdahaleler için çok elverişli bir ortam sunuyor. Ancak devrimci partilerin inşasında daha fazla yol kat etmemiz gerekiyor; bu büyük bir sorumluluk. Şu anda halk hareketleri, zorluklarla mücadele etmeye ve harekete geçmeye hazır görünmüyor. Kitleler üzerinde ve içinde devrimci etki zayıf. Partilerin kitleler içinde daha fazla çalışması gerekiyor.