4 Aralık 2024 Çarşamba

Ender Çelikel yazdı | Berlin 1 Mayıs 1929: Wedding barikatları

Almanya tarihinde, 1929 yılında 1 Mayıs ilk kez yasaklandı. En büyük 1 Mayıs katliamı gerçekleşti. Hükümette hala kendini "sosyalist" diye nitelendiren SPD vardı. SPD'li "eski yoldaşlar" Hermann Müller şansölye, Carl Severing İçişleri Bakanı ve katliamı yöneten Karl Zörgiebel de emniyet genel müdürüydü.

Dünyanın birçok ülkesinin tarihinde kana bulanmış 1 Mayıs'lar vardır. Az kişi hatırlar veya bilir; bu ülkelerden bir tanesi de Almanya'dır. Katliamın faili ne Bismarck ne de Wilhelm'dir. Hitler de değildir. Fail sosyaldemokrat SPD'dir.

Marx ve Engels'in kurucusu sayıldığı ve manevi liderliğini yaptığı Alman sosyaldemokrasisinin tarihi ibretliktir. Avrupa'nın en güçlü işçi sınıfı partisinin nasıl hainleştiğinin, burjuvalaştığının tarihidir.

Alman sosyal demokrasisi (SPD), Engels daha hayattayken siyaseten sağa kaymaya başlamıştı. Fazla sürmedi. SPD, birinci emperyalist paylaşım savaşının arifesinde işçi sınıfına ve marksizme ihanet etti. "Vatan savunması" adı altında emperyalist savaşı destekledi. Savaşın bitiminde, Prusya imparatorluğunun yıkıntıları arasında yükselen sosyalist cumhuriyet çağrısına karşı burjuva cumhuriyeti ilan etti. İşçi sınıfını burjuvazinin peşine takıp, Weimar Cumhuriyeti'nin kuruculuğunu
üstlendi.

Alçalmanın, ihanetin sınırı yoktu. 1918-1919, 1921 ve '23 devrimlerinin ve ayaklanmalarının bastırılmasında SPD başrolü oynadı. Almanya Komünist Partisi'nin (KPD) öncülü olan Spartakistler'in önderleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht'in öldürülmesinin emrini veren, binlerce komünistin katlinden sorumlu kişi SPD'li Gustav Noske'ydi.

Almanya birinci emperyalist paylaşım savaşının kapitülasyonları altında, eziliyordu. Halk derin bir yoksulluğun kıskacındaydı. Ekonomik kriz siyasi krizi derinleştiriyordu. Sağda faşist NSDAP gelişirken işçi sınıfı içerisinde KPD sivriliyordu.

Alman işçi sınıfını hala domine eden SPD hükümetteydi; burjuvazinin ve onun devletinin temsilciliğine soyunmuştu. Öyle ki KPD'yi Nazilerden daha büyük bir tehdit olarak görüyordu. Berlin'de özellikle Nazilerin her türlü yürüyüşüne ve eylemine göz yumarken, komünistlerin faaliyetlerini engelliyordu. SPD, işçi sınıfının KPD'ye yönelişini durdurmak amacıyla sosyaldemokrat gazetelerde komünistlere karşı yalan ve iftira kampanyaları yürütüyordu. İşçileri KPD'ye karşı kışkırtıyordu.

1929 yılının 1 Mayıs'ına doğru yalan ve iftira kampanyaları hız kazandı. SPD Nazilerin "komünist tehdit" söylemini kullanarak komplo teorisi üretti. Buna göre, KPD silahlanıyordu, kan akıtacaktı. "Bolşevik darbe" yapacaktı. SPD 1 Mayıs'ta ve işçi sendikalarında kontrolü KPD'ye kaptırmamak için her yolu deniyordu. Gerekirse 1 Mayıs'ı yasaklayarak, katliam ve yıkıma bile başvuracaktı. Bunun zeminini hazırlıyordu.

Almanya tarihinde, 1929 yılında 1 Mayıs ilk kez yasaklandı. En büyük 1 Mayıs katliamı gerçekleşti. Hükümette hala kendini "sosyalist" diye nitelendiren SPD vardı. SPD'li "eski yoldaşlar" Hermann Müller şansölye, Carl Severing İçişleri Bakanı ve katliamı yöneten Karl Zörgiebel de emniyet genel müdürüydü.

Klaus Neukrantz, "Barikkiaden am Wedding (Wedding Barikatları-Yordam Yayınları) romanında 1 Mayıs 1929 katliamını ve işçilerin direnişini anlatıyor. Yazar şöyle der: "...ne burada anlatılan kişilerin ne de onların eylem ve davranışlarının bir 'icat' ürünü olduğunu, Gosslin Caddesi'nde 1919'un Mayıs günlerinde yaşanan gerçek olaylardan alındığını belirtmek isterim."

Wedding Barikatları 1 Mayıs katliamından hemen sonra yazılmış ve 1931'de yayımlanmıştır. (Çok geçmeden de yasaklanmıştır) Romanın yazarı Klaus Neukrantz da KPD'li bir komünist devrimcidir. Muhtemelen kendisi de Berlin Wedding'deki 1 Mayıs'a katılmıştır ama güvenlik nedeniyle bunu belirtmemiştir. Nitekim 1933 yılında, iktidara gelen Naziler, Klaus Neukrantz'ı da tutuklarlar. Nice komünist gibi Wedding Barikatları'nın yazarı da toplama kampında katledilir. Cenazesi dahi bulunamaz.

WEDDİNG BARİKATLARI
İşçilerin yaşam koşulları, 1929 yılının Almanya'sında içler acısıdır. İşçiler ağır şartlarda gece geç saatlere kadar karın tokluğuna çalışırlar. Kiralarını ödeyemezler, evlerinden kovulurlar. Daracık kirli dairelerde bir sürü insan yaşar. Giyecek üst başları, yatacak yatakları dahi yoktur. Bir parça ekmek ve bir yudum kahveyle günü idare ederler. Çocuklar açlıktan hastalanır. "Büyük ve aç Berlin'de, en çok çocuğun en sefil halde yaşadığı cadde burasıdır" der Klaus Neukrantz.

Burası Wedding'dir. Namı değer "Kızıl Wedding". Wedding ve çevresi adeta "kurtarılmış bölge"dir. KPD burada her mahalle, fabrika ve sokakta örgütlüdür. Her mahallenin bir gazetesi "Wedding Emekçisi), her sokağın bir hücre örgütlenmesi ve siyasi lideri vardır. İşçiler geç saatlere dek çalıştıktan sonra işçi toplantılarına katılırlar. Mahalledeki siyasi sorumlunun evindeki mütevazı yatak odası toplantı odasıdır. İşçiler buraya "Kızıl Oda" derler. Bir birahane/lokanta olan "Kızıl Bülbül" ise dernek işlevi görür.

Sosyaldemokratların gazetelerinde komünistlere yönelik iftiralar, yalanlar ve 1 Mayıs'ın yasaklanacağı fısıltıları Wedding'in temel gündemidir. Alman işçi sınıfı içerisindeki yarılma Berlin nezdinde 1 Mayıs tartışmalarına da yansır. Ama SPD'nin 1 Mayıs'a günler kala "barışın, huzurun ve demokrasinin korunması için" 1 Mayıs'ı yasaklamasına SPD'li işçiler bile inanmakta zorlanırlar.

KPD, hükümetteki SPD'nin yasağına rağmen 1 Mayıs'ta meydanlara, sokaklara çıkma kararı alır. KPD'li yetkili bir komünistin Kızıl Bülbül'de yaptığı konuşma SPD'nin gerçek yüzünü, onun bugünkü politikalarını ve işlevini çözümlemesi bakımından hala günceldir.

"Savaştan sonra yoldaşlar 1 Mayıs kutlaması olağan hale geldi. İşçiler bir imparatordan kazandıklarını bir cumhuriyete kaybedecek değiller ya! Ama bu sefer de ne gördük? SPD, bu kapitalist cumhuriyetin ve devlet aygıtının önemli bir parçasına evrilmişti artık. Almanya'daki siyasi değişimlerin başlamasından hemen sonra nasıl ki Noskeli SPD ve Kara İmparatorluk Ordusu kanları döke döke işçileri bastırdıysa, aynı SPD Alman sanayisinin yeniden inşası döneminde de polisin görevini üstlenerek yine işçi kitlelerinin ezilmesine hizmet etti, zira ancak işçilerin sömürülmesiyle şirketler konumlarını bir istikrara kavuşturabilirdi. Savaş sonrası olan bitenlerin tümüne baktığımızda sosyaldemokrat işçiler de kabul etmeliler ki, kapitalistler her önemli dönüm noktasında huzur ve düzen tekrar sağlam ve işçilerin kazandıkları az sayıdaki önemli başarılarını ekonomik ve sosyal alanda geri alma işini hep SPD'ye yüklediler. Bunun için de sadece Ebert'in* sekiz saatlik iş gününü fiilen ortadan kaldıran yetki kanununa bakmak yeterlidir. Alman sermayesi için Ebert, savaş öncesi bütün imparatorluğun yaptığından daha fazlasını yaptı: "Varlıklarını kurtardı!"

1 Mayıs hazırlıkları olağan seyrinde sürerken SPD hükümeti ve Alman devleti katliam ve özellikle de Wedding'i cezalandırma planlarına başlar. İşçilere, komünistlere, Wedding'e karşı kullanmak için özel olarak muhafazakar, sağcı bölgelerin subaylarını ve polislerini Berlin merkezine sevk ederler. Berlin'de ve hatta bütün Almanya'da herkes tedirginlik ve merak içerisinde 1 Mayıs'ta ne olacağını bekler.

1 Mayıs sabahı yoksul Wedding'de bayramın, mücadele gününün heyecanı, sevinci, coşkusu vardır. Bütün yoksul işçi evlerinin pencerelerinden kızıl kumaş parçaları sallanır. Yoksul kadın ve erkek işçiler en güzel kıyafetlerini giyerler. Beyaz gömleklerine kızıl kurdeleler takarlar. Kız ve erkek çocukları süslenmişler, ellerinde yıldızlı kağıttan bayraklarla, anne ve babalarıyla birlikte "Kızıl Muhafızlar" ve "Enternasyonal" marşlarını söylerler. Wedding halkı kızıl bir nehir gibi "Kızıl Bülbül"ün önüne akar. 1 Mayıs başlar...

Wedding'i kuşatmaya alıp, sokaklarda tuzaklar kuran polis işçilere, Wedding halkına vahşice saldırır. "Kahrolsun sosyal faşist açlık rejimi" sloganını atan işçiler direnirler. Yeniden ve yeniden toplaşırlar. Caddeleri boşaltmazlar, kortejleri yeniden oluştururlar. Polisler bu kez silaha ve bombalara sarılırlar. Panzerler de devreye girer. İşçi evlerinin pencerelerinde asılı olan kızıl bayraklara bile ateş edilir. Yaşlılar, kadın çocuk herkes kurşunların hedefi olur. İşçiler yine de geri adım atmazlar. Her ev, her bina bir direniş odağı olur. Barikatlar kurulur. Halk 1 Mayıs'ın şanına yakışır halde birlik ve dayanışma içerisinde mücadele eder. Başka semtlerden işçiler desteğe gelirler. Wedding artık 1 Mayıs 1929'un merkezidir.

Wedding direnişi 3 Mayıs'ı 4 Mayıs'a bağlayan geceye kadar devam eder. Polis ancak sinsice bir planla barikatları aşar ve katliam yapar. SPD'li emniyet müdürü sokağa çıkma yasağı ilan eder. Evlerinin pencerelerinden dışarı bakmak dahi yasaklanır. Gözaltına alınan işçilere ve komünistlere ağır işkenceler yapılır.

1 Mayıs 1929'da 19'u Wedding barikatlarında olmak üzere Berlin genelinde toplam 33 işçi hunharca katledilir. Yüzlercesi yaralanır. Sosyaldemokrat ve burjuva gazeteler ortaklaşırlar; komünistleri "silahlı isyana kalkışmak"la suçlarlar. İşçiler sosyaldemokratların yalan ve iftiralarına inanmazlar. Wedding ve KPD bu direnişten güçlenerek çıkar.

1933'te, sosyaldemokratların da yol vermesiyle, Nazilerin iktidara gelmesi sonucu Almanya'da bir dönem kapanır. Fakat SPD'nin Wedding düşmanlığı geçmez. İkinci dünya savaşından sonra Wedding "yeniden imar etme" adı altında komple yıkılır. Wedding'in komünist kimliğinin hafızalardan silinmesi amacıyla Goslin civarı yeni baştan inşa edilir. Dönemin SPD'li Belediye İnşaat Komisyonu Başkanı Walter Nicklitz, Wedding'e duyduğu kini şöyle ifade eder: "Berlin'de, saldırgan bolşevikliğin göz koyduğu, bozunmanın çekirdeğiydi."

Wedding'den eser bırakılmadı geriye. Ama Wedding'in kızıl ruhu hala dolanıyor orada. Şan olsun 1 Mayıs'a ve onu yaratan emekçi ellere!

"Sol, sol, sol, sol! Zörgiebel polisine rağmen!
Sol, sol, sol, sol! Anıyoruz 1 Mayıs'ı
Kanlı yüzünü egemen sınıfın,
Unutmaz Kızıl Wedding,
Kepazeliğini de SPD'nin!"

        (Kızıl Wedding şarkısından)

*Friedrich Eber (SPD), burjuva Wemiar Cumhuriyeti'nin ilk (1919-1925) şansölyesi.