30 Eylül 2024 Pazartesi

'Gençliğin barınma sorunu genelgelerle değil mücadeleyle çözülebilir'

Barınamıyoruz hareketinden Candeniz Aksu ve Ekin Su Bayar, İçişleri Bakanlığı'nın üniversitelere ilişkin genelgesini ETHA'ya değerlendirdi ve genelgenin yeni dönemde yükselebilecek öğrenci gençlik hareketini kırmaya dönük olduğunu vurguladı. Aksu ve Bayar, barınma sorunu ve devletin baskı politikalarına karşı direnmenin önemine dikkat çekti, tüm öğrencileri hareketin parçası olmaya çağırdı.

İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı "Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri" isimli genelgeyle, demokratik üniversite mücadelesinin yanı sıra geçen sene gelişen ve büyük ses getiren "Barınamıyoruz" eylemleri özel olarak hedef alındı. Barınma sorununa çözüm üretmeyen genelge, öğrencilerin barınma ve ekonomik temelli hak mücadelesini de kriminalize etme çabası taşıyor. Barınamıyoruz hareketinden Candeniz Aksu ve Ekin Su Bayar, genelgeye ilişkin sorularımızı yanıtladı ve bakanlığın genelgesine karşı öğrenci gençlik hareketinin mücadelesinin meşru olduğunu vurguladı.

AKSU: ÖĞRENCİ HAREKETİNİN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR
Kocaeli Üniversitesi öğrencisi Candeniz Aksu, genelgenin Barınamıyoruz hareketini doğrudan hedef aldığını söyledi. Barınma sorununa dönük eylemlerin bu sene daha da yoğunlaşacağını öngören iktidarın öğrencilerin direnişini engelleme amacı taşıdığını ifade eden Aksu, genelgede öne sürülen "fahiş fiyatlara izin vermeme" söyleminin iktidarın daha önce vaat ettiği ve yerine getirmediği sözlerden çok farklı olmadığına işaret etti. Genelgede yer alan "güvenlik önlemleri" adı altında, iktidarın Boğaziçi direnişiyle başlayıp Barınamıyoruz eylemleriyle devam eden öğrenci direnişleri silsilesinin önünü kesmek istediğini kaydeden Aksu, "Tam olarak buna karşı nasıl önlem almak istiyorlarsa ona dair uygulamalar yapıyorlar. Öğrencileri suçlayabilecekleri kavramların hepsini metne yerleştiriyorlar. Okul içerisinde yapabilecekleri muhbirlik çalışmalarını meşrulaştıracak kurallar koyuyorlar" dedi.

'SALDIRIYI MEŞRULAŞTIRMANIN ARACI'
Genelgede geçen "terörle iltisaklı" ifadesinin iktidarın öğrenci gençliğe yönelik saldırılarını meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığını dile getiren Aksu, şöyle devam etti: "Üniversitelerde özellikle bu dönem başlayacak bütün hareketlerden korkuyorlar. Çünkü artık zeminde bir titreme var ve onların zemininde de bir titreme var. İktidar oldukları zaman bitmek üzere, gittikçe zamanları daralıyor. Bu daralmadan çıkabilecekleri en zararsız şekilde, kendilerine gelecek zararı en aza indirecek şekilde çıkmaya çalışıyorlar. Bunun için polis, disiplin soruşturmaları, davalar gibi uygulayabilecekleri bütün baskı aygıtlarını öğrencilerin önüne koyup oluşacak bir direnişi, öğrenci hareketini kırmaya çalışıyorlar."

'GENÇLİK DEVLETİN KENDİSİNDE BİR ÇÖZÜM GÖRMÜYOR'
Genelgede barınma sorununa ilişkin "çözüm" adı altındaki önerilerin yetersiz olmaktan da öte yanlış olduğuna dikkat çeken Aksu, genelgede geçen "sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği" ifadesinin faşist, gerici yapılanmalara işaret ettiğini söyledi. Yeni Şafak'ın geçtiğimiz günlerde vakıf yurtlarının konforlu ve uygun fiyatlı olmasına ilişkin yaptığı haberi hatırlatan Aksu, genelgeyle devletin bir yandan da öğrencilere iyi imkanlar sunduğuna dair bir illüzyon yaratmaya çalıştığına dikkat çekti. Kendi okulunda bulunan Alperen Ocakları yurdunun bütün imkanlara rağmen boş olduğunu anlatan Aksu, "Bunlar bir çözüm olamaz çünkü gençlik oraya bakmıyor, orada bir çözüm görmüyor. Orada bir çözüm görse devletin kendisinde de bir çözüm görürdü, yüzünü oraya dönerdi" dedi.

Geçen yıl gerçekleştirdikleri eylemler süresince muhatap bulamadıklarını, mücadele ederek direndiklerini söyleyen Aksu, iktidarın bu tarz genelgeler yayınlamak yerine öğrencilerin taleplerine kulak vermesi gerektiğini dile getirdi. Öğrencilerin yaşadığı barınma sorununun ancak bu şekilde çözülebileceğini vurguladı.

'HİÇBİR ÖĞRENCİ BU GENELGEYİ MEŞRU GÖRMEMELİ'
Aksu, hiçbir öğrencinin bu genelgeyi meşru görmemesi gerektiğinin altını çizerek, genelgede yer alan maddelerin daha önce var olan uygulamalar olduğuna işaret etti. Boğaziçi direnişi ve Barınamıyoruz eylemleri sırasında da bütün yasaklama kararları ve tehditlere karşı mücadeleyi sürdürdüklerini hatırlatan Aksu, "Karşımızda bir sorun var ve bu genelge olmasa da polis saldırısı var, devletin öğrenciler üzerinde baskısı var. Bunlar yeniymiş gibi davranıyorlar ama öyle değil, yıllardır yapılan şeyler. Gençliği hareketin çevresinden almak için yapılmış bir genelge. Barınma sorununu çözmek istiyorsanız gerçekten bizi muhatap alın" çağrısında bulundu.

Barınma krizinin geçen senekinden daha da toplumsal bir hale büründüğüne işaret eden Aksu, özellikle üniversiteyi yeni kazanmış öğrencilere çağrıda bulundu ve yaşadıkları her türlü sorunda Barınamıyoruz hareketiyle iletişime geçebileceklerini belirtti. "İyi bir direniş hattı örgütleyebileceğimize kefiliz" diyen Aksu, tüm öğrencileri Barınamıyoruz hareketine katılmaya davet etti.

BAYAR: BASKILARA VERİLEN TEPKİ DAHA DA ARTACAK
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Ekin Su Bayar, genelgenin bir korkutma ve baskılama politikası olduğunu ve kampüs içerisindeki saldırıları meşrulaştırma amacı taşıdığını söyledi. Barınmanın çok temel bir ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Bayar, öğrenci gençliğin bu politikalar karşısında geri çekilmeyeceğinin altını çizdi. "Bizi baskılamak için bir tavır sergilendiği zaman onlara verilen tepki beşse on olur" diyen Bayar, genelgedeki önerilerin çözüm üretmediğine işaret etti.

Bu sene 3 milyondan fazla insanın sınava girdiğini hatırlatan Bayar, pek çok öğrencinin kazandığı üniversitede okuma fırsatının bile olamayacağına dikkat çekti. Ev ve yurt fiyatlarının geçen seneden bu yana daha da arttığını kaydeden Bayar, barınma sorununa karşı tüm öğrencilerle iletişime geçmeye ve birlikte yapabilecekleri şeylerin farkına varmalarını sağlamaya çalıştıklarını anlattı. Yurt fiyatlarından ev bulamama sorununa kadar yaşayabilecekleri her türlü sorunda öğrencilerin Barınamıyoruz hareketiyle iletişime geçebileceklerini söyleyen Bayar, tüm öğrenci gençliğe temel ekonomik hakları için birlikte mücadele çağrısı yaptı.