30 Nisan 2025 Çarşamba

Gönder'in 'işçi hakları' nöbeti 13. gününde

Hrant Dink Vakfı önünde 13 gündür "işçi hakları" nöbetinde olan Öğretmen Sendikası üyesi Gönder, "Haklarımı alana kadar mücadelem sürecek" dedi. 

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası) üyesi Caner Gönder, 13 gündür "işçi hakları" nöbetinde. 1 Mayıs'a giderken neden direndiğine ilişkin bir açıklama yapan Gönder, dayanışma çağrısı yaptı. 

Hrant Dink Vakfı önünde; "İşçi hakları insan haklarıdır", "Direniş nöbetindeyim", "İşçi hakları gasp edilemez", "Hrant Dink Vakfı hakkımı ver" pankartlarıyla nöbette olan Gönder, belirli süreli sözleşmesi ve yasal deneme süreci dolmadan, 6 aylık çalışma süresinin sona ermesine birkaç gün kala işten atıldı. "Bu pozisyona uygun değilsin" iddiasına karşı Gönder, kira ödediğini, işsiz kalma lüksü olmadığını belirtmesine ve başka bir pozisyona geçmesine rağmen işten çıkarıldı. 

'İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALAMADIM VE BİR BUÇUK YILDIR İŞ BULAMIYORUM'
Vakıfta tek sendikalı çalışan olan Gönder, istifaya zorlandı. Ardından kod 42 ile işten çıkarıldı. "Bu kod yüzünden işçiler için en temel hak olan işsizlik ödeneği alamadım ve bir buçuk yıldır iş bulamıyorum. Bu işsizlik halim devam ediyor" diyen Gönder, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası avukatıyla birlikte 46. İstanbul İş Mahkemesinin Vakfı "haksız fesih tazminatı ve bakiye ücret ödemeye" mahkum ettiğini aktardı. Gönder, "Bu tarihten itibaren süreci sulh yoluyla müzakere etmek, daha fazla uzamaması ve karşılıklı yıpratıcı olmaması için toplantı talep ettik. Yaklaşık 4 ay kendileri ile görüşmek için oyalandık. 28 Mart 2025'te sendikamın temsilcisi, sendikamın ve benim avukatım ve ben vakıf yetkilileri ile birlikte vakıf binasında yüz yüze görüştük. Toplantıda iyi niyet göstergesi olarak alacaklarımızın bir kısmından vazgeçtik, bu işi sulh ile halledelim teklifinde bulunduk. Ancak vakıf yetkilileri; dava açma tehdidinde bulundular, iftira attılar, vakfın etkinliklerine katılma diye dışlayıcı, ayrımcı tavırda bulundular, psikolojik durumumu ima ederek 'desteğe ihtiyacın var' gibi haddini aşan ifadeler kullandılar" dedi.

'BENİ CEZALANDIRMAK İÇİN İSTİNAFTA SÜRECİ OYALAMAK İSTEMEKTEDİR'
Toplantıdaki bu tavır ve tutumla uzlaşmaya yanaşmayan, olumsuz ve süreci tıkayan yaklaşımları ile sendika ve avukatlarımızla çözümden yana olmadıklarına kanaat getirdiklerini söyleyen Gönder, "Ki vakıf yürütme kurulu toplantısı sonucunda çıkan karar, düşündüğümüzü haklı çıkardı. Vakıf YK çözümden yana olmayan, diyaloğa kapalı olan bir açıklama yaptı. İstinafa giderek alacaklarımı hiç etmek, beni yıldırmak ve süreci uzatmak istediler. Bunun işçiler nezdinde bir cezalandırma olduğunu bilinmektedir. Çünkü esasa ve usüle ilişkin herhangi bir sorun olmayan birinci derece mahkemenin kararı istinafta bozulmadan tekrar döneceği çok açıktır. Tüm sendika avukatları bunu söylüyor ve iş mahkemesi kararlarının istinafta dönme oranı yüzde 3 civarındadır. Ancak vakıf yukarıda belirttiğim gibi hala işsizim, bu kod yüzünden işsiz kalmam uzayabilir ve herhangi bir geliri olmayan beni cezalandırmak için istinafta süreci oyalamak istemektedir" ifadelerini kullandı. 

'HAKLARIMI ALANA KADAR MÜCADELE SÜRECEK'
Gönder, 16 Nisan 2025 tarihinden itibaren vakıf önünde hakları için "işçi hakları" nöbeti tutuyor. Kamuoyuna seslenen Gönder, şu çağrıyı yaptı: "Pasif bir direniş biçimi olarak haklarımı alana kadar mücadelemi sürdüreceğim. Hrant Ahparig için de buradayım, adalet için de buradayım. Vakıftan haklarımı iade etmesini talep ediyorum. Bunun için açık, şeffaf ve bağımsız heyetler ile birlikte vakıf ile müzakereye hazır olduğumu belirttim. Bugün nöbetimin 13. günü. Bu benim için çok zor bir süreç. Ancak haklarım için mücadele etmeye devam etmek zorundayım. Haklarımı alana kadar mücadele sürecek."