2 Ağustos 2025 Cumartesi

HepsiJet işçisi kadınlar artık susmuyor

HepsiJet işçileri direnişin 11. gününde geçtiğimiz yıl 4 kadın işçinin direndiği Esenyurt'taki Kuzuyolu deposu önündeydi. Direnen kadın işçilere selam gönderen ve işyerinde kadın olarak yaşadıkları sorunlara değinen HepsiJet direnişçisi işçiler "Biz o mücadeleyi büyüterek sürdürüyoruz" dedi.

HepsiJet işçileri direnişlerinin 11. gününde Esenyurt'taki Kuzuyolu deposunun önünde eylem yaptı. 

"Depo işçisi köle değildir. Hakkımız ver" pankartı açan işçiler, "Köle değil işçiyiz, birleşirsek güçlüyüz", "HepsiJet işçisi köle değildir", "Direne direne kazanacağız", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "İşçiler burada patronlar nerede" sloganları atıldı.

Nergis Eren ise "Bizler buradayız çünkü artık susmak istemiyoruz. Çünkü kadın işçilerin sesi hep bastırıldı, hep yok sayıldı. Ama bu direnişte biz kadınlar olarak artık susmuyoruz. Çünkü her gün yaşadığımız gerçekler, bizi değil bu düzeni utandırmalı" dedi.

EREN: KADINIZ DİYE BİZİ DAHA ÇOK EZİYORLAR
Kadınlar olarak çoğu zaman evde de ikinci bir mesai yaptıklarını kaydeden Eren, "Ama bu insanlar, kadınları daha fazla ezmekte bir sakınca görmüyor. Sanki kadınız diye her işi yaparız sanıyorlar. Hayır. Kadınlar yük taşıyıcı değildir. Bizim de bedenimizin sınırı var, sağlığımızın kıymeti var" diye ifade etti.

'ERKEKLERLE AYNI İŞİ YAPIYORUZ AYNI ÜCRETİ ALAMIYORUZ'
İşyerinde kadın için hijyen sadece bir konfor değil, sağlığın temelidir" diyen Eren, sağlıksız ve hijyenik olmayan koşullarda çalışmaya zorlandıklarını kaydetti. "Biz kadınlar, sadece bedenimizle değil, dil ile de baskı görüyoruz. Erkek yöneticilerin argo konuşmaları, küçümseyen tavırları, azarlayan ses tonları sürekli üzerimizde bir baskı yaratıyor. Sanki kadın olmak başlı başına bir kusurmuş gibi davranılıyor" diyen Eren, erkeklerle aynı işi yaptıklarını ve kadınların işinin daha çok sorgulandığını belirtti. 

'DUYGUSAL DEĞİL HAKLIYIZ'
İtiraz ettiklerinde "sen hassassın", "duygusalsın", "büyütüyorsun" denildiğini kaydeden Eren, "Hayır. Biz büyütmüyoruz, siz küçümsüyorsunuz. Eşit işi yapıyoruz, eşit koşullarda çalışmak istiyoruz. Her şey yaşanıyor ama 'sus'deniyor. Ses çıkarırsan, isyan edersen 'problemli' ilan ediliyorsun. Ama biz artık susmuyoruz" dedi.

'KADIN SUSARSA HAKSIZLIK BÜYÜR'
"Bir kadının sustuğu yerde, haksızlık büyür. Bir kadının konuştuğu yerde, değişim başlar. Biz bu direnişte kadınlar olarak yalnız değiliz. Birbirimizin sesiyiz, omzuyuz, gücüyüz. İş yüküne de, pisliğe de, bağıran yöneticilere de, adaletsizliğe de razı değiliz. Ve buradan sesleniyoruz:
Kadınız, işçiyiz, insanız. Ve bu hayatta saygıyı da, sağlığı da, hakkımızı da sonuna kadar istiyoruz" diye konuştu.

ÇAYIRCI: ÇOK ÇALIŞIYORUZ AZ KAZANIYORUZ
Direnişteki işçilerden Ayşe Çayırcı, "Biz burada alın teriyle çalışan, emeğiyle geçinen işçiler olarak sadece kendimiz için değil, tüm işçi sınıfı için direniyoruz" diyerek, HepsiJet'te yaşadıkları hak gasplarına ve mobbingi anlattı. "Neden buradayız biliyor musunuz? Çünkü içeride bizlere mobbing uygulandı. Çünkü hastalandığımızda 'geçmiş olsun' demek yerine, primimizi, günümüzü kestiler.
Çünkü iş yerinde ne bir hemşire var, ne bir doktor… İlk yardım çantası bile yok. İnsan hayatını bu kadar değersiz gören bir sistemin parçası olmayı kabul etmiyoruz" diyen Çayırcı, maaşların düşük, çalışma saatlerinin uzun olduğunu belirtti. 

"Hakkımız olan ne varsa vermemek için bin dereden su getiriyorlar. Ve daha da kötüsü, güvenlik kartı olmayan günlük çalışan insanlar güvenlik olarak karşımıza dikiliyor. Bu, sadece bizim değil, herkesin güvenliğini tehdit eden büyük bir sorumsuzluktur. Bugün burada sadece kendi hakkımızı değil, içerideki sessiz kalanların da hakkını savunuyoruz" diyen Çayırcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'BU DÜZENİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'
"Bugün burada, ekmeğimizi, onurumuzu, sağlığımızı gasp edenlere karşı dimdik ayakta duruyoruz.
Ve herkes bilsin: Bu direniş sadece bizim değil, bu ülkenin dört bir yanında çalışan tüm işçilerin sesidir. Buradan halka sesleniyoruz: Siz kargoyu beklerken, biz sağlıksız, güvencesiz koşullarda canımızla çalıştırılıyoruz. Siz sipariş verirken, biz bir bardak suyu bile zor buluyoruz. Artık bu düzenin değişmesi gerekiyor."

Çayırcı, "Yönetim orada içeride saklanıyor, ama biz buradayız, gözümüz gibi sakladığımız onurumuzla, kardeşliğimizle, dayanışmamızla buradayız" diye konuştu. 

YAŞA: DİRENEN 4 KADIN ARKADAŞIMIZDAN GÜÇ ALDIK
Direnişteki Ali Yaşa, 11 gündür kendilerini yalnız bırakmayan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Ekmek ve Onur Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve sendikalara teşekkür etti. Yaşa, "Geçen yıl tam da bu depoda, 4 kadın arkadaşımız hakları için direnmişti. Bugün biz, 28 kişi olarak onların bıraktığı yerden bayrağı devralıyoruz. O 4 emekçi kadına buradan selam gönderiyoruz. Çünkü biz o mücadeleyi büyüterek sürdürüyoruz" dedi. 

İşçilerin işe giriş ve çıkışlarının keyfi düzenlendiğini, primlerin eksik yatırıldığını, kadro alımlarında torpil yapıldığını belirten Yaşa, "Artık bu adaletsizliğe artık boyun eğmiyoruz. 28 yürekle, tek sesle buradayız" dedi. 

Direnişteki Savaş Allahverdi ise Biz bu yola kafamıza göre çıkmadık. Biliyoruz ki  yasalar da haklının yani bizim yanımızda olacak. Hakkımızı vermenizi istiyoruz. Direniyoruz, direnmeye de devam edeceğiz" diye konuştu.

ÇAKIR: ARKAMIZDA EMEKÇİLER VAR
Açıklama yapan Welat Çakır, 28 işçiyle birlikte 11 gündür HepsiJet patronlarına direndiklerini vurgulayarak, dayanışma içinde olan siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine teşekkür etti. "Biz bir kez daha gördük ki asla yalnız değiliz. Onların arkasında sermaye varsa bizim arkamızda da emekçiler ve emekten yana olan insanlar var" diyen Çakır, etrafta yaşayan halkın HepsiJet deposunda yaşanan 3. direnişe şahit olduklarını belirtti.

"Neredeyse her sene bu kapıda bir direniş oluyor. Her sene işçiler gasp edilen hakları için mücadele ediyor. İçeride sadece işçiler değişiyor, yönetim asla değişmiyor" diyen Çakır, bölgede yaşayan halka seslenerek, "İşçilerin ekmeği ve onuruyla oynayan yönetimi iyi tanıyın" dedi.

'28'DEN FAZLAYIZ'
11 gündür direnişte olduklarını vurgulayan Çakır, içeride çalışan işçilere seslendi. "Ya en ağır işlerde çalıştırıldık ya da işten çıkmaya zorlandık. Onların bize dayattığı kölelik koşullarını kabul etmediğimiz için buradayız. Ama 28 kişiden çok daha fazlayız" diye konuştu. 

"Direnişimizin 2. gününde bizimle diğer işçiler arasına mavi branda çektiğiniz. O brandayla direnişimizin sesini kısabileceğinizi, arkadaşlarımızla etkileşimimizi engelleyebileceğinizi sandınız. Ama gün geçtikçe sesimiz, sayımız daha çok arttı" diyen Çakır, direnişin 3. gününde patronların ihtarname çekerek, bu kölelik koşullarının haklı fesih için yeterli olmadığının kendilerine ilettiğini belirtti.

'HAKKIMIZI ALANA KADAR DİRENECEĞİZ'
"Şirketin itibarını zedelediğimiz için bize dava açacaklarını söylediler" diyen Çakır, depoda çalışan işçilere seslenerek direnişe destek vermelerini istedi. İşe girerken kendilerine sözleşme imzalattıklarını belirten Çakır, "Kendilerine göre bir düzen kurmuşlar ve kölelik koşullarını dayatıyorlar. Haklarımızı alana ve çalışan arkadaşlarımızın koşulları iyileştirilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.