19 Ocak 2025 Pazar

Hrant Dink'siz 18 yıl: Hafıza, hakikat, hayat, hasret

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 18. yıldönümünde vurulduğu Sebat Apartmanı önünde yüzler kişi tarafından anıldı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, tetikçi Ogün Samast tarafından katledilişinin 18. yıldönümünde vurulduğu yerde anıldı. Yüzlerce kişi, Halaskargazi Caddesinde, Agos Gazetesinin eski bürosunun bulunduğu Sebat Apartmanı önünde bir araya gelirken, apartmandan, üzerinde Dink'in fotoğrafının bulunduğu "Hafıza, hakikat, hayat, hasret" pankartı sallandırıldı.

Anmaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan ve milletvekilleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika temsilcisi katıldı. Anmada, "Hafıza, hakikat, hayat, hasret" dövizleri taşınırken, kitle, "Buradayız Ahparig", "Faşizme inat kardeşimsin Hrant", "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" sloganlarıyla toplandı.

Hrant Dink'in anısına saygı duruşunda bulunulan anmada, Dink'in "Su çatlağını buldu" konuşması dinletildi.

Gezi tutsakları Çiğdem Mater ve Osman Kavala da anmaya gönderdikleri mesajlarla Hrant Dink'i andı.

TOVMASYAN: ACININ ESKİSİ YENİSİ OLMAZ
Bu seneki anma konuşmasını, Hrant Dink'in yakın dostlarından, Ermeni yazar Takuhi Tovmasyan gerçekleştirdi. Her yıl 19 Ocak'ta Hrant Dink'i anmak için binlerce kişinin burada toplandığını hatırlatan Tovmasyan, "18 yıl sonra hala ve daima hep birlikte lanetliyoruz" dedi.

Tovmasyan, şöyle devam etti: "Acının eskisi yenisi olmaz, acı acıdır. Senin acın yetmiyormuş gibi bir de yenisi eklendi kardeş kayıplarıma. 40 gün önce Tomo'yu getirdim Balıklı'ya, ellerimle gömdüm Tovmasyan'ların koynuna. Biliyorsun, senden iki adım ötede. Dostların Torkom Beşiktaşlıyan'ın, birkaç adım daha gidince, Ermeni Kurbanlar Anıtı'nın yanındaki Sarkis Çerkezyan'ın, onlara komşu mezarlarda, şairler, Misak Medzarents ve Garbis Cancikyan'ın yanına. Ğazaros dedemin Takuhi yayamın, evlatları Sarkis'in, Bedros'un, gelinleri Sirvart'ın, Mari'nin, kısacası Tovmasyan'ların toprağına. Her mezarlık ziyaretimde, her yitirdiğim sevdiklerim aklıma geldiğinde, her can için kavurduğum irmik helvasında Mardik amcamın acısı cayır cayır yakıyor yüreğimi. Canım Hrant'ım, yüreğimizin sevinci de, acısı da ortaktı seninle, ama sanki sevinçler az, acılar çoktu. Bir araya geldiğimizde şarkılar hep hüzün doluydu."

'MARDİG'İN ÖLMÜŞ OLMA İHTİMALİNİ HİÇ AKLINA GETİRMEDİ'
1915 Ermeni Soykırımında tehcir edilen amcası Mardig'in hikayesini anlatan Tovmasyan, "Aylar, yıllar geçmiş, Takuhi yayam, onu sağ bulabilmek için umudunu hiç yitirmemiş. Mardig'i aramak için her çareye başvurmuş, ama nafile, ne gören ne bilen çıkmış. Mardig şimdi büyümüştür, delikanlı olmuştur, kim bilir kimin evladı olmuştur, belki Kürt olmuştur, belki Türk olmuştur, belki Amerikalı misyonerlerin yetimhanelerinde büyümüştür... Yayam, Mardig'in ölmüş olma ihtimalini hiç aklına getirmedi. 1957'de 80 yaşında sarkomdan öldüğünde halkının diğer evlatları gibi ne acılar çekmişti, ama hiçbir acıdan çekmedi vicdanından çektiği kadar" dedi.

'BANA DA BU VİCDAN MESELESİ KALDI MİRAS OLARAK'
Babası Bedros'un da bu acı mirası sırtlandığını ifade eden Tovmasyan, şu ifadeleri kullandı: "O da yavaş yavaş dünyanın çeşitli ülkelerinden bulduğu Ermenilerin adreslerine mektup yazdı durdu, Mardig'i sordu soruşturdu. O da ağabeyinin izine rastlamadan, 1975 yılında gözü açık gitti öteki tarafa. Bana da yayamdan babamdan intikal bu vicdan meselesi kaldı miras olarak. 23 yaşındaydım babamın canına irmik helvası kavurduğumda. Çok zordu, çok ağladım. Sonra kendi kendime bir yol tutturdum, babamla konuşmaya başladım, sağmış, karşımda oturuyormuş gibi ona sorular sordum, onun yerine cevaplar verdim, bu diyaloglar bana iyi gelmeye başladı. Her irmik helvası kavurduğumda onu ve sevdiklerini anıyor ve bu hareketim öte dünyada onun da çok hoşuna gidiyor diye düşünüyordum, buna inanıyordum."

"Geldik 1915'in sekseninci yılına… Babamın ve sevdiklerimin canlarına irmik helvası kavururken düşünmeye bile cesaret edemediğim Mardig amcam geldi aklıma. Bu yayadan babadan intikal vicdan sızısını bir şekilde tatlıya bağlayayım ve ben de artık evlatlarıma bu taşıması ağır mirası bırakmayayım diye karar aldım. Mardig amcam bir yerlerde yaşamış olsaydı bile artık yaşından dolayı ölmüş olabilirdi. En iyi bildiğimi yaptım, onun canına bir irmik helvası kavurdum, bundan böyle her irmik helvası pişirdiğimde Mardig amcamı da anıyor ve yaptığım helvayı yiyenlerden de Mardig amcamı anmalarını rica ediyordum" diyen Tovmasyan, böylece çocuklarına acı bir miras bırakmamanın huzurunu yaşamayı umduğunu ifade etti.

İSTANBUL'UN ORTA YERİNDE ERMENİ BİR GAZETECİYİ KATLETTİLER'
Yaşadım, hem de öyle bir hafifledim ki sormayın gitsin… Az önce cahil cesareti dedim ya, işte tam da öyle oldu, 2007'nin Ocak ayının 19'unda bir cuma günü tam bu saatlerde, tam burada, canımı, Hrant'ımı vurdular… Evlatlarımın, yeğenlerimin, bütün gençlerin üstüne titriyordum, onlar bizim büyüklerimizin bize aktardıkları acı hikayeleri artık duymasınlar, bu güzelim topraklarda gönüllerince yaşasınlar diye. Vay, cahil cesaretim, vay! Güpegündüz, İstanbul'un orta yerinde, hepimizin gözleri önünde Ermeni bir gazeteciyi katlettiler" diyen Tovmasyan, Hrant Dink'in suçunun insan sevgisi, iki halk arasında barışı savunması ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını istemesi olduğunu ifade etti.

'YÜREĞİM İLK GÜNKÜ GİBİ SIZLIYOR'
"Canım Hrant'ım, 18 sene oldu, aynı Takuhi yayamın Mardig amcamın öldüğüne inanmadığı gibi, ben de senin öldüğüne inanmıyorum, inanamıyorum, kabul edemiyorum, senin canına bir irmik helvası kavuramıyorum! Yüreğim ilk günkü gibi sızlıyor. Kıvranıyordum ki, kendimi bu acıya katlanabilir bir teselli ile avutuyor buldum. Bak güzel kardeşim, sana söz veriyorum, günün birinde, hayali ile yaşadığın, yüreğini, aklını, nefesini tükettiğin o sınır kapısı var ya… Şayet bir gün açılırsa, Takuhi yayamdan kalma bakır tenceremi alıp, açılan sınır kapısında bir irmik helvası kavuracağım. Senin hayallerinin gerçekleşeceği o günü ben görür müyüm bilmiyorum" diyen Tovmasyan, eğer hayatta olursa bu sözü tutacağını söyledi.

Tovmasyan, şöyle devam etti: "Ne yaşımdan ne de sağlığımdan bir kuşkum var. Ama o günleri ben göremem diye düşünüyorum. Maalesef o günler çok uzakta gibi görünüyor. Sizler görebilirsiniz diye inanıp vasiyet ediyorum, benim yerime lütfen siz gerçekleştirin benim irmik helvası hayalimi. Alın tencerelerinizi, gidin Kars sınır kapısına, dağıtın iki yakanın halklarına. Yetmedi, bu ülkeye barış geldiğinde gidin her sınır kapısına, Habur'a, Sarp'a, İpsala'ya, Kapıkule'ye, Karkamış'a, Ceylanpınar'a, her dilden bildiğiniz dualar eşliğinde kavurun irmikleri. Dağıtın sınırların iki tarafındaki halklara."

Anma, Sebat Apartmanı önüne karanfiller bırakılmasıyla son buldu.