30 Eylül 2024 Pazartesi

İşkence gören gençler: Bu sokaklar polisin değil bizim

Polis şiddetini protesto etmek istedikleri için işkenceyle gözaltına alınan gençlik örgütleri, eylemlerinin polisin işkenceci bir kez daha gösterdiğini kaydetti. Sokakta olmaya devam edeceklerini vurgulayan gençlik örgütleri, "Bu sokaklar polislerin değil bizim" dedi.

Gençlik örgütleri, dün 'polis şiddetini protesto etmek' için Kadıköy Boğa heykeli önünde bir eylem düzenlemek istedi. Gençlerin önü polislerce kesildi. Çevrede bulunanların da aralarında olduğu 29 kişi işkenceyle gözaltına alındı. İşkence gözaltı aracında da devam etti. 

Gözaltına alınan 29 kişi bir gece Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde bekletildikten sonra serbest bırakıldı. "Onların normali polis şiddetiyse bizim normalimiz de direnmektir" diyen gençlik örgütleri ETHA'ya konuştu. Gençlik örgütleri, sokağın asıl sahibinin polis-bekçi değil halk olduğunun altını çizdi. 

ÖZKİRAZ: HER YERDE AYNI ŞİDDET AYNI IRKÇILIK
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eş Genel Başkanı Alev Özkiraz, artan polis işkencesini bir bütün olarak okumak gerektiğini söyledi. Ekmek almaya giderken ya da çalışmak için sokağa adımını atarken polis şiddetiyle karşılaşılabileceğini söyleyen Özkiraz, Ankara'da Kürtçe müzik dinlediği için katledilen Barış Çakan ile ABD'de beyaz bir polis tarafından siyahi George Floyd'un katledilmesinin aynı düzeyde bir ırkçılık ve şiddet olduğuna dikkat çekti.

Özkiraz, "Kapitalizmin varoluşsal koşulları karşısında faşizm kendi var oluş sebebini daha da çok arttıracak. Devlet tüm aygıtlarını, kolluk kuvvetlerini sokağa dökerek bu süreci tamamlamaya çalışacak. Ve olanlar bunun sokağa yansıması. 'Bir otoriter güç kurmaya çalışıyoruz, şimdiden alışın' diyor biz de gençlik olarak otoriter gücü kabul etmediğimizi söylüyoruz" dedi.

Polis şiddetine karşı söz söylemek istediklerini ancak işkenceyle karşılık bulduklarını belirten Özkiraz, şöyle devam etti: "Plastik mermilerin sayısının artması, sokakları kontral altına alması, bekçi sayısının ve yetkilerinin artması bu sürecin böyle geçeceğini gösteriyor. Biz gençlik örgütleri olarak, 'hayır kabul etmiyoruz, sizin normaliniz polis şiddetidir' diyoruz. Dün sokaktaydık yarın da sokakta olmaya devam edeceğiz. Faşizme karşı sosyalizm bayrağını yükseltelim."

ÇUHADAR: DEVLETİN NORMALİ DE ANORMALİ DE ŞİDDETTİR
Anarşist Gençlik'ten Zeynel Çuhadar da polis şiddetine karşı yapmak istedikleri açıklamada yine polis şiddeti görmelerinin ironik olduğunu söyledi. Pankartta, "Sizin normaliniz şiddettir" yazdığını hatırlatan Çuhadar, devletin normalinin de anormalinin de şiddet olduğunu belirtti. Devletin şiddet uygulamak için var olduğunu söyleyen Çuhadar, "Polisler hem devletin koruyucusudur hem de adaletsizlikler sisteminin bekçisidir. Bizim gibi ezilenleri katletmek için de ellerinden geleni yaparlar" diye konuştu.

Sokağa çıkma nedenlerini açıklayan Çuhadar, birinin son süreçte artan polis ve bekçi şiddetinin görünür olması diğerinin ise bu şiddetin ırkçılıkla bezenmesi olduğunu kaydetti. Yüzyıllardır bu topraklarda ezilenlerin her daim devletin ilk hedefi olduğunu hatırlatan Çuhadar, "Polis dünyanın neresinde olursa olsun adaletsizliklerin, özgürlüğe karşı düşmanlığın sembolüdür. Yaşamın karşısında olmuştur her zaman. Bunların ve polislerin olmadığı kendi özgür yaşam alanlarımızda dayanışarak yaşadığımız, devletin sahte güvenlik algısının bir parçası olmadan kendi güvenliğimizi sağladığımız bir dünya için mücadele ediyoruz. Ve kendimizi büyük bir mücadele geleneğinin mirasçısı olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bir açıklama yapıp alandan ayrılacaktık" diyen Çuhadar, "Saldırıyla, aslında iktidarın kendi dinamiklerinin ne kadar sarsıldığını gösteriyor. İnandığımız gerçekleri daha önce olduğu gibi daha sonra da dile getirmeye devam edeceğiz" dedi.

ÇILDIR: DÜN SOKAĞA ÇIKARAK KORKU DUVARINI YIKABİLDİK
Artan polis şiddetine karşı sokakta söz söylemek gibi bir yükümlülükleri olduğunu dile getiren Gençliğin Devrimci Güçleri'nden (Dev-Güç) Can Çıldır da, eylemlerinin son derece başarılı olduğunu vurguladı. 

Çıldır, "Sokaktan geçen ve gördüğümüz işkenceye tepki gösterenler oldu, onları da gözaltına aldılar. Bir arkadaşımız polise tokat attı. 'Devletin memuruna nasıl tokat atarsın' diye gördüğümüz işkence daha da arttı. Aslında bu tokadı şöyle okumak lazım, işkenceler, katliamlar ve yaşananlar ne devletin ne de memurunun bir meşruluğunun kalmadığının göstergesidir. Dolayısıyla atılan tokat da o kadar meşrudur. Biz dün sokağa çıkarak bir nebze korku duvarlarını yıkabildik. Gençlik örgütleriyle bir arada omuzomuza, durabildik ve direndik" diye konuştu.

Dev-Güç olarak uzun zamandır birleşik bir gençlik hattı için çalıştıklarını dile getiren Çıldır, şimdi bu mevziyi daha da ileri taşımak istediklerini söyledi. Çıldır, tüm gençlik örgütlerine birlikte mücadele çağrısı yaptı.

YÜKSEL: BİR KEZ DAHA GÖRDÜK POLİSLER HER ZAMAN KATİL VE İŞKENCECİDİR
Devrimci Otonomcu'lardan Arda Yüksel ise her zaman olan polis şiddeti bu kadar gündemleşmişken, sokakta olmanın önemli olduğuna dikkat çekti. Yüksel, "Polisin değil de bizim olan sokaklarda olmamaz gerekir. Biz de böyle refleks gösterdik. Anarşist, sosyalist ve devrimci gençler olarak polis şiddetine karşı çıkışlara devam edeceğiz. Faşizm koşullarında ve Avrupa'nın burjuva demokrasisi koşullarında polisler her zaman katildir, işkencecidir diyoruz ve dünkü eylemde de böyle olduğunu bir kez daha gördük" ifadelerini kullandı.

Yüksel, kamuoyuna seslendi ve şöyle dedi: "Sokaklardaki tek güç onlar değil, halktır, devrimcilerdir. Bundan sonra bu gücü sokaklarda onlara karşı gösterelim. Onların normali polis şiddetiyse bizim normalimiz de devrimcidir."

EREN: DİRENİŞ VE MÜCADELE SOKAKTA DEVAM EDECEK
Yeni Demokrat Gençlik'ten (YDG) Hakkı Eren ise eylemlerine yönelik polis saldırısının egemenlerin ikiyüzlü tutumunu bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydetti. Eren, "Bir taraftan Floyd için kınama mesajları yazılırken Kadıköy'de onlarca genç darp edilerek, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı. Gözaltı süresince de işkence ve hakaretler devam etti" dedi.

Bu denli saldırganlığın sebebinin şiddete karşı direnme ve sokağa çevrilen yüz olduğuna dikkat çeken Eren, "Bundan sonra da direniş ve sokakta mücadelenin büyütülmesini esas alan bir hat, şiddete ve faşizme karşı mücadelede esas alacağımız halka olacaktır" ifadelerini kullandı.