21 Eylül 2024 Cumartesi

'Kayyum darbesine karşı 29 Haziran'da Kartal Meydanındayız'

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Hakkari'de belediyeye atanan kayyumla halk iradesinin gasp edilmesine karşı herkesi 29 Haziran saat 19.00'da Kartal Meydanında düzenlenecek mitinge çağırdı.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Hakkari'deki kayyum darbesine karşı 29 Haziran'da Kartal Meydanında düzenlenecek mitinge çağrı yapmak için Taksim Hill Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Çok sayıda siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütü temsilcisinin katıldığı basın toplantısında ortak metni Ayşegül Devecioğlu okudu.

31 Mart yerel seçimlerinden yenilgiyle çıkan AKP-MHP iktidarının toplumun tüm ezilen ve ötekileştirilen kesimlerine, ezilen halklar ve inançlara, işçi ve emekçilere, kadınlara, LGBTİ+'lara dönük saldırılarla durumu lehine çevirmeye çalıştığını belirten Devecioğlu, "Kapitalist düzen ve onun emrindeki AKP-MHP iktidar bloğunun tüm ezilenlere açtığı bu amansız savaş, varoluşlarının gereğidir" dedi.

'HALKI KUŞATMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Sermaye ve iktidarının saldırılarına halkın duyduğu öfkeden korkan iktidarın Taksim'i 1 Mayıs'a kapattığını, Gezi ve Kobanê kumpas davalarıyla halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesini engellemek istediğini belirten Devecioğlu, rejimin her alanda yasaklar, baskılar ve kayyumlarla halkı kuşatmaya çalıştığını kaydetti.

İktidarın rejimini tahkim etme çabasının son hamlesinin Hakkari belediyesine dönük kayyum darbesi olduğunu söyleyen Devecioğlu, "Halk tarafından seçilmiş belediye eş başkanı Mehmet Sıddık Akış'ı yargıyı araçsallaştırarak tutuklamak, Batı belediyelerinde uygulandığı gibi belediye meclisi içinden vekil seçmek yerine kayyum atamak, halkın demokratik iradesini tanımamaktır" dedi.

'DİRENEREK, BİRLEŞEREK SES ÇIKARACAĞIZ'
Kayyumun gasp, talan, yolsuzluk, hırsızlık anlamına geldiğini dile getiren Devecioğlu, Hakkari kayyumunun halk nezdinde hiçbir meşruiyeti olmadığını vurguladı. İktidarın üçüncü kayyum dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir "Kürt normali" yaratmak istediğine işaret eden Devecioğlu, şöyle devam etti: "Kürt halkının siyasal değerlerini ve kazanımlarını tecrit ve tasfiye etmek isteyen sivil görünümlü darbeci anlayışa; Türkiye halklarının insanca yaşam hakkını elinden almak isteyen soyguncu, talancı zihniyete ve saldırılarına karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız! Halkın siyasi iradesine ipotek koymak isteyenleri, dün Van'da olduğu gibi Hakkâri belediyesinden de direnerek, birleşerek, ortaklaşarak ses çıkaracağız!"

"Gün, Hakkâri'den İstanbul'a; ezilenlerin ve sömürülenlerin birleşik mücadelesini büyütmenin günü" diyen Devecioğlu, tüm halkları, emekçileri, 29 Haziran Cumartesi günü saat 19.00'da Kartal Meydanı'nda "Emeğimiz ve özgürlüğümüz için kayyumlara geçit vermeyeceğiz!" şiarıyla gerçekleştirilecek mitinge çağırdı.

Ardından basın toplantısına katılan siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri söz aldı.

'VAN'DA VERİLEN CEVABI ÖRGÜTLEMEYE DEVAM EDELİM'
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara, AKP-MHP faşist iktidarının kayyum politikalarına karşı emeği, özgürlüğü savunmak için bir araya geldiklerini söyledi. "Kayyum siyaseti, Kürt halkını sömürüyle, sömürgecilikle, savaşla imha etmeye çalışan iktidarın savaş politikasının bir parçasıdır. Bizler, kayyum politikalarına karşı birleşik direnişi yükselteceğiz" diyen Kara, irade gasbına karşı Van'da verilen cevabın örgütlenmeye devam edilmesi gerektiğini kaydetti.

'İSTANBUL'DAN YÜKSELTECEĞİMİZ SES ÇOK ÖNEMLİ'
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, kayyum politikasının bir özgürlük ve demokrasi sorunu olduğunu vurgulayarak, "Kayyum demokrasi, emek, kadın düşmanlığı sorunu olarak ele alınmalıdır. AKP'nin yaratmış olduğu kayyum politikasına karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bu yüzden İstanbul'dan yükselteceğimiz ses çok önemlidir. O yüzden herkesi Kartal'daki mitinge davet ediyoruz" dedi.

'TOPYEKUN DİRENELİM'
Emek Partisi (EMEP) İl Yöneticisi Levent Gökçe, iktidarın baskıcı ve kayyum zihniyetine karşı dayanışmayı büyüteceklerini söyleyerek, iktidarın topyekun saldırılarına karşı topyekun bir direniş gerektiğini belirtti.