Kobanê davası: Mahkeme usulsüzlüğü sürdürüyor
Kobanê davasında söz alan Gültan Kışanak, mahkemenin usule aykırı davrandığının altını çizdi.
Kobanê davasının 15. duruşması verilen bir günlük aranın ardından Sincan Hapishane Kampüsünde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Duruşmaya, HDP milletvekilleri, avukatlar ve çok sayıda izleyici katıldı. Sincan Hapishanesi'nde tutsak siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken farklı hapishanelerdeki tutsaklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Ardından heyet, gelen evrakları okudu. Bugün savunma yapacak olan Sibel Akdeniz annesinin rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti demans hastası Aysel Tuğluk'un savunma yapmasına karar verdi. Tuğluk'un hastanede olması nedeniyle tutsak siyasetçi Gülten Kışanak söz aldı.
KIŞANAK: SAVUNMAMA BİR GÜN YETERLİ DEĞİL
Kışanak, sözlerine "Benim savunmam için bir gün yeterli değildir. Nasıl kumpas kurulduysa onu anlatacağım. Savunma hakkına saygı durarak sözümü kesmemenizi istiyorum. Geçen gün de bu konuya ilişkin bir tartışma yaşandı. Siz diyorsunuz bazı şeylerin üstünden geçin, bu otosansürdür. Bu tavrınız savunma hakkına tehdittir" diye başladı.
KIŞANAK'IN SÖZÜ KESİLDİ
Kışanak'ın sözünü kesen mahkeme başkanı tutuklu siyasetçi Gülser Yıldırım'a söz verdi. Yıldırım savunma için hazır olmadığını söyledi. Bunu üzerine mahkeme başkanı yeniden Kışanak'a söz verdi.
Tanık beyanlarına ilişkin konuşan Kışanak, şunları söyledi: "Savunmalarımızı yapmadan tanık dinlediniz. Daha önce de size söyledik. 10 yıl önce yaşanmış bir olay için siz kalkıp tanık dinlediniz. Bana kimse gel ifade ver demedi. Mazeretimi ilettim. Ben görüşteyken tanık dinlediniz. Ben duruşmada yokken benim hakkımda bir tanık dinlediniz. Mahkemenizin bize bir güven vermesi gerekiyor ama bunu yapmıyorsunuz. Cem Tekel benim nazarımda dinlenilmeyen bir tanıktır. Benim somut talebim Tekel'in yeniden dinlenilmesidir. Tekel'in savcılıkta verdiği ifadede hiçbir şey söylememesine rağmen dosyada o beyanlar var. Ortada sadece Tekel'in çektiği birkaç saniyelik bir görüntü var. Olayla ilgili polisin bir tek sayfa belgesi yok ama yıllardır bu görüntüler üzerinden dönen bir olay var. Bu görüntüler üzerinden kıyamet koparılıyor yıllardır.
'TOPLUMUN YARARINI DÜŞÜNDÜKLERİ YOK'
"Bombalarla talan olmuş bağları bahçeleri görmek için gittik. Perişan olmuş bölge halkını görmek için gittik. Bunun görüntüleri tanık Cem Tekel'de var. Çıkar görüntüleri Cem Tekel, insanları görsün kaç saat orada kaldık, ne konuştuk. 7 yıldır bu iktidarla mesai yaptık, ne olduklarını biliyoruz. Hesapları bu. Maliyet hesapları yaparlar, hesapları da 'bize oy mu getirir oy mu kaybettirir' hesabıdır. Toplumumun yararlarını düşündükleri yoktur. Bunlar iktidarı ele geçirmeyi ticaretten daha kıymetli gördükleri için bu yolu tercih ediyorlar. Tek istedikleri para kazanmak. Bunlar iki şeyden öğrenmişler bir ticaret, oy alıp almayacakları ikincisi ise manipülasyon. Kendi çıkarları için her şeyi yaparlar. Maddi gerçeği arıyorsanız Cem Tekel'i buraya çağırın. Birkaç saat orada kaldığımızı, sivillerin neler yaşadığını bilsinler.
'USULLERİ ALT ÜST EDİYORSUNUZ'
Siz, 'ben usulleri alt üst ederim, buraya eklerim, tanığı da dinlerim' diyorsunuz. Peki, ben mahkeme sürecine nasıl güveneceğim? Buradan adaletli bir kararın çıkacağına nasıl güveneceğim? Malatya ile bu dosyanın netleştirilmesi lazım çünkü bu dosyadan 'örgüt üyeliği' ve 'örgüt propagandası' çıkmaz, ikisi de çıkmaz. Dinlediğiniz tanıklar, daha önce ben ve birçok arkadaşım hakkında beyanları olmayan kişiler. Ben mahkemenize tanıkların önceki beyanlarını bilmediğimi söylemiş ve bu beyanları talep etmiştim ama bize gelmedi bu evraklar. Evrak bize tebliğ edilmedi. Madem onları benim üzerime ifade verdirtecektiniz, benim önceki belgeleri görme hakkım yok muydu? Biraz tutarlı olun. Tanıkların dinlenilmesi tamamen hukuksuz olduğu için, yalan makinası olan bu tanıkların bir kez daha dinlenilmesi gerekiyor. Bana tebliğ edilmemiş evrakları tebliğ edilmiş gibi gösterip ara karar kuruyorsunuz. Tüm beyanların tebliğ edilmesini ve yeniden bir ara karar kurmanızı talep ediyorum. Bu dava dosyanın birinci amacı dışarıda siyasi manipülasyon yaratmak. Amaç kendilerine muhalif olan siyasetçileri saf dışı bırakmak.
'SAVCILIĞIN KADROLU ELEMANI BUNLAR'
Ortada tanıklık yok, kamuoyunu yönlendirmek için ihtiyaca göre yeniden tertiplenmiş tiplerle karşı karşıyayız. Hepsi birden fazla ifade vermiş, biri hatta dedi 'Yüz tane ifade verdim ne bileyim' diye. Bunlar kadrolu elemanlar, savcıların elinin altında bulunanlar. Bir dosya mı çıkmaza girdi, 'burada bir tanık var, ne gerek var' diyorlar. Bu tanıkların kimisi 2012'de ifade vermiş. KCK dosyasından çıkarıp getirmişler. Beni bu dosyaya monteleyebilmek için tertiplenmiş gizli bir tanık var. Elinin altındaki bu kadrolu elemanlarla beni bu dosyaya montelemek için verilen ifadelerdir. Tanıkların ifadelerinde ben yokum ama teşhis tutanaklarında varım. Açık ve net orada bir kumpas var, ortada üretilmiş bir delil var. Saray içeride kalsın dediği için benim özgürlüğüm zaten gasp edilmiş ama bu ifadelerle hukuka da kumpas kurulmuştur. Yıllardır bu ülkede şu var: 'Tut koy içeriye, bulursun kanıt'. İşte bizim başımıza bu geliyor. Bizi içeriye alıp olayı tertipliyorsunuz.
'DEMOKRATİK SİYASETE KARŞI BİR KUMPASLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Tanık, savcılıkta verdiği usulsüz ifadede 2015'te HDP vekili olduğumu söylemiş ama ben o dönemde HDP vekili değildim, o yüzden ifadeleri kabul etmiyorum. O dönem belediye başkanıydım, açıkça yalandır. 25 Haziran'daki ifadesi yalan üzerine kurulu olduğu için bir şey söyleme gereği duymuyorum. Bu yalan ifadeler ve uygulanan usulsüz uygulamalar nedeniyle suç duyurularımız olacak. Bu ifade Savcı Ahmet Altun'un bu dosyanın üzerine yeni beyanlar almak için harcadığı çabaları sonucu verilen bir ifadedir. Bu beyanları kabul etmiyorum. Bu gizli tanıklara ilişkin hukuki işlemlerimiz olacaktır. Bunlar öğretilmiş şeyler. AKP'nin her gün televizyonlarda söylediği 'HDP'liler Kandil'den talimat alıyorlar' söylemlerini tekrarlıyorlar. Ben sadece Çözüm Süreci kapsamında Kandil'e gittim. Bunun dışında gitmedim, diğerleri iftiradır."
Demokratik siyasete karşı bir kumpasla karşı karşıyayız. Sıkıştıkça kumpas artıyor. Dosya elinize dolandıkça yeni tanıklar buluyorsunuz ama onların ifadeleri de çelişiyor. Tarih bu hukuksuzluğun içinde bulunanları yargılayacaktır."
Mahkeme heyeti, hasta tutsak siyasetçi Aysel Tuğluk'un önümüzdeki hafta pazartesi ya da salı günü savunma yapmak için hazır olması gerektiğini söyledi. Avukatların itirazlarını dikkate almadı.
Mahkeme heyeti, üye hakimin rahatsızlığından dolayı duruşmayı yarına kadar erteledi.