8 Mayıs 2025 Perşembe

Kuyu tipinde kalan ESP ve SGDF'lilerin aileleri Mecliste

ESP ve SGDF üyeleri sürgün sevkle götürüldükleri kuyu tipi hapishanelere karşı açlık grevinde. Tutsakların aileleri, DEM Parti ve EMEP milletvekilleriyle beraber Mecliste basın toplantısı yaparak, kuyu tiplerinin kapatılmasını istedi.

ESP ve SGDF'ye yönelik  soruşturma kapsamında 24 Ocak'ta tutsak edilen devrimci sosyalistlerin aileleri kuyu tipi hapishanelere karşı Meclis'te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Emek Partisi (EMEP) ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 

Basın toplantısına DEM Parti milletvekilleri Çiçek Otlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, EMEP milletvekili İskender Bayhan ile kuyu tipi hapishanelerde kalan Okan Danacı ve Uğur Ok'un aileleri katıldı.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, yakın tarihte işkence ve katliamların yaşandığı Mamak, Metris ve Diyarbakır hapishanelerini hatırlattı.  Otlu, "80'li yılların sonunda Eskişehir tabutluğunun açılması ve işkenceli sürgün sevkler. 90'lı yıllarda Buca, Ümraniye ve Diyarbakır katliamları, 19 Aralık 1999'da 20 hapishaneye eş zamanlı yapılan ve onlarca devrimci tutsağın katledildiği hapishane katliamı, 2000 yılında F Tipi tecrit hapishanelerine karşı başlayan ve uzun yıllar devam eden açlık grevi ve ölüm orucu direnişinde yaşamını yitiren 122 can. Bütün bu hapishane politikasının son halkası ise son birkaç yılda açılan, S ve Y tipi olarak tanımlanan, ancak tutsakların "kuyu tipi" diye adlandırdığı yeni tip yüksek güvenlikli hapishaneler oldu" dedi.

OTLU: ÜLKE YARI AÇIK HAPİSHANE OLDU
AKP-MHP iktidarının son on yılda ülkeyi yarı açık hapishaneye çevirdiğini, alan yasakalrı ve basına sansür uygulamaları, gözaltı ve tutuklama saldırılarına değinen Otlu, "Anayasaya aykırı yeni infaz uygulamaları üretmek siyasi iktidarın hep özel bir politikası olarak uygulandı" diye konuştu. 

Erdoğan'ın Diyarbakır 5 nolu zindanını yıkıp yerine "modern hapishane" yapma sözünü hatırlatan Otlu, 2024 yılının sonu itibariyle Türkiye'de 403 hapishane bulunduğunu ve tutuklu-hükümlü sayısının ise 340 binin üzerinde olduğunu kaydetti. 

'43 TANE KUYU TİPİ HAPİSHANE VAR'
"Bu hapishanelerin arasında en insanlık dışı olanları ise Y ve S Tipi olarak adlandırılan, yine bunlarla eş nitelikte olan ve Yüksek Güvenlikli Hapishane olarak adlandırılan tecrit hapishaneleri" diyen Otlu, 13 tane Y tipi, 7 tane S tipi ve 23 tane yüksek güvenlikli hapishane açıldığını belirtti. 

43 tane kuyu tipi hapishane açıldığını ifade eden Otlu, "Neden kuyu tipi deniyor? Çünkü bu mekanlar yasalarda tanımlanmış hapishane mimarisine aykırı şekilde inşa edilmiş, havalandırması ve penceresi bulunmayan, tek ve üç kişilik hücrelerden oluşan ağır tecrit ve izolasyon mekanları. Tutsaklar kimseyle temas etmeden, tek başına kalıyor ve yine tek başına günde sadece bir saat başka bir bölümdeki havalandırmaya çıkarılıyor. Gökyüzünü görmek ve temiz hava almak mümkün değil. Öyle ki elektronik kapılar ve bas-konuş sistemi nedeniyle tutsakların çoğu zaman gardiyanlarla dahi teması olmuyor" dedi.

TUTSAKLAR AÇLIK GREVİNDE
24 Ocak'ta tutuklanan ESP ve SGDF üyelerinin Marmara Hapishanesinden Çorlu ve Ankara'daki kuyu tipi hapishanelere sürgün sevk edildiğini ifade eden Otlu, "ESP ve SGDF'liler doğal olarak bu zulme karşı süresiz dönüşümsüz ve süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatmak zorunda kaldılar" diye konuştu. Birçok devrimci tutsağın kuyu tipi hapishanelerde açlık grevinde olduğunu kaydeden Otlu, "Bu hapishaneler yaşam hakkına ve insan onuruna aykırı şekilde inşa edilmiştir ve derhal kapatılmalıdır." diye ifade etti.

GERGERLİOĞLU: KAT KAT TEL ÖRGÜ VAR
Daha sonra söz alan DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kuyu tipi hapishanelerini ziyaret ettiğini belirtti. Gergerlioğlu, "Bir kişinin kaldığı koğuş 9 metre kadar, çamaşırlarınızı bile aynı odada kurutmak zorundasınız. Üç katlı bir yer. Üçüncü katı biraz güneş görüyor. Bir koridorda altı tane koğuş, üçüncü kat biraz güneş görüyor ama nasıl/ demir parmaklık camın önünde. Sincan 1 nolu Ygc'ye gidin, tel örgü bir tane yetmemşi bir tane daha vumuş. Camın önünde demir parmaklık, bir tel örgü, ikinci tel örgü. Ne oluyoruz ya? Gerçekten kuyu dibi oluşturmaya çalışıyorsunuz, kuyuların dibinden gelen sesi kimse duymuyor" dedi. 

'KUYU TİPİ HİÇBİR TUTSAK İÇİN UYGUN DEĞİL'
"İkinci kata inin biraz güneş görebiliyor. Ama zemin kata inin hepten güneş görünmüyor. En fazla yarım saat güneş görebilir. Böyle bir yerde hem kalacak, hem çamaşır kurutacaksınız. Günlerce güneş ışığından uzak kalacaksınız" diyen Gergelioğlu, kuyu tiplerininin ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü tutsaklar için yapıldığını ve onlar içinde uygun olmadığını kaydetti.

Daha daavsı açılmamış, iddianamesi hazırlanmamış tutsakların, "delil karatma" şüphesiyle kuyu tipine gönderildiğini ifade eden Gergerlioğlu, "200. güne yaklaşan açlık grevinde olanlar var. Ali Hasan Akgül, Ali Aracı. Aylardır açlık grevinde bu insanlar. Kimse seslerini duymak istemiyor" diye konuştu.

BAYHAN: YASAL EYLEM VE ETKİNLİKLERDEN DOLAYI TUTSAKLAR
EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Uğur Ok ve Okan Danacı'nın ailelerinin meclise geldiğini hatırlatarak, Hitler faşizminin yenilgisinin yıldönümünde hapishanelerdeki faşist politikaları konuşuyor olamay tepki gösterdi. 

Bayhan, Marmara Hapisahnesinden Sincan Yüksek Güvenlikli Hapishaneye sürgün sevk edilen Uğur Ok ve Okan Danacı'nın kayyum saldırganlığına tepki gösterdiği, Atılım gazetesinin gecesine katıldığı ve ESP'nin kongresine katıldığı için tutuklandığını hatırlattı.

Türkiye'de yargılamanın cezalandırmaya dönüştüğünü belirten Bayhan, Ok ve Danacı'nın 3.5 aydır iddianamesinin hazır olmadığını, bu durumu Adalet Bakanı'na sorduklarını ve hala bir cevap alamadıklarını söyledi. 

'TALEPLER SOMUT VE KARŞILANMALI'
Yaşananların adaletsizlik olduğunu belirten Bayhan, "Ailelerimiz 2 temel talep dile getiriyor, birisi savunma haklarını engelleyen bu koşulların düzeltilmesi. Bu iki genç arkadaşımızın bulundukları yüksek güvenlikli tecrit altındaki pozisyonların değiştirilmesi, aynı davadan yargılanan iki arkadaşımızın aynı koğuşta kalması için gerekil adımın atımın adılması lazım. İkincisi İstanbul'da adil yargılanma hakkı açısından İstanbul Adliyesine, Silivri Adliyesi en yakın bir yere nakliyelerinin sağlanması, bir an önce iddianamelerinin hazırlanması dördüncüsü ve en önemlisi de tutuksuz yargılanmaları için gerekil adımın atılıp tahliye edilmeleri gerek" dedi. 

Bayhan, "Uğur ve Okan şahsında politik tutsakların çabası ve birliğiyle, onların kavgasıyla özgürlülerine kavuşacak" dedi. Uğur Ok'un, kronik akciğer hastalığı olduğuna dikkat çeken Bayhan, "İlaçları zamanında verilmediği için durumu ağırlaşmış pozisyonda. Buradan Sincan cezaevi müdürüne, savcısına ve adalet bakanına zulüm içinde zulüm, sağlık açsınıdan da Türkiye'de günledir tartışılan meselelerin arasında bunlar unutuluyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yarın bunlar sizin sicilinize kara leke olarak yazılacak" diye kaydetti. 

OK: UĞUR'IN SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Uğur Ok'un kardeşi Satiye Ok, kardeşi Uğur Ok'un Suruç gazisi olduğunu hatırlatan Ok, "O dönem IŞİD'in katledemedği gençleri bugün çeşitli uyduruk bahanelerle tutuklayıp hapishanelerde çürütmeye, sağlığını daha ciddi tehdit altına alarak süreeci uzatmaya, kalıcı hasarlar bırakmaya devam ediyorlar" diye konuştu.

"Tel örgü ve demir kapı olmasına rağmen, bir tel örgü daha var.  Kuyu tipi üç katlı hapishaneler olduğu için de hava sirkülasyonu olmuyor. Akciğer rahatsızlığı olan, ya da başka rahatsızlığı olan tutsakların tek başına yaşamını sürürmesi mümkün değil maalesef. 24 saat içinde 1 buçuk saat havalandırmaya çıkıyorsun. Kronik akciğer hastası biri için yetmiyo, diğer tutsaklara da yetmiyor. S ve Y tipleri güneş sana yasak diyor tutsaklara" dedi. 

'AİLELERE DE EZİYET'
Tutsakların ailelerinden uzağa sevk edilmesinin de cezaya dönüştüğünü belirten Ok, "Bir çok tutuklu ailesi aynı zamanda yoksul ve emekçi insanlar. Yakınımızda olan cezaevlerine bile gitmekte zorlanırken bugün Ankara'ya Sincan'a gelmek ki Sincan'a ulaşım kolay değil. Uğur'la görşüten çıkıp geldim, sürgün edildiğinde ilaçları bir hafta verilmedi. Bir hafta sonra Uğur kan kusunca vermek zorunda kaldılar. Hastaneye de götürmüyorlar. Bir kere götürdüler, doktor mesaim bitti diyerek muayene etmedi. Bir aydan fazla zaman geçti, hastaneye götürülmedi" diye konuştu.

'KUYU TİPİ KAPATILSIN'
Ok, "Aileler olarak S ve Y tiplerin kapatılmasını talep ediyoruz. Kardeşimin de içinde yer aldığı, tutukluların sürgün olarak getirildiği yerlerde kendi eski bulunduğu cezaevine sevkinin yapılmasını, hem bize yakın hem avukatlarına hem soruşturmanın kendi dosyasının sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi için talep ediyoruz. Diğer şey de pencerelere takılan tel örgütlerin derhal çıkarılması, gereken oksijenin hava  sirkülasyonun girmesine başlayabilirler. Eğer siyasi iktidar iyi niyetliyse buralardan başlayarak, kapatılmasına giderek tutukluların ve hükümlülüreni daha insani koşullarda süreci geçirmesini sağlayabilir" diye belirtti.