4 Aralık 2024 Çarşamba

'Madencileri baskıyla sindiremezsiniz, mücadeleleri dün başlamadı'

Bağımsız Maden İş'in çağrısıyla çok sayıda kişi, Fernas işçilerine destek olmak için Kadıköy'de yan yana geldi. Ferhat Nasıroğlu'nun işçileri ve sendikayı suçlayan açıklamalarına tepki gösterilen eylemde, "Haklarını alana dek mücadele kararlılığı gösteren madencilerin yanındayız" denildi.

Bağımsız Maden İş'in çağrısıyla çok sayıda kişi, direnişlerinin 52., açlık grevinin 3. gününde olan Fernas Madencilik işçilerinin sesini yükseltmek üzere Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası önünde yan yana geldi. "Ayaklar çıplak, karınlar aç, Somalı madenciler kazanacak" pankartı açılan eyleme, çok sayıda siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütü katıldı.

KESKİN: HER AÇIKLAMALARINDA DAHA DA ÇOĞALIYORUZ
Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, ülkenin dört bir yanında işçilerin "Hakkımı ver" diyerek direnişe geçtiğini ve nerede bir direniş varsa yasadan, kanundan bahsedenlerin her türlü hukuksuzluğu ortaya koyduğunu belirtti.

Fernas direnişinde patronların her türlü hukuksuzluğu gerçekleştirdiğini ifade eden Keskin, "Sonra da iktidarın tüm olanaklarını almışken dönüyorlar, utanmadan evine ekmek götürmek isteyen işçileri münafıklık yapmakla suçluyorlar. İstedikleri kadar çırpınsınlar, istedikleri kadar ellerinden geleni ardına koymasınlar, 52 gündür süren bir direniş var" dedi.

Fernas Madencilik patronu AKP milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na seslenen Keskin, "İstediğin kadar açıklama yap. Fernas işçilerinin arkasında duran insanları marjinallikle suçla. Ama unutma ki her yaptığın açıklamada bak biz daha da artarak çoğalıyoruz. Fernas işçilerini daha da çok sahipleniyoruz. Bu mücadeleyi zafere kadar sonuçlandıracağız. Bundan da en ufak bir şüphemiz yok" dedi.

SAYGILI: ÇOBAN ATEŞLERİNİ BİRLEŞTİRELİM
Bağımsız Maden İş öncülüğünde Fernas işçilerinin 52 gündür süren direnişini selamlayan Limter İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, "Memleketin birçok yerinde çoban ateşleri yanmaya devam ediyor. Bir tarafta patronların ve siyasal iktidarın baskısı, iş cinayetleri, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, açlık, yoksulluk, sefalet, ama öbür tarafta yarınımızı aydınlatan direnişler devam ediyor" dedi.

Bu lokal direnişlerin birleştirilmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Saygılı, "Genel grev genel direniş" etrafında örgütlenme çağrısı yaptı.

ORUÇ: FERNAS İŞÇİLERİNİN HAKLI VE MEŞRU MÜCADELESİNİ DESTEKLİYORUZ
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, Fernas işçilerinin haklı ve meşru mücadelesini sonuna kadar desteklediklerini belirterek, bugün Polonez'de, As Plastik'te, Mersen'de, Eker'de de işçi direnişlerinin sürdüğüne dikkat çekti. Bu direnişlerin birleşme ihtiyacını vurgulayan Oruç, "Tüm işçilerin mücadelesini birleştirmek adına biz de adım atmaya hazırız" dedi.

EDEBALİ: NASIROĞLU TÜM İMKANLARINI MADENCEİLERE KARŞI KULLANIYOR
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, bir Fernas işçisinin "Ben o madene 3 çocuğumu okutmak için giriyordum, ve ondan önce de 301 arkadaşımı toprağa verdim" sözlerini hatırlatarak, bu gerçeklik karşısında Ferhat Nasıroğlu'nun "marjinal grup" arayışının çok güçsüz durduğunu söyledi.

Nasıroğlu'nun bir patron, vekil ve iktidar partisinin üyesi olarak bütün imkanlarını gözaltına alınan 40 madenci karşısında fütursuzca kullandığını vurgulayan Edebali, "Bugün Çalışma Bakanlığının hazırladığı bütün raporları, değerlendirmeleri çürüten şey, sendikal mücadele ve haklar konusunda memleketin her yerinde harekete geçen işçilerin, hareketin kendisidir" dedi.

'MEMLEKETİN DÖRT BİR YANINDAKİ HOŞNUTSUZLUKTAN KORKUYORLAR'
Bakanlığın sendikal haklar ve sendikalaşma oranı üzerine açıklamalarının sendika için yüzlerce kilometre yürüyen, açlık grevine giren madenciler karşısında hiçbir şey ifade etmediğini vurgulayan Edebali, şöyle devam etti: "Bugün memleketi yönetenlerin düşünmesi gereken şey şu: Binlerce işçi ne oldu da yüzlerini Ankara'ya dönüyor? Binlerce işçi ne oldu da kaygılarından, korkularından vazgeçiyor, ailelerini bırakıyor ve Ankara'da Meclis'e yürüyüp taleplerini dile getiriyor? Bu gerçeklik bir işçi gerçekliğidir. Bu gerçeklik bir işçi gerçekliğidir. Bu gerçeklik Ferhat Nasıroğlu'nun gerçekliği değildir, hükümetin gerçekliği de değildir. Memleketin dört yanındaki hoşnutsuzluktan korkuyorlar. Bu açıdan artık emekçilerin mücadele etmekten, yüzlerce kilometre yol yürümekten başka çaresi kalmamıştır."

ARIKAN: İŞÇİLER 52 GÜNDÜR DİRENİYOR
Basın açıklamasını okuyan Burcu Arıkan, Soma'da bulunan Fernas Madencilik'te Bağımsız Maden İş sendikasına üye olan, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, ücretlerinin Soma havzası ortalamasına göre düzenlenmesini ve sendikalı olduğu için atılan işçilerin geri alınmasını isteyen maden işçilerinin 52 gündür direndiğini belirtti.

52 gün boyunca işçilerin hem maden önünde, hem Ankara'ya yaptıkları yürüyüşte, hem de Kurtuluş Parkındaki nöbette mücadeleyi sürdürerek çözüm çağrısında bulunduğunu kaydeden Arıkan, buna karşı Fernas Madencilik patronu ve AKP milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun işçileri "marjinal" diye yaftaladığını ifade etti.

'NASIROĞLU SOMA'DA SÖMÜRÜNÜN KATLANARAK DEVAM EDECEĞİNİ İLAN ETTİ'
"Nasıroğlu sarf ettiği sözlerle, maden patronlarının desteğini ve devletin gücünü de arkasına alarak, Soma'da sahibi olduğu şirkette kölelik koşullarının ve sömürünün katlanarak devam ettirileceğini ilan etti" diyen Arıkan, maden işçilerinin haklı mücadelesinin karalanmaya çalışıldığını kaydetti.

3 gündür açlık grevinde olan madencilerin Ankara nöbetinde polis baskınıyla gözaltına alındığını hatırlatan Arıkan, "Yer altında çalışırken ölüme terk edilen madenciler yer üstünde aç bırakılarak, sefalete mahkum edilerek, hak ararken açıkça zulme uğratılarak öldürülmek isteniyor" dedi.

'MADENCİLERİN ÖFKESİ KARŞISINDA KİMSE DURAMAZ'
Yeni 301'ler olmasın diye mücadele eden madencilerin gözaltı, yasak ve cezalarla sindirilemeyeceğini belirten Arıkan, şöyle devam etti: "Onların mücadelesi dün başlamadı! Onların mücadelesi 2014 Soma Katliamında hayatta kalma mücadelesine kadar uzanıyor. Soma maden ocağından elleriyle kendi arkadaşlarının cansız bedenini çıkarmak zorunda kalmış ve faillerin ceza alması için yıllarca mahkeme koridorlarında koşmuş madencilerin yaşadığı öfke karşısında kimse duramaz. Mücadele yolunda yiğit madenci önderlerini Tahir Çetin'i ve Ali Faik İnter'i kaybetmiş Bağımsız Maden İş Sendikası'nın kararlılığı karşısında hiçbir güç duramaz."

'FERNAS DİRENİŞİ KAZANIRSA POLONEZ, TARKETT, MKB RONDO DA KAZANIR'
Ülkenin dört bir yanında işçi ve emekçiler, siyasi partiler, öğrenciler ve çok sayıda insanın madenciye ses olmak için yan yana geldiğini kaydeden Arıkan, "Çünkü biliyoruz ki devlet-patron işbirliğiyle bitirilmeye çalışılan Fernas Maden direnişi kazandığında, direnen Polonez işçisi de, grevdeki Tarkett işçisi de, MKB Rondo işçisi de kazanacak" dedi.

'İKTİDAR HİÇ SAKLAMADAN YASAYI SERMAYENİN HİZMETİNE SUNUYOR'
İktidarın işçi direnişlerinin kazanmaması için yasayı da hukuku da kolluğu da hiç saklamadan sermayenin hizmetine sunduğunu belirten Arıkan, şu ifadeleri kullandı: "Yeni anayasa tartışmaları ile gündemin meşgul edildiği şu günlerde mevcut anayasanın 51. maddesine göre işçiler istedikleri sendikaya üye olma özgürlüğüne sahipken patronlar mücadeleci sendikaların işyerlerinde örgütlenmesini engellemek için türlü yollara başvuruyor. Fernas Maden direnişinde ve birçok işçi direnişinde onlarca kez benzerini gördüğümüz gibi Çalışma Bakanlığı hangi işçilerin sendikaya üye olduğu bilgisini patronlarla paylaşıyor, işçilerin işten atılmasına aracılık ediyor. İşçilerin haksız şekilde işten atılmasına izin veren İş Kanununun 25'e 2. maddesi ise kıdem tazminatsız, işsizlik maaşı hakkının gasp edilerek ve başka işe girmeyi zorlaştıracak şekilde işçiyi damgalayarak işten atmaya fırsat tanıyor."

Bu yasaların işçilerin haklarını ve canlarını korumadığını vurgulayan Arıkan, ya sendikalar ve İSİG kanunlarının uygulanması ya da kaldırılması çağrısında bulundu. Arıkan, "Haklarını alana dek mücadele kararlılığı gösteren madencilerin yanındayız" dedi.

Eylem boyunca, "Maden işçisi köle değildir", "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Yaşasın sınıf dayanışması", "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek", "Birleşe birleşe kazanacağız" sloganları atıldı.