MLKP Merkez Komitesi: Şan olsun işçi onurunu yüksekte tutanlara!
15-16 Haziran büyük işçi direnişiyle ilgili açıklama yayınlayan MLKP Merkez Komitesi, "50. yılında, 15-16 Haziran ayaklanmasında ölümsüzleşen, Mutlu Akü işçisi Yaşar Yıldırım'ı, Vinylex işçisi Mustafa Baylan'ı, Maltepe Tekel işçisi Mehmet Gıdak'ı saygı ve kavgalarına bağlılıkla anıyor, onları katleden sermaye düzenine, işçi sınıfının ve halklarımızın düşmanı faşist militarist katil sürülerine karşı savaşımımızı tam bir feda ruhuyla sürdüreceğimize söz veriyoruz!" dedi.
Marksist Leninist Komünist Parti Merkez Komitesi, 15-16 Haziran büyük işçi direnişi ile ilgili açıklama yaptı. Dönemin Demirel hükümeti öncülüğünde DİSK'i ve bünyesindeki sendikaları etkisizleştirmek amacıyla Meclis'ten geçirilmek istenen yasaya karşı işçilerin büyük bir direniş gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, ayaklanmada yaşamlarını yitiren işçilerin feda ruhuyla mücadeleyi sürdürme sözü verildi.
"Şan olsun işçi onurunu yüksekte tutanlara! Şan Olsun 15-16 Haziran ayaklanmasına!" başlığıyla yayınlanan 2020 yılı 5 nolu MLKP MK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"11 Haziran 1970'te, Demirel'in öncülüğünde, AP ve CHP el ele vererek, başta Koç olmak üzere, tekelci burjuvazinin isteklerine uygun, yeni bir sendikalar yasası ile grev, toplu sözleşme ve lokavt yasası çıkardılar. Oylamada 230 kabul, 4 ret oyu kullanıldı. Amaç, 1962'den itibaren serpilip gelişip işçi sınıfı mücadelesinin kazanımlarını yok etmek, DİSK'i ve bünyesindeki sendikaları etkisizleştirmekti. İşçi sınıfı, buna, bugün üzerinden yarım asır geçmesine karşın, deney olarak ve işçilere kazandırdığı onurla yaşamayı sürdüren 15-16 Haziran ayaklanmasıyla cevap verdi. DİSK üyesi kadın ve erkek işçiler ile onlarla omuz omuza dövüşen Türk-İş üyesi kardeşleri düşmanın iradesini kırıp saldırıyı püskürttüler.
"12 Mart cuntasının yarattığı kısa bir kesinti döneminin ardından, 74-80 dönemi işçi sınıfının yeni atılımlarına şahit oldu. İşçiler 1 Mayıs 1977'de yüz binlerce insanın Taksim meydanında toplanmasına öncülük ettiler. Grev ve eylemleriyle MESS'i ezdiler, DGM'leri kapattırdılar, İstanbul'da yüz bin kişilik bir kuvvet olarak 'faşizme ihtar mitingi'ni gerçekleştirdiler. Tıpkı faşist 12 Mart cuntası gibi, 12 Eylül 1980'de darbe yapan faşist generaller cuntası da bütün gücüyle işçi sınıfına saldırdı. Grev yasaklandı, sendikalar kapatıldı, işçilerin yoğun bir sömürü altında çalışmak zorunda kaldıkları koşullar hazırlandı. İşçi sınıfı, uzun süre boyun eğdikten sonra, bu faşist ablukayı ancak, 1987'de Netaş ve Kazlıçeşme direnişlerinden başlayarak kırabildi.
"İşçi sınıfı ne yazık ki bugün de, faşist şeflik rejimi koşullarında bir kez daha maruz kaldığı ve emperyalist küreselleşme düzeninin on kat ağırlaştırdığı abluka karşısında uzun yıllardır kendini savunma iradesi geliştiremiyor. Sınıfın yüzde 90'ı sendikasız. Grev ve toplu sözleşme hakkını kullanamıyor, mücadeleci geleneklerine dayanmak, hak ve çıkarlarını savunmak gücü gösteremiyor. Yine de, biliyor ve inanıyoruz ki, işçi sınıfı, tıpkı 1962-63'te, tıpkı 15-16 Haziran 1970'de, tıpkı 1975-80 döneminde, tıpkı 1987-1991 sürecinde olduğu gibi, bu durumu yerle bir edecek ve tüm ezilenleri etrafında birleştirecek büyük bir güce sahiptir. O güç mutlaka ayağa kalkacaktır.
"Biliyor ve inanıyoruz ki, Kavel direnişinden 15-16 Haziran'a, MESS'e diz çöktüren eylemlerden faşist diktatörlüğe DGM'leri kapattıran eylemlere, yüz bin kişilik faşizme ihtar mitinginden maden ocakları ve fabrika işgallerine, TARİŞ işgali ve silahlı direnişinden, Netaş ve Kazlıçeşme grevlerine, 89 bahar atılımından Zonguldak'ın zaptedilmesine, SEKA işgalinden Tuzla tersane grevine, TEKEL direnişinden, havalimanı direnişine değin sarsıcı ve ezilenleri harekete geçiren eylemleri yaratan kuvvet, yeni bir atılıma girişecek, bağrında yaşattığı mücadeleci geleneklerini yeniden ayağa kaldıracak, faşist politik İslamcı şeflik rejiminin ve sermayenin bugünkü ablukasını da yaracaktır. İşçi sınıfının komünist öncü müfrezesi bu konuda tüm güç ve yeteneklerini seferber etmeye devam edecek, daha güçlü sonuçlar için sebat etmekten, emek vermekten, yol, yöntem aramaktan geri durmayacaktır.
"50. yılında, 15-16 Haziran ayaklanmasında ölümsüzleşen, Mutlu Akü işçisi Yaşar Yıldırım'ı, Vinylex işçisi Mustafa Baylan'ı, Maltepe Tekel işçisi Mehmet Gıdak'ı saygı ve kavgalarına bağlılıkla anıyor, onları katleden sermaye düzenine, işçi sınıfının ve halklarımızın düşmanı faşist militarist katil sürülerine karşı savaşımımızı tam bir feda ruhuyla sürdüreceğimize söz veriyoruz! Şan Olsun 15-16 Haziran ayaklanmasına! Şan olsun işçi onurunu yüksekte tutan Yaşar Yıldırım'a, Mustafa Baylan'a, Mehmet Gıdak'a!"