30 Eylül 2024 Pazartesi

Müslim: Türk devleti-Şam rejimi görüşmeleri çözüm getirmez

Türk devletiyle Suriye rejimi arasındaki yakınlaşmaya "zoraki evlilik" benzetmesi yapan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, "Ne Suriye için, ne Kürt sorunu için çözüm getirmez. Sonuçları da çok tehlikeli olur" dedi.

Türk devleti ve bağlı çeteler Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sürüyor. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, devam eden saldırılar, 19 Temmuz'da Tahran'da gerçekleşen üçlü zirve, Soçi görüşmesi ve Ankara-Şam yakınlaşmasına dair Fırat Haber Ajansı'nın (ANF) sorularını yanıtladı. Türkiye'nin bölgeye dönük saldırılarına 7 yıldır devam ettiğini belirten Müslim, "Bu savaş sadece Rojava'ya değil, bütün Kürdistan'a yöneliktir. Toplarla, tanklarla, soykırım siyasetiyle Kürt halkına saldırıyorlar. Rojava'daki gelişmeler de bu savaşın bir parçasıdır" dedi.

Türk devletinin Kürt fobisi olduğunu söyleyen Müslim, Kürtleri yok etmek için kim ne isterse verebileceğini belirtti, "Ruslara da, İran'a da verir. Sırf Kürtleri yenmek için akla gelmeyecek her şeyi yaparlar" diye konuştu.

TAHRAN'DAKİ ZİRVE SONRASI SALDIRILAR ATTI
İran'ın başkenti Tahran'da 19 Temmuz günü Türkiye, Rusya ve İran arasında gerçekleştirilen üçlü zirveyi hatırlatan Müslim, görüşmede Kürtler ve Suriye temsilcileri olmadığına dikkat çekti. Zirvede Türk devletinin saldırısına onay çıkmadığını belirten Müslim, "Türkiye'nin planladığı Til Rifat ve Minbic gibi bölgede birçok güç var. İran da, Ruslar da, diğerleri de var. Bir de yerli Kürtlerin birlikleri var, Suriye rejimi vardır. Onun için yeşil ışık yakmadılar. 'Sadece eski yöntemle devam edebilirsiniz. Kürtleri drone ve top tanklarla vurabilirsiniz' dediler. 'Böyle geniş bir savaş olursa hepimize zarar verir' dediler. Tahran'daki görüşmenin ardından sivil, asker, iç güvenlik güçleri ayırt etmeksizin saldırılarını artırdılar" dedi.

ERDOĞAN İLE PUTİN ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI
Müslim, 5 Ağustos günü Erdoğan ile Putin arasında Soçi'de gerçekleştirilen görüşmeye de değindi, "Tahran'daki ziyaretten 17 gün sonra oldu. Demek ki Erdoğan'ın veya Rusya'nın Tahran'da bir görüş ayrılığı vardı. Tahran'da bunu yürütemediler. Onun için Soçi'ye geldiler. Kanaatimizce Soçi'de en fazla danışmanlıktan çok Putin, 'bunu bunu yapacaksın' diye emir verdi. Tabii bir Kürt meselesi ve Suriye meselesi de bunun bir parçasıydı. Ama bundan başka da çok şeyler vardı. Nükleer santral vb. enerji alanında birçok anlaşma oldu. Bunların hepsine Ruslar el koydu. Türkiye Rusya'nın kucağına girdi. Kimse bundan bahsetmiyor. Sadece Suriye meselesinden bahsediyor. Suriye meselesi de; işte açıkça hem onlar söyledi bunu hem de Ruslar; 'Suriye rejimiyle çözeceğiz' dediler" diye ekledi.

TÜRK DEVLETİ-ŞAM REJİMİ GÖRÜŞMESİ ÇÖZÜM OLMAZ
Rusya'nın talebiyle Türk devleti ile Şam rejimi arasında yapılacak görüşmelerin çözüm getirmeyeceğini söyleyen Müslim, "Ne Suriye için, ne Kürt sorunu için çözüm getirmez. Sonuçları da çok tehlikeli olur diye düşünüyorum. Ama zoraki bir evlilik diyebiliriz" dedi.

'SURİYE REJİMİ İSTİHBARATIYLA MİT GÖRÜŞTÜ'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Suriye Dışişleri Bakanı'yla ayaküstü bir görüşme gerçekleştirdiği yönündeki açıklamaları hatırlatan Müslim, görüşmenin ayak üstü olmadığını, tarafların oturup konuştuklarını sözlerine ekledi. Müslim, devamında şunları söyledi: "Ne kadar ayaküstü bir görüşme deseler de öyle değil. Mesele orada da değil. Biz de Suriye rejim istihbaratının Moskova'da ve birçok yerde MİT'le görüştüğünü biliyoruz. Ama resmi olarak geçmiş zamanda olan bir olayı şimdi açıklaması manidardır. Sanki bir nabız yoklaması gibi. Ayrıca bazı yerlere mesaj vermek istiyor buradaki Suriye muhalefetine ve Suriye rejimine. Ama gerçekçi olmayabilir bu zamanda. Çünkü başka meseleler de var. İdlib meselesi Kürt meselesinden daha karışık. Oradaki Heyet Tahrir El Şam olsun, Cephet El Nusra olsun, diğer radikal gruplar olsun, bunları zaten kimse kabul etmiyor. Peki buna nasıl çare bulacaksınız? Karmakarışık bir şey. Onun için sanki havadan söylenmiş bir söylem gibi görünüyor. Ama Kürt meselesinde belki bazı şeyler birlikte düşünebilirler. Ama sanırım onu da yapamazlar. Çünkü Suriye'nin kendi gücüyle askeri bir çözüm araması biraz zor görünüyor. Özellikle buradaki yönetim ve QSD, Suriye rejimine karşı bir davranışa girmedi. Her zaman diyalog yoluyla çözmek istiyor. Ama Türkiye kalkıp Suriye rejimini zorlarsa da sanırım başaramayacaktır."

'ADANA MUTABAKATI RESMİ BİR ANLAŞMA DEĞİL'
Adana Mutabakatının resmi bir anlaşma olmadığını vurgulayan Müslim, mutabakata dair şu değerlendirmelerde bulundu: "İstihbarat örgütünün arasında sen 5 kilometreye kadar bilmem kaç gün önceden haber vererek içeriye girebilir ve sonra geri çekilirsin. Bu anlaşmanın yenilenmesi ve güncellenmesi değil, ortadan kaldırılması gerekir. Ama Türkiye halen bunları yapmak için bir bahane istiyor. Adana falan bahane, çünkü başka bir şey yok. Ki bu Adana Anlaşması dedikleri, iki istihbarat arasındaki anlaşmadır. Ne Birleşmiş Milletlerde kayıtlıdır ne de uluslararası bir anlamı var. Ne Suriye halkının bundan haberi var ne de parlamentosunda kabul edilmiştir. Bu saldırılar olmadan önce Suriye halkının hiçbirinin Adana Mutabakatından haberi olmamıştır. Gizlice yapılmış bir şeydir."

'BÖLGEYİ KÜRTLERDEN ARINDIRMAK İSTİYORLAR'
Adana Mutabakatının yeniden güncellenmesi tartışmalarının saldırılara kılıf amacı taşıdığına işaret eden Müslim, "30 kilometrelik alan dedikleri yer, bütün Kürt bölgesidir. Buraları Kürtlerden arındırmak istiyorlar. Kendi işgal planlarıyla bunu meşrulaştırmak istiyorlar. Bunu ne uluslararası kamuoyu, ne Kürt halkı ne de Suriye halkı kabul eder. Hatta kimse böyle bir şeyin olabileceğini bile düşünmez. Türkiye'deki faşist yönetim oturmuş bir harita çizmiş, Osmanlı planını uygulamak istiyor. Bunun gerçekleşmesi imkansızdır. Buna karşı hem Kürt halkı direniyor hem de Suriye halkı bunu kabul etmiyor. Suriye rejiminin kabul etmesi de mümkün değildir" dedi.

'TC FAŞİZMİ YENİLECEK KÜRT HALKI KAZANACAK'
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının demokratik ulus felsefesini kabul ederek yan yana savaştığını vurgulayan Müslim, "Herkes gerçeği görmeye başlamıştır. Burada oluşan tepkiyi ne kadar örgütleyip Suriye halklarının yararına sokabiliriz. Bize de bu görev düşüyor. Biz de bunun için çabalıyoruz. Kürt halkına yönelik soykırım planına karşı Kürt halkı daha duyarlı olmalıdır. TC faşizmi yenilecek, Kürt halkı kazanacaktır. Ortadoğu meselesinde de artık her şey açığa çıkmıştır. Daha önce Türkiye'nin aldattığı kesimleri artık aldatamayacaktır. Sanırım bundan sonra süreç başka yöne evrilecektir" ifadelerini kullandı.