21 Eylül 2024 Cumartesi

NATO zirvesinden dünya halklarına karşı silahlanmayı arttırma kararı çıktı

Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta iki gün süren NATO zirvesinin sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede; İsveç ve Finlandiya, Ukrayna'nın NATO üyelik süreçleriyle birlikte NATO'nun genişlemesine dair alınan kararlar yer aldı.

Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilen ve iki gün süren NATO zirvesinin sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede, NATO'nun bölgesel yayılma planlarının uluslararası anlaşmalarla güçlendirilmesi, Finlandiya'nın tam üyeliği, İsveç, Ukrayna'nın üyelik başvuru süreçleri konularına yer verildi. 

"Savunma" adı altında bölgesel savaş ve işgal planlarına dönük silah harcamalarının arttırılması da ortaklaşılan kararlar olarak bildirgede yer aldı. Rusya-Ukrayna savaşı temel bir gündem olarak yer alırken, Rusya'nın siyasi, askeri vb bölgesel etkisinin azaltılmasına ilişkin önlemlere ilişkin konular da temel başlıklar olarak bildirgede yansıdı.

Türkiye'nin önce itiraz ettiği İsveç'in NATO üyeliği zirve sırasında İsveç Başbakanı, Ulf Kristersson ve NATO genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Tayyip Erdoğan arasında yapılan üçlü görüşmede ele alındı. Görüşmenin sonucu zirve sırasında yapılan açıklamalarda TBMM'nin İsveç'in üyeliğine onay konusunda uzlaşmaya varıldığı biçiminde duyurulmuştu. Ardından yapılan görüşmeler neticesinde NATO'nun ortak kararı olarak da kamuoyuna yansımıştı.

Türkiye'nin İsveç'in üyeliğinin onayına ilişkin tutum değişikliğine neden olan gündemlerin başında Kürt karşıtlığında ortaklaşma oldu. İsveç'in üyeliğine ilişkin bu tutum değişikliği ise, bildirgede, NATO Genel Sekreteri ağzından, "Türkiye Cumhurbaşkanı ve İsveç Başbakanı arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz" ifadesi olarak yer aldı.

Zirve öncesi NATO üyeliği tartışılan Ukrayna'nın birlik üyeliğine ilişkin ise net bir tarih sunulmadı. "Müttefikler hemfikir olduğunda ve koşullar yerine getirildiğinde Ukrayna'yı ittifaka katılmaya davet edeceğiz" denildi. Ukrayna'ya destek verilmeye devam edileceği vurgulanırken, NATO-Ukrayna Konseyinin kurulmasına karar verildiği aktarıldı.

Ayrıca bildirgede "terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele edilmesinin ortak savunma için elzem olduğu" söylendi.

DERİNLEŞEN RUSYA-NATO ÇELİŞKİLERİ VE RUSYA'YA KARŞI TEDBİRLER
Bildirgede Rusya'ya karşı alınacak tedbirler temel başlıklardan biri oldu: "Rusya Federasyonu, müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrara yönelik en önemli ve doğrudan tehdittir" ifadelerine yer verildi. Rusya ile ilişkiler söz konusu olduğunda karşı karşıya gelme niyetleri olmadığı belirtilirken "NATO Rusya'ya karşı bir tehdit oluşturmuyor" denildi.

Rusya-Ukrayna savaşına dair zirvede yapılan tartışmalar bildirgede, Rusya'nın Kırım dahil olmak üzere ilhaklarının tanınmayacağı ve Rusya'nın savaş suçları için hesap sorulacağı ifadeleriyle yer aldı. Rusya'ya; savaşı sonlandırması ve kuvvetlerini Ukrayna'dan çekmesi çağrısı yapıldı.

Rusya'nın "Belarus topraklarındaki nükleer silah ve nükleer kapasiteye sahip sistemlerinin konuşlanmasının kınandığı" bildirgede Moldova'nın toprak bütünlüğüne destek verildiği belirtilirken Rusya'ya karşı çok yönlü hazırlıklar içinde olunacağı vurguları yer aldı.

Çin'in bölgesel çapta gelişim planlarının özel bir yer tuttuğu bildirgede Çin'in iddialı ve cebri politikalarının NATO'nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine karşı zorluk oluşturduğu öne sürüldü.

Çin ile ilişkilerin "şeffaflık" ve "yapıcı çalışmaya" dayalı süreceği belirtilen bildirgede Rusya ile Çin arasındaki stratejik ortaklığın gelişmesine dikkat çekildi. Çin'in Rusya-Ukrayna savaşında Rusya'yı kınaması ve silah desteği vermemesi istendi.

Savunma harcamalarının artırılacağı belirtilen bildirgede, "her yönden gelen tüm tehdide karşı" NATO'nun toplu savunmasının güçlendirildiği kaydedildi.

Ayrıca bildirgede "NATO, nükleer caydırıcı misyonun güvenirliliğini, etkinliği, emniyetini ve güvenliğini sağlamak için gereken tüm adımları atacaktır" ifadeleri kullanıldı. NATO Balistik Füze Savunmasının da Türkiye, İspanya, Polonya ve ABD gibi ülkelerin katkılarıyla yürütüldüğü kaydedildi.

İran-NATO ilişkileri söz konusu olduğunda ise İran'a dönük kuşatma, ambargonun süreceği anlamına gelen "İran'ın nükleer silah geliştirmemesi konusundaki kararlılık sürecek" vurguları yer aldı. İran'ın Rusya-Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği desteğin Avrupa-Atlantik güvenliğine de etki ettiği öne sürülen bildirgede İran'ın Rusya'ya askeri yardımda bulunmaması çağrısı yapıldı.