24 Haziran 2025 Salı

Öğretmen Sendikası Ankara'ya yürüyor: Taleplerimiz tüm sektörün talepleridir

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 25 Haziran'da Ankara'ya yürüyor. Ankara İl Sözcüsü Özbek, özel sektör eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları aktararak "Özel sektördeki öğretmenlerin talebi tüm sektörün talebidir" dedi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nın (Öğretmen Sendikası), mücadelesi sürüyor. Ücret hakları gasp edilen, belirli iş sözleşmeleriyle her an işsiz kalma tehdidiyle karşı karşıya bırakılan, çalıştıkları kurumlarda emekleri sömürülen, aşağılanan ve yok sayılan özel sektördeki eğitim emekçilerinin haklarını savunan sendika, 25 Haziran'da Ankara'ya yürüyor. 

Geçtiğimiz yıl Meclis kapısı önünde 52 gün "eğitim nöbeti" tutan Öğretmen Sendikası bu yıl da "İnsanca çalışacağız, öğretmenliği yaşatacağız" kampanyası başlatmıştı. Bu kapsamda sendikanın İstanbul Kadıköy'de bulunan genel merkezi önünden 25 Haziran'da Ankara'ya yürüyüş başlayacak. Yürüyüşün talepleri ise "Taban maaş uygulaması, Belirli Süreli İş Sözleşmesi, Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu kurulması, kamu ile özlük haklarında eşitlik."

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ankara İl Sözcüsü Fatih Özbek ile özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları, hak gasplarını, sendikanın mücadelesini ve yarın başlayacağı yürüyüşü konuştuk. Özbek, söze başlarken bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu söyledi. Özel sektör eğitim emekçileri dendiğinde akla ilk gelenin kolejler olduğunu kaydeden Özbek, dershaneler, kurs adı altında eğitim verilen alanlar, rehabilitasyon merkezleri, vakıf üniversiteleri, kolejlerin özel sektör eğitim alanlarının kapsamına girdiğini belirtti. 

'VAKIF ÜNİVERSİTELERİ ÖZEL ÜNİVERSİTEYE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA'
Saydığı her birimin kendine ait sorunları olduğunu dile getiren Özbek, vakıf üniversitelerinden örnekle devam etti: "Vakıf üniversiteleri şu an dünyanın hiçbir yerinde olmayan sorunlu bir özel üniversiteye dönüşmüş. Vakıf üniversitesi diyoruz, özel üniversite diye bir şey yok Türkiye'de ama nitelik olarak özel üniversiteye dönüşmüş bir yapı var." 

'BELİRLİ SÜRELİ SÖZLEŞMEYLE GÜVENCE GASBI YAŞIYORUZ'
Öğretmen Sendikası kurulduğu günden bu yana "taban maaş hakkı", "belirli süreli iş sözleşmesinin kaldırılması", "özlük hakları" ve "iş kolunun değiştirilmesi" için mücadele ediyor. Özbek'in aktarımına göre özel sektörde çalışan eğitim emekçileri 10 aylık bir süreyi kapsayan belirli iş sözleşmesi ile çalışıyor bu durum da güvence gasbına neden oluyor. 10 nolu iş kolunun ise sendikalaşmanın önünde engel olduğunu aktaran Özbek, "Birbirinden çok farklı meslek grupları orada. Biz de bundan kaynaklı bir eğitim, bilim, güzel sanatlar kurulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

'DEVLETLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLE ÖZLÜK HAKLARIMIZ AYNI DEĞİL'
En büyük sorunlardan birinin de özlük hakkı olduğunun altını çizen Özbek, "Bizim özlük haklarımız devlette çalışan öğretmenle aynı değil. Ben özel sektörde çalışan bir öğretmenim, benim dört sene boyunca sıra arkadaşım olan arkadaşım devlete girdiğinde örnek veriyorum, yeşil pasaport hakkı alabiliyor. Aynı sıralardan geçmişim, aynı eğitim fakültesinden mezun olmuşum özel sektörde çalıştığım için aynı haklara sahip olamıyorum" ifadelerini kullandı. 

Bunun gibi çok sayıda hak gasbıyla karşılaştıklarını dile getiren Özbek, Milli Eğitim Bakanı Tekin'in "benim öğretmenim" sözüne işaret etti. Tekin'in bu sözle aslında devlette çalışan öğretmenden bahsettiğini söyleyen Özbek, "Onun 'öğretmenim' diye adlandırdığı kesimden bir farkımız yok" dedi.

'BİLİNÇLİ OLARAK ATANMIYORUZ'
Verilen ücretlerle çalışabilmek gibi bir şanslarının kalmadığının altını çizen Özbek, şöyle devam etti: "Yıllar içerisinde ekonominin de inanılmaz kötüleşmesiyle birlikte bize verilen maaşlar gerçekten yaşam seviyesinin altında kaldı dedik. Özel sektörde çalışan arkadaşlarımız KPSS'ye hazırlanmak için mesleklerinden ayrılıyor. Bütün ümidini oraya bağlayan arkadaşlarımız intihar ediyor. Bu olay artık bu seviyelere geldi dedik. Özel sektörde çalışıyor olmanın hiçbir güvenceli tarafı yok. İnsanlar bir sene ailesiyle yaşayıp KPSS'ye çalışıyor. Utanıyor. Refah seviyesini yükseltme amacı güdüyor. Şu an komik atama sayılarıyla, mülakat diye bir yapılanmayla bilinçli olarak atanmıyoruz."

'YÜRÜYÜŞÜMÜZ 25 HAZİRAN'DA BAŞLAYACAK'
Son süreçte özellikle ya taban maaş ya mülakatsız atama dediklerinin altını çizen Özbek, programlarını şöyle aktardı: "Yürüyüşümüz İstanbul'da başlayacak. Sendikamızın önünden (Kadıköy) 25 Haziran günü yürüyüş başlayacak, 1 Temmuz'da Ankara'da olmasını bekliyoruz. Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin yürüyüşte bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz. 

'ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN TÜM ÖĞRETMENLERİ SENDİKASINA DAVET EDİYORUZ'
"'Özel sektör öğretmenleri neden yürüyor' sorusunu da şöyle cevaplayayım. 30 Ağustos günü toplandığımızda 'yaşamak zorundayız' dedik. Bu mesleği yapacağız, yaparken de yaşayacağız dedik. Asgari ücretle çalışan hele ki nitelikli bir iş yapıyorsa öğretmenlik gibi çocuklara dokunan bir meslek yapıyorsa asgari ücretle çalışıyor olmasına tahammül edemiyoruz. Artık taban maaş hakkımızı geri istiyoruz, özlük haklarında eşitlenmek istiyoruz. Bu taleplerle yürüyoruz. Özel sektördeki öğretmenlerin talebi tüm sektörün  talebidir. Özel sektörde çalışan öğretmenlerimiz, sendikasının sesine kulak versin. Tüm özel sektör öğretmenlerini, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'na davet ediyoruz."