4 Aralık 2024 Çarşamba

Trabzon: Yangınlar ve yozlaşma

Olan bitenin doğal afet olmadığı çok açık. Yangınların aynı anda 11 ilçede 37 noktada gerçekleşiyor olması büyük bir organizasyonla bu işlerin yapıldığını gösteriyor. Ortada önemli bir rant olduğu da anlaşılıyor.

Son yıllarda hayata geçirilen sahil yolu, yayla yolları projeleri, HES inşaatları, 'turizm'e açılmak adına doğal güzelliklerin ucube yapılarla yok edilmesi ve kış aylarında çıkartılan yangınlar. Olan bitenin doğal afet olmadığı çok açık. Yangınların aynı anda 11 ilçede 37 noktada gerçekleşiyor olması (23 Aralık 2019) büyük bir organizasyonla bu işlerin yapıldığını gösteriyor.

Ortada önemli bir rant olduğu da anlaşılıyor.

Ama birçok soru geliyor insanın aklına.

-100 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca Trabzon'a Trabzon için tek bir çivi bile çakmayan devlet ya da hükümetler nasıl son on yılda birden bire keşfediyor Trabzon'u ve adeta bir çıkarma yapıyor?

-Turizm deniyor. 10 yıl öncesine kadar turistik olmayan bu şehir birden nasıl turizm için çekim merkezi oluyor? 

Bin yıllık Sümela gibi tarihi ve kültürel değeri olan bir yapı 100 yıldır orada duruyordu. Yine Trabzon merkezi ve ilçelerinde kimileri camiye dönüştürülmüş olsa da ayakta kalabilen birçok tarihi bina bu güne kadar restore edilmeksizin hatta yıkılmaya terk edilirken, kimsenin aklına turizm gelmiyordu.

YOZLAŞMA
Yaşanan bu gelişmelerin ışığında Trabzon'da turistik ve doğal olarak ekonomik bir canlandırma doğuracağı ya da doğurduğu bir gerçek. Bu nedenle birçok Trabzonlunun 'değerlenen' mal ve mülkü için para kazanmayı hedeflediği de anlaşılır ama yine de ranttan gelir elde edecek olan kesimin büyük sermaye sahipleri olacağını da biliyoruz.

Kimi çevrelerce bu yaşananların bir 'yozlaşma' olduğundan söz ediliyor. Trabzonluların mal ve mülklerini satmaları ya da doğal güzellikleri yok eden bu girişimlere para için göz yumdukları hatta bu son yangınların devlet desteği ve onların eliyle gerçekleştirilmesinin büyük bir yozlaşma olduğu vurgulanıyor.

Ama bu yozlaşma bununla sınırlı değildir.

Örneğin HES direnişlerinde ya da kaçak yapıldığı gerekçesiyle devletin yıkım operasyonlarına karşı yapılan eylemlerde Trabzonluların, başka hak arama eylemlerini dile getirip 'biz onlardan değiliz, neden bize aynı muameleyi yapıyorsunuz' söylemleri yozlaşma değil midir?

Üç bin yıllık Helen kültürünün hakim olduğu bir coğrafyada yüz yıl önce yaşananlara en azından duyarsızlık yozlaşma değil de nedir?

Bu yozlaşma yüz yıldır kendi insanına, tarihine, kültürüne ve bugün doğasına, yaşam alanlarına yabancılaştırma üzerine şekillenmedi mi?

Definecilik devlet eliyle o coğrafyada geçmişin tüm değerlerinin yağmalanması, bunun çok normal görünmesi, definecilik yapmakla övünen insanların ortaya çıkması yozlaşma değil de nedir? Kazılmadık karış toprak kaldı mı acaba? Birkaç örnek dışında ne mezar kaldı geride ne kilise ne okul ne de ev geçmişten kalma.

Daha kaç kez işgal edilecek Trabzon?

Bitmek bilmeyen bir işgal yaşıyor Trabzon asırlardır.

Her defasında gerçekleştirilen işgaller dizisi, geçmişiyle, tarihiyle yüzleşme eğilimi taşıyan bugünün Trabzon'u için yeniden gündemdedir.

Trabzon Arapların işgali altında değildir ya da bir Arap istilası tehlikesi söz konusu değildir.

Trabzon zaten 1461'den beri aynı egemenlerce işgal altındadır. Sadece bu işgal yeniden ve yeniden yinelenmektedir.

İşgal sadece toprakların ele geçirilmesi de değildir; işgalcinin kalıcı olabilmesi için yozlaştırmaya ihtiyacı vardır. Bu yüzden her işgal biz yozlaştırma süreci, her yozlaşma da işgalin yenilenmesi anlamına gelir.

İstanbul Belediye seçimleri sırasında 'hain Pontoslular' söylemi de bu işgal ve yozlaştırma sürecinin bir parçasıdır. 3 bin yıllık sahil yolunun düzlenmesi, yayla yolları, turizme açılım, Arap sermayesi ve bu son yangınlar da aynı işgal ve yozlaştırma sürecinin parçasıdır.