4 Aralık 2024 Çarşamba

Venezuela asgari ücreti arttırmakta haklı mı?

Bir hükümetin asgari ücreti arttırmasının 'işverenlerin ekonomik çıkarlarını ve emeğini' etkilediği için saldırı olarak değerlendirilmesi nadir bir durum olabilir. Esas suç, Venezuela'ya yönelik yaptırım uygulanmasıyla işlenmektedir. Venezuela'nın gerçek askeri işgal dışında akla yatkın her tür formda soyutlanması haber değeri taşıyan bir durum değildir, gerçi bu etkiyi yaratacak tehditler de ABD hükümeti tarafından yapılagelmektedir. Diğer hükümetler ve kurumlar, örneğin Amerikan Devletler Örgütü (OAS) de Venezuela'ya karşı birlik olma yarışı gibi görünen bu sürece katılmış durumda.
 
Haber olan ise merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde olan Uluslararası İş Örgütü'nden (ILO) gelen son tehdit. Örgütün 21 Mart'ta bildirdiğine göre "ILO Yönetim Kurulu, Venezuela soruşturması için bir komisyon atadı".
 
Tesadüfen bu sıralarda, 28 Mart'ta, ILO'ya ince bir mesaj gönderircesine, geleneksel olarak tarafsızlığıyla bilinen İsviçre hükümeti de Venezuela kurumlarına ve yetkili mercilerine yaptırım uygulamasına katıldı. "Yaptırım listesi Ulusal Meclis eski başkanı Dosdado Cabello, İçişleri Bakanı Nestor Reverol ve başyargıç Maikel Moreno'yu kapsamaktadır. İsviçre yaptırımları Venezuela'ya silah ve mal satış ve ihracatının yasaklanmasını da içermektedir."
 
ILO soruşturması ise "ILO yönetmelikleri madde 26 (Asgari Ücret Tespit Mekanizması Yönetmeliği, 1928), madde 87 (Dernekleşme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Yönetmeliği, 1948) ve madde 144 (Üçlü Danışma-Uluslarası İş Standartları, 1976)" kapsamında yürütülmektedir.
 
EKSİK DANIŞMA
 
Ama tam da burası Karl Marx'ın mezarından çıkıp "Tüm ülkelerin işçileri, birleşin!" diye haykıracağı yer. Şikayet "Fedecamaras'la işverenlerin ekonomik çıkarları ve iş yasalarıyla ilgili sözde eksik danışma ve işverenlerle işçi temsilcilerine danışmadan yapılan sayısız asgari ücret arttırma düzenlemesi".
 
Raporda ayrıca "ILO Yönetim Kurulu bu şikayeti 2015'ten beri 6 kez gündemine aldı ve Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti hükümetine birçok kez Fedecamaras'a, bağlı örgütlerine ve yöneticilerine yönelik müdahele, saldırganlık ve karalamalara son vermesi için önlemler alması isteğinde" bulundu.
 
Fedecamaras, Venezuela iş dünyası ve şirketlerinin çıkarlarını temsil eden Venezuela Ticaret ve Üretici Odaları Federasyonu'dur (Federacion de Camaras y Asociaciones de Comercio y Produccion de Venezuela). Bu, hükümet tarafından tamamen tanınan (ki aksi halde 'sosyalist', 'komünist', 'otoriter' ve 'diktatöryel' diye damgalanacaktır) özel sektörün halen güçlü bir varlığının olduğu bir ülkede, meşru bir roldür.
 
Ancak, Fedecamaras'ın 'bağlı örgütleri' için ticaret ve alım-satımdan daha hırslı amaçları da vardı, Fedecamaras eski başkanı Pedro Carmona Nisan 2002'de Hugo Chavez hükümetine karşı gerçekleştirilen başarısız darbe sırasında 47 saatliğine Venezuela'nın fiili başkanı olmuştu.
 
KATLİAMA KARŞI SESSİZ
 
1919'da kurulduğundan beri ILO, 12 Soruşturma Komisyonu oluşturdu. Bunlardan sadece 3 tanesi Latin Amerika ülkelerini içeriyordu: Şili (1975), Pinochet rejimi baskılarının erken günleri sırasında; Dominik Cumhuriyeti (1983), Haitili işçilerin istihdamı ile ilgili olarak; ve Nikaragua (1987). İlginçtir ki, Nikaragua'yla ilgili soruşturma bugün Venezuela için açılanla tam olarak aynı konularla ilgiliydi, ki unutmayalım 1987'de Sandinista Özgürlük Cephesi'nden Daniel Ortega başkandı.
 
Nikaragua'da incelenen spesifik ihlaller 'cinayet, fiziksel saldırı ve işkenceyi' kapsıyordu; ama aynı ILO 1986'dan beri Kolombiya'daki 2800'den fazla emekçi önderi ve sendika üyesinin katledilmesi karşısında sessiz kaldı. Sendika liderlerine yönelik tehlike bugün de devam etmektedir. "Sendikalara yönelik saldırıların ve diğer baskıların bir sonucu olarak, Kolombiya'daki sendikalı işçi oranı 20 yıl önceki yüzde 20'den bugün yaklaşık yüzde 4'lere düşmüştür".
 
Venezuela'nın durumunda daha sarsıcı olan ise "Fedecamaras'a, bağlı örgütlerine ve liderlerine yönelik saldırı ve karalama" iddiasında bulunan aynı şirketlerin, hepsi Venezuela işçi sınıfının alım gücünün altını oyan faaliyetler olarak ekonomik yaptırımlar için lobi yapmak, mal stoklamak ve manipüle edilmiş paralel döviz değeri aracılığıyla tetiklenmiş enflasyonlu bir süreç yaratmaktan sorumlu olduğuna inanılmakta olunmasıdır.
 
Hatırlatalım, Venezuela'daki 'üretilmiş' ekonomik krize dair eleştiriler yanlış bir şekilde krizi 'insani kriz' olarak tanımlamaktadır. Eğer durum buysa, neden Venezuela hükümetinin nüfusun en kırılgan kesimini korumak için asgari ücret seviyesini arttırarak yaptığı acil müdahalesi uygunsuz olarak değerlendirilmektedir? Paradoksal olarak, ekonomik krizin ana yürütücüleri danışılmadıklarında ısrar etmekte ve bir emek ihlalinin kurbanı olduklarını iddia etmektedirler.
 
BÜYÜK ÇELİŞKİ
 
Kanada hükümeti absürt bir şekilde "Maduro rejiminin halkının temel demokratik ve insan haklarını soyduğunu ve temel insani ihtiyaçların karşılanması için yardımlarının reddedildiğini" belirten bir basın açıklaması yaptı. Büyük bir çelişki içinde, daha da ileri giderek ILO soruşturmasını "Maduro rejiminin asgari ücretin belirlenmesiyle ilgili uluslararası iş yönetmeliklerini yerine getirmede başarısız olduğuna dair ithamların araştırılması amacıyla" diyerek destekledi.
 
Bir hükümetin asgari ücreti arttırmasının 'işverenlerin ekonomik çıkarlarını ve emeğini' etkilediği için saldırı olarak değerlendirilmesi nadir bir durum olabilir. Esas suç, Venezuela'ya yönelik yaptırım uygulanmasıyla işlenmektedir. Uluslararası demokratik ve eşitlikçi bir düzenin teşviki göreviyle BM'nin bağımsız uzmanlarından Alfred de Zayas'ın dediği üzere Venezuela'nın Uluslararası Suçlar Mahkemesi'ne "kendisine yönelik yaptırım dayatması nedeniyle Birleşik Devletler tarafından işlenen insanlığa yönelik suçlar için bir araştırma" için başvurmasının "zamanı geldi".
 
*Telesurtv.net'te İngilizce orjinalinden Ivana Benario ETHA için çevirdi.
https://www.telesurtv.net/english/opinion/Is-Venezuela-Right-to-Raise-the-Minimum-Wage-20180331-0013.html