13 Eylül 2025 Cumartesi

İzmir'de kayıp eylemi: Hüseyin Morsümbül için adalet!

İHD İzmir Şubesi, kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması için yaptığı eylemlerin bu haftaki oturumunda Hüseyin Morsünbül'ün akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla bu Cumartesi günü de Konak Eski Sümerbank'ta açıklama yaptı. 

Açıklamayı okuyan dernek yönetim kurulu üyesi Evrim Kubilay, 12 Eylül darbesinin sonuçlarına dikkat çekti. 650 bin kişinin gözaltına alındığını, binlerce insanın işkenceden geçirildiğini, 171 kişinin işkence sonucu hayatını kaybettiğini, 49 kişinin idam edildiğini ve 12 kişinin gözaltında kaybedildiğini hatırlattı. 

12 Eylül rejiminin bugün de devam ettiğini belirten Kubilay, "Hukuki dayanaktan yoksun tutuklamalar, işkenceler, muhaliflere yönelik baskılar, kayyum atamaları ve benzeri sorunlarla bu zihniyet hala yaşamaya devam ediyor" dedi. 

Hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırma çağrısı yapan Kubilay, "Darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırın, darbe nedeniyle doğan zararların giderimini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlayın, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kurtarmak için demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapın" diye konuştu.

HÜSEYİN MORSÜMBÜL KAYBEDİLDİĞİNDE 18 YAŞINDAYDI

Bu haftaki eylemde 18 yaşında bir lise öğrencisiyken gözaltına alınan ve kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ün hikayesine yer verildi. 

Evrim Kubilay, Morsümbül'ün hikayesini şu cümlelerle aktardı: "12 Eylül askeri darbesinin ardından, 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl'deki evi, Yüzbaşı Durmuş Kıvrak komutasındaki asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi'nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alındı. 'Oğlumu nereye götürüyorsunuz?' diyen annesine, 'Bingöl Alay Komutanlığı'nda ifadesi alınacak, kısa bir süre sonra gelir' denilmiştir. Ertesi gün, Hüseyin eve dönmeyince anne Fatma Morsümbül, Alay Komutanlığı'na gitti. Kendisine 'Oğlun burada ama görüşemezsin' denildi. Bunun üzerine Fatma Morsümbül, oğluna verilmek üzere yanında getirdiği yiyecekleri görevlilere teslim etti. Aile, bir sonraki gün tekrar Hüseyin'e yiyecek götürdü, ancak bu sefer 'Bizde yok' cevabı verildi. Aile arayışına devam edince Hüseyin'in, yüksek güvenlik önlemleri ile korunan alay komutanlığından kaçtığı söylendi. Hüseyin'den bir daha haber alınamadı."

'ÇOCUKLARINI ARAYAN AİLEYE DE İŞKENCE YAPILDI'
Oğullarını arayan ailenin evleri tekrar asker ve polisler tarafından basıldığını aktaran Kubilay, "Bu sefer baba Hanefi Morsümbül gözaltına alındı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Fatma ve Hanefi Morsümbül, askeri savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayette bulundular, fakat Hüseyin'in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Oğlunu aramayı sürdüren Hanefi ve Fatma Morsümbül ağır baskılarla karşı karşıya kaldı. Olaydan 4 yıl kadar sonra, bir kişi aileyi telefonla aradı. Bu kişi, Hüseyin'in Bingöl Alay Komutanlığı'nda gözaltında tutulduğu sırada asker olduğunu ve vicdan azabı çektiğini belirterek 'Oğlunuzu işkencede öldürüp, bir battaniye içinde alaydan çıkararak Murat Çayı'na attılar" dedi.

ANNE FATMA CUMARTESİ ANNELERİNİN BİR PARÇASI OLDU
Anne Fatma Morsümbül'ün 1995 yılında Cumartesi Anneleri'ni televizyonda görüp elinde kayıp oğlunun fotoğrafı ile Galatasaray'a geldiğini aktaran Kubilay, "Ölünceye dek Cumartesi Anneleri'nin bir parçası oldu" dedi.

'MORSÜMBÜL DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLDÜ'
Hüseyin Morsümbül'ün gözaltında kaybedildiği dönemde alayda görevli olan dokuz personelin isimleri, adresleri ve irtibat bilgilerinin savcılığa ulaştığını belirten Kubilay, şunları söyledi: "Soruşturma kapsamında, dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Coşkun Kıvrak, savcıya verdiği ifadesinde, olay tarihinde izinli olduğunu ve izin dönüşü masasında isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu söyledi. Bu mektupta, Hüseyin Morsümbül'ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldüğü, ardından Alay Komutanı Beşir Akın ve astsubaylar tarafından bir arabaya konularak götürüldüğü yazıyordu. Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı derinleştirmek yerine olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesiyle 'ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar' verdi." 

'ADALET İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
45 yıl geçse de bir kez daha Hüseyin Morsümbül için adalet talep ettiklerini belirten Kubilay, "Hüseyin’in akıbeti karanlıkta bırakıldığı sürece bu dosyada zamanaşımı uygulanamaz. Yargı makamlarının, Morsümbül dosyasında maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama yükümlülüğü devam etmektedir. Kaç yıl geçerse geçsin Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.