4 Aralık 2024 Çarşamba

Çocukları istismardan korumak için aileler neler yapabilir?

Çocuğa yönelik cinsel istismar toplumsal bir sorundur ve çözümü de ancak toplumsal mücadele ile olabilir. Ancak çocukların cinsel istismardan korunması için yapılacak küçük eğitimlerin önemini yadsımamak gerekir. Peki, aileler çocuklarına istismardan korunmak için nasıl bir eğitim vermeli?
Son aylarda basında çıkan her istismar haberinden sonra toplumda aynı korku baş gösteriyor: Çocuk istismarı giderek artıyor.
 
Bu bir yönüyle doğru olsa da diğer bir yönüyle başka bir gerçeği gölgede bırakıyor. AKP’nin cinsiyetçi politikaları sonucunda kadına yönelik şiddetle doğru orantılı olarak çocuk istismarı da artıyor. Bu artışta istismarcıların ceza almaması, haksız tahrik indirim uygulanması ve istismarı bireysel bir sorunmuş gibi gösterme politikalarının payı oldukça büyük. Diğer yandan çocuk istismarının giderek daha görünür olduğu ise başka bir gerçek.
 
Geçmiş yıllarda yaşanan birçok istismar vakasının üstünün örtülmesine karşın artık aileler, rehber öğretmenleri ve kadın örgütleri çocuk istismarının üstünün örtülmesine izin vermiyor.
 
Her ne kadar hukuk erkek lehine işlese de kadın dayanışması, kadın örgütlerinin ve sendikaların mahkeme süreçlerini inatla takip etmesi sonucunda istismarcılar ceza alıyor. Toplumda çocuk istismarına karşı yükselen bu duyarlılık kuşkusuz istismar yaşandıktan sonra neler yapılacağı ve nasıl bir mücadele örülmesi ile ilgili. Bir de çocukların istismara uğramaması için ailelerin yapması gerekenler var.
 
Peki, aileler çocuklarına istismardan korunmak için nasıl bir eğitim vermeli?
 
Öncelikle bu sorunun cevabının çocuklarının gelişim düzeyi ve yaş grubuna göre değişiklik gösterdiğini bilmek gerekiyor. Bu yazımızda 5-9 yaş arasındaki çocuklara yönelik verilmesi gereken aile eğitimden bahsedeceğiz. Öncelikle cinsel istismarın 3 şekilde gerçekleşebileceğinin farkında olmalı aileler: dokunarak gerçekleşen, dokunma olmaksızın gerçekleşen ve şiddet göstererek gerçekleşen istismar.
 
a) Dokunma olmaksızın gerçekleşen istismar: çocukla cinsel konularda, açık seçik konuşmak, bedenini teşhir etmek veya röntgencilik yapmak gibi davranışlardır.
 
b) Dokunarak cinsel istismar: çocuğun bedenine temas ederek istismarda bulunulmasıdır. Örneğin cinsel dürtülerle öpmek, sarılmak veya cinsel bölgelerine temas etmek.
 
c) Şiddet göstererek gerçekleşen cinsel istismar: duygusal ya da fiziksel şiddet kullanarak cinsel istismarda bulunmak.
 
Genellikle cinsel istismar denilince dokunarak ve şiddet kullanarak yapılan cinsel istismar algılansa da her türlü cinsel istismarın çocukta yaşam boyu etkisi sürebilecek ruhsal bir etki bıraktığı unutulmamalıdır. Çocuklara basit ve anlaşılır yöntemlerle güven duygusunu zedelemeden bazı bilgiler vererek cinsel istismardan korunmasını sağlamak veya istismara uğradığının farkına varmasını ve bunu ailesi ile paylaşması gerektiğini öğretmek de önemli bir adım.
 
1) Kişisel alan mesafesi: çocuklara kollarını iki yana açınca oluşan boşluğun kişisel alan olduğu ve yabancıların ve istemediği kişilerin bu alana yaklaşmamasını gerektiği anlatılmalıdır.
 
2) İç çamaşırı kuralı: çocuklara iç çamaşırı giyilen bölgeye anne, baba, doktor dışında kimsenin dokunmaması ve bakmaması gerektiği ve ayrıca dudağın kişisel bölge olduğu ve kimsenin öpmemesi gerektiği anlatılmalıdır. Ayrıca ailelerin çocuklarını dudaktan öpmemesi de dudağın çocuğun zihninde kişisel bölge olarak kalması bakımından önemlidir. Aksi halde çocuklar tanıdıkları insanların kendilerini dudaktan öpmesini sevgi gösterisi olarak algılamakta ve cinsel istismarın farkına varamamaktadır.
 
3) İyi-kötü dokunuş: anne, baba, dede, teyze gibi tanıdığı insanların kendini iyi ve güvende hissettiren dokunuşlarının iyi dokunuşlar olduğu anlatılmalıdır. Örneğin annenin seni öpmesi, amcanın sarılması, dedenin başını okşaması vb.
Kötü dokunuş: yabancıların ya da tanıdığı insanların izni olmadan bedenine yaptığı her dokunuşun kötü olduğu ve çocuğun kendisini mutsuz, sinirli, utanmış ya da değersiz hissettirdiği davranışlar olduğu anlatılmalıdır. Kötü davranışların çocuğun suçu olmadığı ancak bu davranışlara maruz kaldığında hemen anne-babasına ya da öğretmenine anlatması gerektiği ve asla gizlememesi üzerine sohbet edilmelidir. O esnada bağırması, sertçe o kişiyi itmesi ve anne-babasından ya da öğretmeninden yardım isteyebileceği anlatılmalıdır.
 
Kuşkusuz çocuğa yönelik cinsel istismar toplumsal bir sorundur ve çözümü de ancak toplumsal mücadele ile olabilir. Ancak çocukların cinsel istismardan korunması için yapılacak küçük eğitimlerin önemini yadsımamak gerekir. Özellikle feodal değer yargılarının geçerli olduğu toplumumuzda çocuğun korku, kaygı ya da suçlanma kaygısı ile çoğu zaman maruz kaldığı istismarı anlatmadığı ya da kendisine yapılanın istismar olduğunu anlamaması oldukça yaygın bir gerçek. Bu nedenle çocuklara önce kendi bedenleri ile ilgili bilgi vermek, cinselliğin utanılacak bir şey olmadığını ancak cinsel bölgelerine herkesin dokunmaması gerektiğini anlatmak ve başına böyle bir olay geldiğinde bunun onun suçu olmadığını ve asla gizlememesi gerektiğini öğretmek çok önemli bir başlangıç olacaktır.
 
Unutmamak gerekir ki, cinselliği tabu olarak çocuğa kavratmak çocuğu cinsel istismardan korumaz aksine onu istismara açık hale getirir.
 
Tüm bunları çocuğa anlatmak çocuğun cinsel istismara uğramasını tek başına engellemez kuşkusuz. Akılda tutulmasında fayda olacak bir diğer nokta da cinsel istismara uğramış ve bunu gizleyen çocukların davranış şekilleri ile ilgili bilgi sahibi olmak ve neler yapılması gerektiğidir. Aileler bakımından sadece davranış şekillerinden yola çıkarak istismar tanısı koymak son derece yanıltıcı olsa da şüphe duymak ve uzman yardımı almanın başlangıcı olması açısından önemli. İstismara uğramış çocukların davranış şekilleri şunlar olabilmektedir:
 
*Uyku bozuklukları
*Aşırı talepkarlık
*Anne-babaya/bakım veren kişiye aşırı yapışma 
*Cinselliğe ilişkin her türlü konu ve duruma aşırı ilgi gösterme ya da aşırı kaçınma
*Yaşına ve gelişimine uygun olmayan cinsel davranışlar 
*Çok sık öpmeye çalışma, göğüslere, bacaklara ya da genital bölgeye dokunmaya çalışma, sürtünme, kendi genital bölgesini gösterme
*Dürtüsellik, saldırganlık
*İçe dönüklük, engellenme/baskılanma duygusu
*Aşırı uyumlu, aşırı itaatkar olma
*Anne-babadan/bakım veren kişiden ayrılığa aldırmama
*Sağlığını tehlikeye atacak davranışlar
*Bedeninin kirli ya da zedelenmiş olduğuna inanma ve ifade etme
 
Cinsel istismara uğrayan çocuklar genellikle cinsel şakalar yapar, cinsel organlarıyla sıkça oynar ve çevredeki yetişkinlerin cinsel organlarına dokunmak ve görmek ister. Bu durumda suçlu çocuk değil ona istismarda bulunan yetişkinlerdir. Bu belirtiler varsa cinsel istismardan şüphelenilmelidir. Ancak bunların hiçbiri tek başına cinsel istismarın kanıtı değildir. Çoğu durumda ise çocuklar doğrudan gelip bu durumu anlatmaz.
 
Bu tip durumlarda; Dolaylı olarak anlatabilir (Babam geceleri beni uyutmuyor gibi) ya da hikaye halinde anlatabilir (Biri varmış, kötü adam çok kötü şekilde onu elliyormuş, arkadaşım annesine söyledi ama o bunu kimseye söyleme dedi gibi). Bu durumda hemen bir uzmana başvurulmalıdır. Cinsel istismardan şüphelenildiği ve ya çocuğunuzun cinsel istismara maruz kaldığından emin olduğunuz durumda;
 
*Okulun rehberlik öğretmenine (Okul Öncesi Kurumlarda rehberlik öğretmeni olmadığı için doğrudan okul idaresine)
*Okul İdaresine
*Rehberlik ve Araştırma Merkezine
*Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna
*Baroların Çocuk Hakları Merkezlerine
*Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi birimlerine başvuru yapılmalıdır.