Ekoloji örgütlerinden 10. İstanbul Karbon Zirvesi'ne tepki
İTÜ'de gerçekleştirilen 10. İstanbul Karbon Zirvesi'ni protesto eden ekoloji örgütleri ve öğrenciler, "Bize diyorlar ki, karbon ticareti ile karbon emisyonlarını düşüreceğiz. Hayır, düşüremeyeceksiniz, niyetiniz bu değil. Niyetiniz karbon salmaya ve dünyayı kirlettiğiniz karbonu satmaya devam etmek" ifadelerini kullandı.
Ekoloji örgütleri ve öğrenciler, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10. İstanbul Karbon Zirvesi'ni Ayazağa kampüsü önünde protesto etti. "İklim ticaret kanunu değil, halkın iklim kanununu istiyoruz" ve "Salınan karbon geri alınamaz, emisyon ticareti yalanına dur de, halkları sömürenlerin fosil zirvesine tam boykot" pankartları açılan eyleme, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul milletvekili Çiçek Otlu ve Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Didem Göçer de destek verdi.
Ekoloji örgütleri adına ortak basın açıklamasını okuyan Cemre Nayir, 10. İstanbul Karbon Zirvesi'nin, mecliste İklim Kanunu'nun görüşüldüğü günlerde yapılmasının tesadüf olmadığını söyledi. İklim Kanunu'nun aslında sadece bir karbon ticareti kanunu olduğunu dile geitren Nayir, "Bu zirveden de belli oluyor ki, krize neden olanlar, bu iklim kanunu ile kendilerine açılan yeni kâr alanını kutlayacaklar. Zirvenin adına bakılırsa, iklim krizinde bazı fırsatlar gizliymiş. Fırsat ne? Bunun halkın ve doğanın sağlığı ile bir alakası var mı? Biz söyleyelim: Yok" ifadesini kullandı.
'NİYETİNİZ KARBON SALMAYA VE SATMAYA DEVAM ETMEK'
Nayir, şöyle devam etti: "Karbon ticareti ile, şirketler, emisyon azaltımı yerine, emisyon hakkı satın alıp, sömürü sistemlerini devam ettiriyorlar. Ya da çeşitli 'hayalet projelerle', güya ürettikleri sera gazı salımlarını sıfırladıklarını beyan ederek, üç-beş yıl bile ayakta kalamayacak bir ağaçlandırma projesi yapıyorlar. Çimento fabrikasının yanı başına, bir atık yakma tesisi kurunca, çevre suçlarından arınıyorlar. Karbon emisyonlarını, düşük gösterip, kalan kotalarını başka şirketlere satarak, para kazanıyorlar. Üstelik, bu şirketler, karbon emisyonlarını kendileri hesaplıyorlar. Hiçbir şeffaflık, hiçbir denetim yok. Şimdi de bize diyorlar ki, karbon ticareti ile karbon emisyonlarını düşüreceğiz. Hayır, düşüremeyeceksiniz, niyetiniz bu değil. Niyetiniz karbon salmaya ve dünyayı kirlettiğiniz karbonu satmaya devam etmek."
'İHTİYACIMIZ OLAN KRİZİN DURDURULMASI'
Fosil yakıt ve kömür kullanımından kaynaklı karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının atmosfere salınmasının iklim krizinin birinci nedeni olduğunu hatırlatan Nayir, "Kuraklıklar, orman yangınları, seller, fırtınalar gibi doğal sanılan olayların öncelikli sorumlusu. Suya erişimin, gıdaya erişimin kısıtlanmasının en temel nedeni. İklim krizi, insanlarda solunum yolu hastalıkları, astım, KOAH ve kanser gibi hastalıklarını artırır, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına neden olur, tropikal hastalıkların (deng humması, sıtma) yayılımı artar. Üstelik bu krizden en çok etkilenenler her zaman en az kirletenler olur. Bizim ihtiyacımız olan, krizin durdurulması. Bu krizin ana sorumlularının hükümetlerle işbirliği içinde karbon ticareti kanunları yaparak, bugün Karbon Zirvesinde finans kuruluşlarıyla işbirliği içinde suçlarının etrafından dolanacak yeni yollar bulmasına izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
İÇDAŞ'ın zirvenin öncü sponsoru olduğunu söyleyen Nayir, şu ifadeleri kullandı: "Çanakkale'de termik santrallerle insanları zehirlemekle, iklim suçu işlemekle kalmıyor, Gazze soykırımı sırasında İsrail'e çelik satmaya devam ediyor. Platin sponsor Rosatom için, şu anda Akkuyu'daki nükleer santrali dolayısıyla insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru yapıldı; işçileri çalışma kampında gibi, kölelik koşullarında çalıştırdığını da bilmediğimiz sanılmasın. Altın sponsor Shell'in Meksika körfezini kirlettiği, 50 yıl boyunca yarattığı petrol sızıntısıyla Nijer Deltasında hayat bırakmadığı yetmiyormuş gibi, dünya genelinde en fazla emisyon üreten dokuzuncu şirket olduğunu biliyoruz. Prestij sponsoru Zorlu'yu da Bozdoğan'da zeytinliklerimize kast etmesinden, siyonist soykırımcıyla yaptığı enerji anlaşmalarından tanıyoruz."
'BU ZİRVEYİ VE SPONSORLARINI BOYKOT EDİN'
Bu zirveyi, bu zirveye katılanları, bu zirveyi himaye edenlerin meşruiyetini tanımadıklarını belirten Nayir, "Karbondioksit ve metan gazı alıp satanlara karşı, bu gazların salımının azaltılması için buradayız. Burada olmaya da, Akkuyu'da, Akbelen'de, Gazze'de, Bekirli'de, Nijer Deltasında, Meksika'da ve dünyanın her köşesinde insanların, balıkların, karıncaların canına kast eden bu tüccarları boykot etmeye de devam edeceğiz. Bizi dinleyen herkesi bu zirveyi de, sponsorlarını da boykot etmeye davet ediyoruz" dedi.
Eylem boyunca, "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "İşbirlikçi sermaye İTÜ'den defol", "İklimi değil sistemi değiştir", "Katil İsrail, işbirlikçi AKP" sloganları atıldı.