4 Aralık 2024 Çarşamba

Ender Çelikel yazdı |Kelebek etkisi

Bolşevikler çok az sayıda kişiyle hayatın içine; "Kelebek Etkisi" yaratabilecek çelişkilerin yoğunlaştığı ve keskinleştiği alanlara serpilmiştiler. Kanatlarını çırpabilecek bütün kelebekleri sadece gözlemlemiyor, onlarla etkileşim halindeydiler. Merkezden yerele ve yerelden merkeze sağlam ağlar örmüştüler. Bu sayede işçi sınıfını partiye kanalize edebildiler. Lenin ve bolşeviklerin alameti farikası kitlelerin arzularını okuma ve bu arzuların nasıl gerçekleştirilebileceğini bilme kapasiteleriydi.

Bilgisayarın insan hayatına girmesi ve zamanla vazgeçilmez bir ihtiyaca dönüşmesi sonucu, hem günlük dilde hem de mesleki dillerde yeni yeni terimler türedi. Bunlardan bir tanesi de "Kelebek Etkisi" terimidir.

Edwar Lorenz adında bir bilim insanı hava tahmini üzerine yaptığı çalışmalarda, hava durumunun uzun vadede tahmin edilemeyeceğini keşfetti. Bilgisayar üzerinde girilen verilerle oluşturulan bir modelde (simülasyon), giriş değerlerindeki en küçük bir değişikliğin bile sonuçlarda muazzam bir sapma yarattığını gözlemledi. Başlangıç değerlerindeki en küçük değişikliğin öngörülmez sonuçlar doğurması, "Lorenz Sistemleri" diye kayda geçti.

Kaotik sistemler olarak da tanımlanan Lorenz Sistemleri, bir kelebeğin havada kanat çırpmasının başka bir yerde fırtınaya dönüşmesi şeklinde betimlendi.

"Kelebek Etkisi" bütün kompleks sistemlerde görülebilir. Fizik dışı beşeri alanlar, misal borsa da kaotik sistemler dahilindedir. Bir borsanın çöküşü zincirleme bir reaksiyon gösterebilir. Tedarik zincirindeki bir halkanın kopmasından bütün halkalar etkilenir. Düzensizlikler düzeni kapitalist üretim biçimi ve sınıf mücadelesi de kompleks sistemdirler. Bir ülkedeki ekonomik kriz, bir ayaklanma veya küçük bir protesto "Kelebek Etkisi" yaratabilir. Bunun en güncel örneği Mahsa Amini isyanıdır. Genç bir kadının İran devleti tarafından katledilmesinin protestosu dalga dalga yayılıp, genel ayaklanmaya dönüştü. Rusya'daki 1917 Şubat Devrimi de emekçi kadınların yoksulluğu protesto etmesiyle tetiklenmişti.

"Kelebek Etkisi", marksist külliyattaki "kendiliğinden unsur"u çağrıştırır. "Kendiliğinden unsur" işçi sınıfının kendiliğinden bilincidir. Öncünün kontrolünde gelişmeyen ve onun -katkısına rağmen!- kestiremediği toplumsal kabarmalardır. Sınıf mücadelesinin tarihi, kapitalizmde, ayaklanma ve devrimlerin nakış nakış işlenen planlı girişimlerden ziyade, kendiliğinden patlamaların sonucu gerçekleştiğini gösterir.

Kendiliğinden patlamalar ve devrimci kriz süreçleri ancak devrimci bir önderliğin müdahaleleriyle toplumsal devrime dönüşebilir. Bir kelebeğin kanat çırpmasıyla oluşacak "Kelebek Etkisi"nin yahut kendiliğinden kabarmaların muzaffer bir devrime evrilmesi, varoluş sebebini hakkıyla gerçekleştiren sağlam örgütlenmiş bir partiyi koşullar. Toplumsal patlamaların kendiliğindenci karakteri, öncünün hazırlığının nicelik ve niteliğine göre iktidar perspektifi kazanabilir. Hazırlık bu yüzden ciddiyet gerektiren bir iştir; savsaklanamaz ve ertelenemez. Öncünün taarruzu iyi niyetli fakat maceracı bir girişim olarak kalır.

TARİHSEL KOPUŞA DOĞRU
Dünya işçi sınıfı hareketinin dağınıklığı ve marksist hareketin maddi bir güç olamaması, yerelde ise saray rejiminin topyekun saldırısının yarattığı yenilgi ruh hali ve ideolojik aşınmalar, hazırlığın yeterince ciddiye alınmamasının önemli nedenlerinden biridir. Zira devrimci ruh yitirildiğinde, "zor süreçlerin" kendi içinde barındırdığı ve büyüttüğü fırsatlar görülemez. Bir yapı veya birey devrimin olasılığına inanmıyorsa eğer, sürekli mızıldanır ve sınırlarını zorlayamaz. Enerji üretemez. Kendiliğindenliğin rüzgarı onu bir o yana bir bu yana ve en sonda da gerilere savurur.

Dünya marksist hareketinin gelişemediği bir realitedir. Bunun rahatsızlık vermesi devrimci bir duygudur. Sorunun kaynağının tartışılmasını sağlar. Ne ki, gerçekliğin tablosunu yalnızca negatif tonlarla resmetmek yenilgi ruh halini yansıtır. Halbuki fotoğrafa bir de ışık saçan tonları vardır. Kapitalist sistem krizdedir. Soluklanamıyor. Kendine yeni bir yön çizemiyor. Toplumsal rıza üretmiyor...

Teori pratiğini (teorisyenliği) kapitalizmin sonu hakkında, kehanetlerde bulunmaya indirgemiyoruz. Marksist-leninistler kahin değildirler. Kapitalizmi kendi gelişim yasaları ışığında irdeleyip, sermayenin birikim sürecindeki değişimleri açıklamaya çalışırlar. Somut koşulları tahlil ederler. Materyalist diyalektik analizlerinin sonuçlarına göre konumlanırlar. Öznel arzular ve niyetler ziyade üretici güçlerin gelişimindeki nokta, kapitalist üretim ilişkilerinin altını oyuyor. Sistem adeta bir "fay vadesi" durumundadır. En ufak fay hattının tektonik bir kırılmayı tetikleyebilecek potansiyeli vardır. Uluslararası sermaye kuruluşlarının, tek tek kapitalistlerin, think-thank oluşumlarının tedirginliği, itirafları ve uyarılarından; dahası somut olgulardan yola çıkarak toplumsal rejim krizinden söz edebiliyoruz. Resesyon, enflasyon, çatışmalar, emperyalist savaş hazırlıkları, protestolar, ayaklanmalar, grevler ve kitlelerin merkez siyasetlerden kopuşmaya başlaması, bunun yanı sıra kültürel alandaki alt üst oluş tarihsel bir kavşağa girdiğimizi gösteriyor.

Yeni bir tarihsel kopuşun nesnel koşulları olgunlaşıyor. Özel olarak tarihsel kopuşları irdeleyen bir tarihçi, belirtilerin "zamanın yine bir kopuş için olgunlaştığını gösteriyor" tespitinde bulunuyor. Mevcut "uygarlık" ya çökecek ya da değişecek. Marksist hareketin öznel durumu, dünyanın ve bölgesel jeopolitik atmosferin "Kelebek Etkisi"ne her zamankinden daha müsait olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

SIÇRAMA FIRSATI
Olgunlaşmakta olan tarihsel kopuş süreci marksist harekete ve öncüye zaman ve yeni yeni fırsatlar tanıyor. Süreci hakkıyla karşılayamayan öncünün mevcut durumundan önder partiye, kitle partisine sıçrama yapabilmesi hayal değildir.

Rusya'da Iskra gazetesi çıktığında sosyalistler yaklaşık -sadece- on kişiydiler. RSDİP'in üye sayısı 1905 Devriminde seksen binin üzerine çıktı. Bolşevik Parti, 1917'nin başlarında öyle zayıflamıştı ki, "Kanlı Pazar"ın yıldönümünde bir bildiri dahi çıkartamıyordu. Bolşevikler Mart 1917'de birkaç yüz kişilik bir gruptan oluşuyordu. Ama sadece birkaç ay sonra, Temmuz 1917'de, Bolşeviklerin üye sayısı tamtamına iki yüz elli bine ulaşmıştı! Bolşevikler, olağanüstü koşullarda olağanüstü hızla kitle partisine, gerçek manada bir işçi partisine dönüştüler. Lenin ve iki MK üyesi dışında, kimsenin ihtimal vermediği sosyalist devrimi gerçekleştirdiler.

Bolşevik Devrimi sınıf mücadelesinin karmaşık ve sıçramalı yapısını gösteren çarpıcı bir örnektir. Bununla beraber, devrimin zaferle taçlanmasını üç faktör belirledi. Birinci etken kesinlikle Lenin idi. Devrimci ruhu daima canlı tutmasıydı. Yenilginin alışkanlığa dönüştüğü, devrimci ruhun sönümlendiği, unutulmaya yüz tuttuğu bütün o "zor" anlarda bile devrimi olasılık dahilinde görmesiydi. İkincisi, birinci etkene bağlı olarak Bolşeviklerin hazırlığıydı. Üçüncüsü de Lenin'in parti modeliydi. Ünlü tarihçi Eric Hobsbawm Lenin'in parti modelini şöyle anlatır:

"Bu biçim (örgüt modeli-bn) küçük örgütlere güçleriyle orantılı olmayan bir önem kazandırdı, çünkü parti üyelerinden askeri disiplin ve bağlılıktan da fazla, olağanüstü bir adanmışlık ve fedakarlık ve parti kararlarının ne pahasına olursa olsun yerine getirilmesi üzerinde tam bir zihinsel yoğunlaşma bekleyebiliyordu. Bu özellikler düşman gözlemcileri bile derinden etkiledi.

Komünistler, sadece Lenin'in 'öncü parti' yapısı ... bir güç üretmek amacıyla tasarlandığı için değil, illegalite, baskı ve savaş gibi olağanüstü koşullar 'profesyonel devrimciler'den oluşan bu yapılarak özellikle uygun düştüğü için direnişi ele geçirdiler." (E. Hobsbawm, Kısa 20. Yüzyıl)

Bolşevikler çok az sayıda kişiyle hayatın içine; "Kelebek Etkisi" yaratabilecek çelişkilerin yoğunlaştığı ve keskinleştiği alanlara serpilmiştiler. Kanatlarını çırpabilecek bütün kelebekleri sadece gözlemlemiyor, onlarla etkileşim halindeydiler. Merkezden yerele ve yerelden merkeze sağlam ağlar örmüştüler. Bu sayede işçi sınıfını partiye kanalize edebildiler. Lenin ve bolşeviklerin alameti farikası kitlelerin arzularını okuma ve bu arzuların nasıl gerçekleştirilebileceğini bilme kapasiteleriydi. Bolşeviklerin, eylem biçimlerini ve araçlarını değiştirip dönüştürebilmeleri ve an'ın ihtiyaçlarını temel ilkelere ustaca bağlayabilmeleri proletaryayı zafere taşıdı.

Devrim bugün bambaşka koşullarda güncellik kazansa da, tarih neden farklı koşullarda teşekkür etmesin?

Tarihsel kopuş sürecinin önderliği için marksist leninist komünistler, 2023'te "Devrimin güncelliğine inan- hazırlan!" sloganını kendilerini şiar etmelidirler. En ufak memnuniyetsizliğin dahi "Kelebek Etkisi" yaratabileceğinin bilinciyle evlerden fabrikalara maddi hayatın üretildiği her yerde örgütler kurmalı ve onları sağlamlaştırmalıdırlar.