22 Eylül 2024 Pazar

ESP, kaçırılarak kaybedilen Hüseyin Toraman'ı andı

ESP İstanbul İl Örgütü, 27 Ekim 1995 yılında evinin önünden kaçırılarak kaybedilen Hüseyin Toraman için kaçırıldığı evin önünde anma yaptı. Hüseyin Toraman'dan Hasan Ocak'a ve tüm kayıplar bulunana kadar mücadeleye devam edeceğini belirtti.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Örgütü, 27 Ekim 1991'de kaçırılarak kaybedilen Hüseyin Toraman'ı andı. Anmaya ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, MYK üyesi Şahin Tümüklü ve ESP İstanbul İl Başkanı Pınar Türk, SGDF üyeleri de katıldı.
 
ESP üyeleri, Toraman'ın kaçırıldığı evin önüne Toraman'ın fotoğrafları ve "Kaybedenler kaybedecek" sloganı ile yürüyüş düzenledi. Yürüyüş esnasında Toraman'ın kaybedilme öyküsü anlatıldı ve devletin kaybetme politikası teşhir edildi.
 
"Hüseyin Toraman onurumuzdur", "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganlarının atıldığı anma, devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler adına yapılan saygı duruşu ile başladı.
 
Anmada Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu (ÖTSP) adına yapılan konuşmada, "27 Ekim 1991'de bir devrimci gençlik önderi evinden kaçırılarak kaybedildi. Beyaz ölümler diye tarif ettiğimiz bu kaybetme politikasına dair Hüseyin Toraman'ın bulunması için ailesi ve yoldaşlarının yürüttüğü mücadele, kayıplar mücadelesinin ilk fişeğiydi aynı zamanda" denildi.
 
Kocamustafapaşa'daki evinden ekmek almaya çıktığı sırada silahlı ve telsizli kişilerce kaçırılan ve bir daha ulaşılamayan Hüseyin Toraman için ailesinin ve yoldaşlarının yürüttüğü mücadele sonrası dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın Toraman'ın üzerinde sahte kimlikle yakalandığını açıklamak zorunda kalmasının anlatıldığı konuşmada, Ağar'ın bu itirafının devletin kaybetme politikasının özeti olduğu belirtildi.
 
ESP adına yapılan konuşmada ise "27 yıl önce bu sokakta dolaşan, bu semtin insani Hüseyin Toraman güpegündüz kaçırılarak kaybedildi. Ne yazık ki bizde mezarlarına ulaşamadığımız diğer kayıplarımız gibi Hüseyin'i mezarı başında değil kaçırıldığı bu yerde onu anıyoruz" denildi.
 
"Hüseyin Toraman daha iyi bir dünya ve gelecek istediği için devlet tarafından katledildi. Emeği sömürülen, katledilen insanların hesabını sormak için mücadele ediyordu. Bizden birisiydi Hüseyin Toraman" denilen konuşmada devletin kaybetme politikasının 27 yıldır devam ettiği, Cumartesi Anneleri'nin yakınlarının akıbetini sormak için her hafta yaptığı oturma eyleminin de keyfi olarak yasaklamasının da bu politikanın devamı olduğu söylendi.
 
"Çocuklarını aramak meşru bir hak değil midir? Yakınlarını aramak ve sormak her annenin, babanın, eşin, çocuğun görevi değil midir?" diye sorulan konuşmada Hüseyin Toraman'dan Hasan Ocak'a ve tüm kaybedilenlerin hesabını sormaya devam edileceğinin sözü verildi.