22 Eylül 2024 Pazar

Fincancı: TTB, dayanışma içinde mücadeleyi büyütmek için var

14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle hekimlere açık mektup yazan TTB MK Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Gelin şiddetsiz, güvenli, güvenceli ve demokratik bir yaşamı hep birlikte örelim" dedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle tüm hekimlere açık bir mektup yazdı.

Depremin üzerinden bir yıldan fazla geçmesine rağmen deprem bölgesinde değişen bir şeyin olmadığını, pandeminin artçı etkilerinin ise sürdüğünü ifade eden Fincancı, "Peki biz hekimler; yok sayıldığımız, tüketim nesnesine dönüştürülen sağlığın araçları olarak tepe tepe kullanıldığımız, ölümüne çalıştırıldığımız, emeğimizin değersizleştirildiği koşullarda neler yapabiliriz, bu zorlukların üstesinden birlikte gelebilir miyiz diye sormak ve yanıt aramak isterim bir 14 Mart'ta daha mektubumla sizlere ulaşırken" ifadelerini kullandı.

11 Ekim 2021'de başlatılan "Emek Bizim Söz Bizim" eylemlerini, Beyaz Yürüyüş, Forum, Nöbet, G(ö)rev eylemlerini hatırlatan Fincancı, 12 Ağustos 2022'de Sağlık Bakanı'nın "Beyaz Reform" demek zorunda kaldığını, hekimlerin ekonomik koşullarında kısmen de olsa bir iyileşme sağlandığını kaydetti.

Fincancı, şöyle devam etti: "Bizleri makineleştiren sistem içinde 10 dakikada bir verilen randevular yerini o 10 dakikaya iki hatta daha fazla hasta sıkıştırmak zorunda bırakmış; itirazımızı dile getirdiğimiz 20 Ekim 2021 gününün ardından süren eylemler ile 5 dakikada hekimlik yapılamayacağını, sağlığın o dakikalara sığamayacağını topluma da anlatma çabalarımız sonucunda, bakan 354 gün sonra randevu aralığının 10 dakikadan daha kısa olamayacağını açıklamak zorunda kalmıştı."

Meslektaşlarının uzun çalışma saatleri sonrası yaşadıkları trafik kazalarıyla katledildiklerini ve ardından geniş çapta eylemlilikler düzenlediklerini anımsatan Fincancı, "Asistan hekimlerimiz TTB'ye başvurarak nöbet ertesi izin kullanımının değişik gerekçeler öne sürülerek reddedildiğini bizlerle paylaşmaya devam ediyor. Yaptığımız girişimler, idarelerle yazışma ve görüşmeler ise bizleri akıntıya karşı kürek çeker durumda bırakıp, akıntı da çok güçlü olmasına rağmen biz haklarımızı talep etmekten de mücadeleden de vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz elbette" dedi.

6 Temmuz'da bir meslektaşlarının daha hasta yakını tarafından katledildiğini, ardından Türkiye'de tüm sağlık kurumlarında iş bıraktıklarını kaydeden Fincancı, sağlık otoritesine sağlıkta şiddete karşı önlem alması, TTB olarak hazırladıkları yasa tasarısının eksiksiz kabulü için çok sayıda eylem yaptıklarını belirtti.

Depremin ardından yerle bir olan sağlık sisteminde birinci basamak sağlık kurumlarının enkaz altında kaldığını, meslektaşlarının çalışma ortamı, gerekli araç ve gereçlerden yoksun bırakıldığını vurgulayan Fincancı, "Sağlık Bakanlığı araç gereçlerin temin edileceğini duyurmasına karşın hiçbir girişimde bulunmayınca depremin birinci yılında deprem bölgesinde meslektaşlarımızla dayanışma için yanlarında olmak hem de kamu otoritesinin görevi olsa da meslek örgütü olarak yalnız olmadıklarını göstermek üzere gereksinimlerini karşılayacak malzemelerle gitmiştik" ifadelerini kullandı.

Bu 14 Mart'ta da mücadele için 14 talebi hekimlerle paylaştıklarını ve birlikte seslenmeye devam edeceklerini vurgulayan Fincancı, "TTB meslektaşlarımızın değerini bilen, duyuran meslek örgütünüz olarak bütün ışıkları, kapıları ardına kadar açık tutup, merdivenlerden el ele tırmanacağımız günlerde birlikte, dayanışma içinde mücadeleyi büyütmek için var. Gelin şiddetsiz, güvenli, güvenceli ve demokratik bir yaşamı hep birlikte örelim" dedi.