14 Mayıs 2025 Çarşamba

Hüseyin Yeter yazdı | PKK ve Dersim'in iki yiğit devrimcisi: Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun ölümsüzdür

Ali Haydar Kaytan; PKK'de "dağların filozofu" ve "Kürtlerin dervişi" olarak bilinirdi. "Kürdistan sömürgedir" tezi ve tartışmalarına; bazı miting ve gösterilerde örgütleyici ve eylemci pratiklerine tanık oldum. Güçlü yurtsever duygu ve düşüncelerle sömürgecilik tezi ve sloganlarını sahiplenirdi. Rıza Altun yoldaşla yolum Antep Hapishanesi ve Medya Savunma Alanları'nda kesişti. Marksist leninist komünistler, Rıza Altun yoldaşla Medya Savunma Alanlarında, siper yoldaşlığı ve dostluğun en sıcak, en yüksek, en samimi ve en dostane ortaklığını, paylaşımını yaşadılar. Yaratıcı tarzı ve girişkenliği; öneri, uyarı, destek ve katkılarıyla bizim tarihimizde de iz bırakan yoldaşlardan oldu.

PKK'nin 12. Kongresi'nde, kurucu ve öncü kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'un ölümsüzleştiği açıklandı. Bazı zamanlarda yollarımızın, paylaşımlarımızın ve devrimci konuşmalarımızın kesiştiği bu iki devrimciyi sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Üzüntümüz büyük, Kürt ve Türk halklarımızın kurtuluşuna olan inancımız da büyük!

Coğrafyamızda, 1970'li yıllar, ('90'lı yıllar da dahil) tutkulu devrimcilik yıllarıydı. Ve bu dönemin duygu, düşünce, inanç, irade ve eylemiyle şekillenen bu iki devrimci militan da, halklarımızın devrim ve özgürlük kavgasında iz bıraktılar, onurla yerlerini aldılar.

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun yoldaşlar, ikisi de, Kürt ve Alevi Dersim soykırımı acılarının anlatıldığı ve ağıtlarının söylendiği koşullarda doğdu ve yaşadı. İkisinin de ailesi, Dersim'in sürgünleriydi: Ali Haydar Kaytan'ın ailesi, Dersim isyanında direnen Hayderan aşireti mensubudur. Dersim soykırımı ve "mecburi iskan"ı yaşar. Sonra köyüne geri döner. Rıza Altun'un ailesi ise, Osmanlı'nın 19. yüzyıl ortalarında "denetim dışı alanları yeniden itaat altına almak sonucu" Dersim'den Sarız'a (Kayseri) göç ettirilen yoksul bir ailedir. Ve bu aile, 1960'lı yıllarda Ankara Tuzluçayır'a yerleşmek zorunda kalır.

Ali Haydar Kaytan, 1970'li yıllarda Ankara'da üniversite öğrencisidir. Fuat adıyla Cemil Bayık ve Duran Kalkan ile birlikte PKK'nin temellerinin atıldığı Çubuk Barajı toplantısında yer alır. PKK'nin "ideolojik grup" mensubudur. 27 Kasım 1978'de PKK'nin Kuruluş Kongresi'ne katılır; Parti programını hazırlayan komitenin içinde yer alır. Yaşamını Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesine adamıştır. PKK'nin kuruluşu, örgütlenmesi ve siyasal çizgisinin pratikleşmesinde önemli katkılar sunmuştur. Ulusal kurtuluş teorisi, yurtsever devrimci duygu ve düşüncelerin maddileşmesi, devrimci cesaret ve fedakarlık çıtasının yükseltilmesinde örnek, eğitici ve öncü bir tutum sahibidir. PKK'de devrimci bir siyasetçidir. Teorik çalışmaların yanı sıra gerillada şair ve edebiyatçı olarak görevler üstlenir.

PKK Merkez Komite üyesi Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan için "Fuat arkadaş önderlik mücadelesinin ruhu, bilinç hamuru, duygusu olmaya çalıştı" ifadelerini kullandı.

Ali Haydar Kaytan; PKK'de "dağların filozofu" ve "Kürtlerin dervişi" olarak bilinirdi.
"Kürdistan sömürgedir" tezi ve tartışmalarına; bazı miting ve gösterilerde örgütleyici ve eylemci pratiklerine tanık oldum. Güçlü yurtsever duygu ve düşüncelerle sömürgecilik tezi ve sloganlarını sahiplenir, bunu yer yer aşırı ve taşkın pratiklere de yansıtırdı. Bunlardan biri, 1975 yılında "Apocular" olarak katıldıkları Hozat mitingiydi. Orada bütün devrimci parti ve grupların katıldığı bir miting yapıldı. Konuşma ve slogan rekabeti, karşılıklı şiddet girişimlerine kadar vardı. Ali Haydar Kaytan'ın, "Burası Kürdistan'dır. Kürdistan sömürge bir ülkedir, burada caşlara yer yoktur" şeklindeki sözleri ve sloganlar üzerine bir gerilim yaşanmıştı. Biz, aynı yıllarda "Kürdistan sömürge değil, çünkü yarı-sömürgelerin sömürgesi olmaz" dogmatik tezini büyük bir ısrarla savunuyorduk. Tabii ki, geç de olsa, "Kürdistan'ın sömürge olduğu" tezini, biz de savunmaya başladık. Bu konuda, demek ki, bizden daha ileri bir kavrayışları vardı. Sonraki yıllarda, bu yakın tarihimiz, karşılıklı hoş sohbetlerin konusu olmuştur.

Rıza Altun yoldaşla yolum Antep Hapishanesi ve Medya Savunma Alanları'nda kesişti. Paylaşımlarımız, sohbetlerimiz ve tartışmalarımız oldu. O, Ankara Tuzluçayır'da, çocuk yaşlarda günü birlik işlerde çalışmaya başladığını, mahallenin militan ve girişken bir genci olduğunu anlatırdı. Emekçi olmanın yanında, "etnik ve inanç" bakımlardan farklı bir aileye mensup olmanın getirdiği dışlama ve baskının devrimci olmasında önemli yeri bulunduğuna işaret ederdi.

'71 devrimci hareketinin siyasi iklimi, İbrahim Kaypakkaya ve Hüseyin İnan'ın Tuzluçayır mahallesindeki siyasi ve duygusal etkisi onun devrimci yaşamında özel bir yere sahiptir. İsyancı ve kavgacı kimliğinin, devrimci düşünce ve kültürle birleşmesi onu yaratıcı, girişken ve etkileyici kılar. Bu yıllarda "Apocu grup"la tanışır. Ve mahalledeki doğal önderlik vasıfları ve etkileyici yeteneğiyle gençlik gruplarını etkiler. Dağda gerilla saflarında da aynı sempati ve sevgi vardı. Devrimci pratik zekası ve etkileyici propaganda gücüyle sevgi ve sempati yaratırdı. Girdiği, konuştuğu, dokunduğu ve paylaştığı her yerde, her grupta ve her kişi de bir iz bıraktı. Düşünce ve pratik uyumu, onda muazzam bir tutarlılık ve samimiyet yaratırdı.

Örgütü, onu şöyle tanımladı: "Toplumun her kesiminden insanla birleşti. Kavganın farklı mekanlarında kazandığı tecrübe, kazandığı düşünsel birikim, toplumun sosyolojisini analiz etme konusundaki ustalığı ve gençliğinden yadigar 'kendine has ikna yöntemleriyle' hareketin büyüleyici, sade ve çarpıcı hakikatinin taşıyıcısı oldu."

Rıza Altun militan kişiliği, pratik zekası, hızlı ve yaratıcı çözüm yöntemleriyle PKK'de eylem çizgisinin gelişmesinde önemli rol oynadı.

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun, birleşik devrim düşüncesi ve pratiğine bağlıydılar. Geçmişte yaşanan sorunların basıncı altında kalmadan, yeni durumda, birleşik devrimci hareket için yeni ilişkilerin yürütülmesi ve büyütülmesinde, siper yoldaşlığında başarılıydılar.

Bir sohbetinde A. Haydar Kaytan, Ivana yoldaşın parti ve annesine yazdığı mektupları okuyunca çok etkilenir ve duygulanır. Bunun partide bir eğitim konusu haline getirilmesini önerir.

Marksist leninist komünistler, Rıza Altun yoldaşla Medya Savunma Alanlarında, siperyoldaşlığı ve dostluğun en sıcak, en yüksek, en samimi ve en dostane ortaklığını, paylaşımını yaşadılar. Yaratıcı tarzı ve girişkenliği; öneri, uyarı, destek ve katkılarıyla bizim tarihimizde de iz bırakan yoldaşlardan oldu.

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun yoldaşlar, devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşayacaklardır. Devrim şehitleri ölümsüzdür!