3 Ekim 2024 Perşembe

'İmralı görüşmeleri keyfiyetle engelleniyor'

İmralı Uluslararası Barış Delegasyonunun Sanal Olguları Bulma Misyonu amacıyla düzenlenen online toplantıya katılan HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, ortak mücadeleye dikkat çekti. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, İmralı Uluslararası Barış Delegasyonunun Sanal Olguları Bulma Misyonu amacıyla düzenlenen online programına katıldı.

Uluslararası Komplonun yıldönümü vesilesiyle uluslararası barış delegasyonunun Türkiye'de demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerle buluşmasında konuşan Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması için büyük çaba sarf eden delegasyona teşekkür ederek başladı.

BULDAN: KEYFİ ŞEKİLDE GÖRÜŞMELER ENGELLENİYOR
Öcalan'la görüşmek için 2015 tarihinde adaya giden siyasi heyet içinde yer alan biri olarak barış ve mücadele sürecinin Türkiye'ye ve Ortadoğu'ya ne kadar önemli katkıları olduğunu ilettiğini hatırlatan Buldan, eğer görüşmeler devam etmiş ve kesintiye uğramamış olsaydı başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'da çok önemli gelişmelerin olacağına inandığını belirttiğini aktardı. Buldan, "Çözüm Süreci Erdoğan'ın tabiriyle 'rafa kaldırıldı' ya da sümenaltı edildi ancak sonuç itibariyle tüm Ortadoğu için büyük bir talihsizliktir. Sayın Öcalan adada son görüşmemizde bu durumu öngörmüş ve 'bir daha buraya gelemeyebilirsiniz' demişti" ifadelerini kullandı. 

Buldan, şöyle devam etti: "AKP-MHP iktidarı işine geldiği zaman İmralı Adasına istediği kişiyi gönderip, işine gelmediği zaman da avukatların, ailelerin gidişine izin vermiyor. Keyfi bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız. Aile ve avukat görüşlerinin önünde hiçbir engel olmamasına rağmen tamamiyle keyfi bir şekilde görüşmeler engelleniyor.

'ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ'
Erdoğan'ın, Sayın Öcalan'ın ağzından görüşler paylaşması tutarsızdır. Eğer varsa bir görüşme Sayın Öcalan'ın görüşlerini ailesi ve avukatları aracılığıyla paylaşılmasının ya da kendisinin paylaşmasının önü açılmalıdır.

Diğer cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile tecrit doğrudan bağlantılıdır. Cezaevlerinden cenazelerin çıktığı bir döneme girdik. Böyle bir dönemde Öcalan'dan haber alınamamasının daha çok üzerine düşmemiz gerekmektedir. Bu konudaki çabalarımızı büyüterek hükümete karşı çağrılarımızda baskıcı olmamız gerekiyor. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu siyasi ve hukuki atmosfer ülkeyi felakete götürüyor. Bu sorunun çözülmesinin tek yolu ise Kürt sorununun çözülmesi ve tecritin kalkmasıdır. HDP olarak üzerimize düşeni yapıyoruz ama bu herkesin sorumluluğundadır."

SANCAR: ÇÖZÜM YARATACAĞINA İNANIYORUM
Sancar ise bir ülkenin rejim sorunlarının en iyi okunabileceği yerin hapishaneler olduğuna dikkat çekti. İmralı'da uygulanan rejimin Kürt Sorununa yaklaşımının bu sorunu her açıdan güvenlikçi politikalara sıkıştırmanın bir yansıması olduğunu dile getiren Sancar, şöyle devam etti: "Eğer cezaevlerindeki rejimi kırabilirsek Türkiye'deki demokraktikleşmenin yolunu açmış olacağız. Kürt Sorununun çözümünde içeride ve dışarıda etkin olmak Kürt Sorununda çözümsüzlük politikasını zayıflatmanın önünü açar, çözüm politikalarının önü açılırsa eğer, İmralı'daki tecrit de kırılır.

Tecride karşı çıkış aynı zamanda çözüm istemektir ve bölgede barış istemek tecritin kırılması için önemli bir roldür. Çözüm, barış ve tecrit denklemi diyalektiğin temelini oluşturuyor. Bu sebeple, ortak mücadelenin hem içeride hem uluslararası alanda çözüm yaratacağına inanıyorum."