21 Eylül 2024 Cumartesi

İnşaat işçileri: Ücretlerimizin tamamını almadan hiçbir yere gitmeyeceğiz

Yapı Merkezi önünde iki haftadır gasp edilen ücretleri için direnişte olan inşaat işçileri, hakları olan ücretin tamamını almadan hiçbir yere gitmeyeceklerinin altını çizdi.

Tanzanya'da Yapı Merkezi'ne ait demir yolu projesinde çalışan 2 bin işçi, DİSK'e bağlı Dev Yapı-İş sendikası öncülüğünde başlattıkları direnişle 6-7 ay boyunca gasp edilen ücretlerini almıştı. Gasp edilen ücretlerini alamadığı için çeşitli sebeplerle Türkiye'ye dönen işçilerin Yapı Merkezi'nin Burhaniye'de bulunan merkezi önünde başlattıkları direniş ise devam ediyor.

Direnişteki işçiler Ufuk Bilgen ve Cengiz Çakmak, ETHA'ya konuşarak haklarını alana kadar Yapı Merkezi'nin önünden ayrılmayacaklarını vurguladı.

BİLGEN: HAKKIMIZI ALMADAN GİTMEYECEĞİZ
Direnişteki işçilerden Ufuk Bilgen, projede çalışmaya başladıklarında ücretlerinin genelde 2-3 ay geriden yatırıldığını ancak son 1 yıl içerisinde gasp edilen ücretlerinin giderek arttığını vurguladı. Son dönemde bir ödeme olup olmayacağına dair kendilerine herhangi bir bilgilendirme de yapılmadığının altını çizen Bilgen, "Ödeme yok, para yok. İçeride kalan ücretlerimiz 5-6 maaşı geçti" dedi. Çok sayıda insanın ikale anlaşması, arabuluculukla, bir kısım işçinin ise direkt iş akdini feshederek geldiğini söyleyen Bilgen, bu yaptıkları anlaşmalarda da patronun gasp edilen ücretlerinin ödenmesi için belli tarihler verdiğini ancak bu tarihlere de uymadığını kaydetti. Ofisi arayıp bilgi almak istediklerinde ise "Mahkemeye verin, icraya verin" gibi ifadeler kullandıklarını aktaran Bilgen, bunun karşısında işçilerle bir araya gelerek direnişe başlama kararı aldıklarını ifade etti.

'AFRİKA SICAĞINDA 1.5 LİTRE SU HAKKIMIZ VARDI'
Oradaki çalışma koşullarından da bahseden Bilgen, Afrika sıcağında günlük sadece 1.5 litre su hakları olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Hiçbir şantiye iyi değildir, oradaki de iyi değildi. İnsanların zaten çoğu borcu harcı olduğu için gitti Afrika'ya ama daha da kötü halde geldiler. Ben çok arkadaşımı biliyorum ki icralık oldu. Ben de icralığım. Ailesinden ayrılan da oldu, çok büyük sıkıntıları olanlar oldu. İnsanlar çıktı geldi, paramızı alırız toparlarız dedi ama daha da beter bir hale geldi. İnşallah direne direne kazanacağız yani başka yolu yok."

Çok sayıda siyasi partiye ve milletvekillerine ulaştıklarını ancak belli partiler haricinde kimsenin kendilerine destek olmadığını dile getiren Bilgen, İŞKUR sözleşmeli gitmiş olmalarına ve çok sayıda dilekçe vermelerine rağmen Çalışma Bakanlığı'nın da kendileriyle hiç ilgilenmediğinin altını çizdi.

Bilgen, "Paramızı alacağız, başka çaremiz yok. Burada bir şekilde almaktan başka çaremiz yok. Mahkemeye versek doğrudur, mahkeme kanuni hakkımızdır ama 3-4 seneden, 5 seneden önce alma imkanımız yok. Burası da zaten onu istiyor. Biz de geldik burada bu şekilde eylemimizi devam ettireceğiz. Hakkımızı almadan gitmeyeceğiz, bu kadar" dedi.

ÇAKMAK: AİLEMİZİN TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMAZ HALE GELDİK
Ücretlerini alamadıkları için burada olduklarını belirten Cengiz Çakmak, yaklaşık 6 aylık bir maaş ve kıdem ve ihbar tazminatlarını alamadıklarını söyledi. "Ödeyecekleri tarihleri kendileri belirtmelerine rağmen ödemediler. Biz de onun için buradayız" diyen Çakmak, ailelerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiklerinin altını çizdi.

Zorlu koşullar altında çalıştıklarını vurgulayan Çakmak, Afrika koşullarının yanı sıra yönetimden baskı ve mobbing gördüklerini de aktardı. "Biz iki dakika geç kalsak uyarı alıyorduk ama maaşlarımız 6-7 ay gecikince bu yöneticilerden hiçbir ses çıkmıyor" diyen Çakmak, belli günler ve saatler dışında kamp dışına çıkan işçilerin bile tutanak tutularak Türkiye'ye gönderildiğini söyledi.

Direnişe başladıktan sonra bitirmeleri için kendilerine komik rakamlar teklif edildiğini söyleyen Çakmak, ücretlerinin tamamını almadan hiçbir yere gitmeyeceklerini vurguladı. Patrona çağrıda bulunan Çakmak, şu ifadeleri kullandı: "Paralarımız ödensin, biz de evimize gidip ailemizin temel ihtiyaçlarını karşılayabilelim ve işimize bakalım. Eğer alacaklarımızı alamazsak şu an benim bir çocuğum hasta olsa hastaneye götüremeyecek durumdayım. O yüzden buradayım. Paramızı ödesinler, biz de buradan gidelim."