22 Eylül 2024 Pazar

İzlenim | Yüzbinlerin Newroz mesajı: Örgütlü mücadelede ısrar, eşitlik, özgürlük iradesini büyütme

Dün İstanbul başta olmak üzere alanlara çıkan yüzbinler dosta da düşmana da esaslı bir cevap verdi. Bu yıl Newroz meydanına akan kitle Türkiye cephesinde yerel seçimlerde aday çıkaran partisine sahip çıktı. Seçimlerde açığa çıkan enerjinin ve kitleye gitme iradesinin karşılığını aldı DEM Parti.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da dün birçok kentte yüzbinlerce insan alanlara çıktı, Newroz ateşi yaktı. İstanbul, İzmir, Van, Antep başta olmak üzere 21 merkezde yüzbinler faşizme karşı demirci Kawa'nın izinden yürüyeceğini bir kez daha gösterdi.

Kürtlerin ulusal uyanış bayramı olmasının yanı sıra Newroz, başta Türkiye ve Kuzey Kürdistan olmak üzere Ortadoğu'nun siyasi yaşamında önemli bir gün. Faşist rejimler ile ezilen halklar arasında siyasi güç dengesinin rengini ortaya çıkaran bir anlama ve öneme sahip. Dün İstanbul başta olmak üzere alanlara çıkan yüzbinler dosta da düşmana da esaslı bir cevap verdi. Bu yıl Newroz meydanına akan kitle Türkiye cephesinde yerel seçimlerde aday çıkaran partisine sahip çıktı. Seçimlerde açığa çıkan enerjinin ve kitleye gitme iradesinin karşılığını aldı DEM Parti.

Yaz sürecinde yapılan halk toplantılarında dile getirilen üçüncü cephe siyasetine uygun bir politika uygulanması iradesine karşılık veren DEM Parti, Türkiye ve Kuzey Kürdistan kentlerinde aday çıkararak iddialı ve özgüvenli bir seçim startı verdi. Bugün Kürt halkı başta olmak üzere kitleler de partisinin bu hamlesine alanları doldurarak karşılık verdi. Kitleleri kazanma, örgütlü olmanın önemi, birlikte siyaset yapmanın gücü bir kez daha pekiştirildi. Kısaca İstanbul, İzmir, Van, Antep Newrozlarında ezilen halklar, işçi ve emekçiler, kadınlar, gençlik, örgütlü mücadeledeki ısrar edeceği, partisi ile birlikte eşitlik ve özgürlük iddiasını, iradesini büyüteceği mesajını verdi.

Bir başka mesaj da faşizmin inkar, imha ve sömürgeci politikalarına karşı zindanlardaki açlık grevi direnişini sahiplenme, Kürdistan'a özgürlük, faşizme karşı mücadele ve Kürt halkının önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasına ilişkin sloganlarla verildi. Tutsak siyasetçilerin isminin kürsüden zikredildiği her durumda kitlenin enerjisi ve coşkusu yükseldi, farklı biçimlerde olumlu reaksiyonlar verdi. Sömürgeciliğin her türlü saldırısına rağmen Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecride ve hapishanelerdeki açlık grevi direnişine sahip çıkıldı. Özellikle "Bijî berxwedana zindanan" sloganı alanda, alana giriş ve çıkışta fiili yürüyüşe dönüşen zamanlarda sıkça atıldı.

Özellikle İstanbul mitinginin bitişinde Aksaray'a kadar yürüyen kitle sık sık sloganlarda hapishanedeki devrimci tutsaklara ve İmralı'ya selam gönderdi.

İstanbul ve Van başta olmak üzere dün gerçekleştirilen Newroz eylemlerinde genç ve kadın ağırlıklı bir kitle vardı. Özellikle geçen yılla kıyasladığımızda, ikiye hatta üçe katlayan bir kitle katılımı söz konusuydu.

CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesinin emekçi mahallelerindeki araç sayısını azaltması, AKP'li Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı TCDD'nin Marmaray seferlerini azaltması kitlenin katılımını engelleyemedi. Ezilenler, emekçiler inatla gecikmeli de olsa miting alanına gelerek faşist saldırganlığa, sömürgeci politikalara yanıt verdi. DEM Parti birçok semtten araç kaldırdı, ancak araçlar halkın yoğun katılımı nedeniyle yetersiz kaldı. Araçlar dolduğu için insanlar kendi imkanları ile alana ulaşmak zorunda kaldı. Miting yarılanmışken büyük bir kalabalık hala alana girmeye çalışıyordu.

2002 yılı ölüm orucu direnişinde Newroz'da ölümsüzleşen komünist Tuncay Yıldırım'ın fotoğraflarını taşıdığı ve tutsakların açlık grevine destek sloganı attığı için gözaltına alınan SGDF'lilere güçlü bir sahiplenme vardı. Başta Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) bileşenleri olmak üzere devrimci örgütlerin ve kitlenin gözaltına alınanlar bırakılıncaya kadar alana girmeme iradesi ve devrimci dayanışması karşısında faşizm geri adım atmak zorunda kaldı. Bu örgütlü duruşun gücünü bir kez daha göstermesi bakımından oldukça önemliydi. Böylesine bir sahiplenme yaşanırken, EMEP kortejinin gözaltıların serbest bırakılması için direnen kitlenin yanından geçip gitmesi hem kitlelerin hem de devrimci dayanışmayı esas alanların hafızasındaki yerini aldı.

İstanbul Newrozu'nda polis Barış Anneleri ve Adalet Nöbeti'ndeki aileleri alana almak istemedi, özellikle Batı kentlerinde kesk û sor û zer bayrakları, şalları yasaklandı, arama noktalarında birçoğuna el konuldu. Fakat her türlü baskıya rağmen Newroz alanı direnenlerle ve direnişin renkleri ile doldu.

Polisin bu irade karşısında aldığı tutum ise içler acısı ve zavallıydı. Öyle ki paraşüt pantolon giyen bir genç kadın, pantolonu gerilla kıyafetine benzediği gerekçesi ile alana alınmak istenmedi. Bunun mağazada satılan bir kıyafet olduğu yönündeki itiraza ise polisin, "Sen bunu ideolojik amaçla giyiyorsun" yanıtı pervasız ve acınası bir durumda olduğunu gösterdi.

Bu acizlik ve pervasızlık Kocaeli Newrozu'nda bir kadının bebek arabasıyla alana girişinin engellenmesi, bir çocuğun Amed Spor formasına el konulması biçiminde karşımıza çıktı. Arama noktalarında polisin sürekli gerilim yaratması, alana girişleri engelleme, kitlesel katılımı zayıflatma çabaları ise boşa çıkarıldı.

Örgütlü bir halkın Newroz'a ideolojik ve politik bir amaçla katıldığını, "bahar bayramı veya Nevruz" denilerek demirci Kawa'nın başlattığı direniş geleneğini ehlileştirme ve içini boşaltma politikasının tutmadığının kabulüydü aslında bu engellemeler.

Halkın faşizme karşı direnişini kıramayanlar, Newroz alanından ayrılanlara saldırarak, işkence, cinsel taciz saldırısında bulunarak terör estirdi. İstanbul Newrozu'nda işkenceyi görüntülemeye çalışan basına da saldırı yaşandı. Avukatların işkenceyi ve gözaltı saldırısını engellemeye yönelik çabaları da Newroz alanını dolduran halkın verdiği yanıtın bir parçası oldu.

Devletin Kürt halkıyla, Türkiyeli işçi ve emekçilerin, gençlerin, kadınların buluşmasını engelleme çabasına bir de alanın içinde teşne olanlar vardı. Geçtiğimiz yıl Diyarbakır Newrozu'nda Qazi Muhammed posterleriyle boy gösteren, Hitler'in Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi isminden esinlenerek kendilerini Nasyonal Kürtler diye adlandıranlar, İstanbul Newrozu'nda devrimcilere ve LGBTİ+'lara saldırdı. Devrimcileri "kemalist" diye yaftalayarak bayraklarını, Deniz Gezmiş posterlerini yakan Nasyonal Kürtler, LGBTİ+'lar üzerinden DEM Parti'yi hedef aldı. Kürt halkının sembollerini ve değerlerini kullanan burjuva ulusalcı, gerici Nasyonal Kürtler, özellikle Kürt özgürlük hareketi ile devrimcilerin birleşik mücadelesini baltalama çabası içinde.

Ne devletin ne de Kürt halkının değerlerini kullanarak Kürt halkına ihanet edenler, devletin aparatı haline gelenler yüzbinlerin Newroz alanlarında birleşmesini engelleyemedi.

Sonuç olarak, kitleye güven, kitlelerle birlikte mücadele etmek, örgütlü bir halkın yenilemeyeceği gerçeği bir kez daha yüzbinlerin ağzından tokat gibi faşizmin yüzüne çarptı. Yaşasın Newroz, yaşasın direniş...