20 Eylül 2024 Cuma

İzmir'de kadınlar isyanını yükseltti

İzmir'de bir araya gelen kadınlar, yaşamak için örgütlenmeye, mücadeleye çağırdı. İran'dan Rojava'ya Filistin'e direnen kadınların selamlandığı eylemde, isyan vurgusu yapıldı. Nefret söylemlerine karşı LGBTİ+'lar ve göçmen kadınlarla dayanışma çağrısı yapılan eylemde, katledilen kadınların ve tutsak kadın siyasetçilerin isimleri sayılarak onlarla birlikte mücadelenin sürdüğü vurgulandı.

İzmir Kadın Platformu'nun çağrısıyla çok sayıda kadın Alsancak'taki Kıbrıs Şehitleri Caddesinde isyanını yükseltiyor. Eski Leman Kültür Merkezi önünde buluşan kadınlar, "Savaşa, yoksulluğa, gericiliğe, erkek-devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükseltiyoruz" pankartıyla yürüyüşe geçti.

"Savaşa, sömürüye, erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız", "ILO 190 Sayılı Sözleşme imzalansın", "Yaşasın kadın dayanışması", "Yaşamlarımızı enkaz alında bırakmaya çalışanlara karşı feminist mücadele", "Güvenceli iş, güvenceli gelecek için mücadele", "Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Günde beş vakit şiddet bu nasıl adalet", "1 silahlı insansız hava aracına harcanan para ile 200 kreş açılabilirdi", "İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz", "Yaşamak için sokağa" sloganlarının öne çıktığı dövizler taşındı.

İRAN'DAN ROJAVA'YA FİLİSTİN'E DİRENEN KADINLAR SELAMLANDI
Jina Mahsa Amini, Gülistan Doku, Deniz Poyraz'ın fotolarını taşıyan kadınlar, kadın cinayetleri, erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi büyüteceklerini haykırdı.

Kadın isyanının yükseldiği eylemde, Filistin ve Rojava'da direnen kadınlar sloganlarla selamlandı; göçmen kadınlarla dayanışma çağrısı yaptı.

Kadınlar sık sık "Geceleri, sokakları, meydanları terk etmiyoruz". "Filistin'de direnen kadınlara bin selam", "Bağır bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Susma haykır eşcinseller vardır" sloganlarını attı.

İSYAN TEMASI ÖNE ÇIKTI
Yaklaşık bin kadın ve LGBTİ+'nın katıldığı yürüyüşte aile kurumuyla kadınların özgürlüğünün kısıtlanması, İstanbul Sözleşmesinden çıkılması, erkek ve devlet şiddetine isyanı içeren dövizler taşındı.

Kadın mücadelesini büyütme, isyan vurgusu öne çıkan yürüyüş Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde sona erdi. Pınar Çetinkaya ve Elif Uygurlu basın metnini okudu.

'ÖFKEMİZ VE İSYANIMIZLA SOKAKTAYIZ'
25 Kasım'ın tarihçesinin hatırlatıldığı açıklamada, Mirabel kardeşlerin cüreti ile erkek egemenliğine, baskıya, gericiliğe, ayrımcılığa, nefrete, yoksulluğa, şiddete, depremin yarattığı yıkıma, savaşa, işgale karşı öfke ve isyanla sokakta olduğu vurgulandı.

'BİZİM OLANI TERK ETMİYORUZ'
Kadınları kamusal alandan çıkartıp evlere hapsetmek istendiğinin vurgulandığı açıklamada, "Sık sık yeni anayasa değişikliğine vurgu yaparak var olan haklarımıza nasıl göz diktiklerini dillendiriyorlar. İstiyorlar ki kadınlar evlerde otursun, istiyorlar ki kadının yeri sadece aile içi olsun. Bizler bu düzeni kabul etmiyoruz. Alanları meydanları haklarımız için, yaşamlarımız için dolduruyoruz. Bizim olanları terk etmiyoruz" denildi.

'NEFRET SÖYLEMLERİ ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR'
AKP-MHP iktidarının ve onun gerici ittifaklarının kadın-LGBTİ+ ve çocuk düşmanı politikaları ile erkek şiddetini her geçen gün artarken, kadınların yıllarca mücadele ederek kazandığı İstanbul Sözleşmesinin bir gece de fesh edildiğini; 6284 sayılı yasa, nafaka hakkının gasp edilmeye, boşanma hakkının engellenmeye, çocuk istismarı aklanmaya, medeni kanunun değiştirilmeye çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, "LGBTi+ düşmanlığı ile 'kutsal aile' yalanları, cezasızlık politikaları, iktidarın en tepesinden örgütlenen nefret söylemleri şiddeti körüklüyor" ifadeleri kullanıldı.

İktidarın savaş politikalarına tepki gösterilen açıklama, şöyle devam etti: "Emperyalistlerin savaş politikaları en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor. AKP İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırılarını kınamaktan öteye geçmezken İsrail ile tüm siyasi ekonomik ilişkilerini sürdürmeye devam ediyor. Bizlerin hamaset politikalarına karnı tok. Bizler kuru gürültü değil somut adım istiyoruz. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeli, Filistin halkının siyasal hak eşitliği ve devlet olma talebi tanınmalıdır. Sınırları aşan dayanışmamız ile sesleniyoruz; İsrail ile yapılan tüm ikili anlaşmaların iptal edilsin, ABD ve NATO üstleri derhal kapatılsın. Rojava dahil olmak üzere sınır ötesi operasyonlara son verilsin, savaş teskeresi geri çekilsin. Emperyalistlerin savaş politikaları en çok kadınları ve çocukları etkiliyor. Milyonlarca kadın ve çocuk yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalıyor. Ülkemizdeki göçmen ve mülteci kadınlar hem ucuz iş gücü deposu hem de ayrımcı politikaların hedefi haline getiriliyor. Hepimizin yaşadığı yoksulluk, şiddet ve sömürüyü daha derinden yaşayan göçmen kadınlar bir de Geri Gönderme Merkezleri'ndeki fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalma korkusudur yaşıyor. Biz kadınlar, ülkemizde ve dünyada savaşın yüklerinin omuzlarımıza bırakılmadığı, barış içinde bir yaşam istiyoruz."

'SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ'
Eylem katledilen Emine Bulut, Nadira Kadirova, Gülistan Doku, Özgecan Aslan, Şule Çet, Hande Buse Şeker, Ayşegül Aydın, Başak Cengiz, Neslihan Kaya, Esra Maş, Azra Gülendam Haytaoğlu; tutsak siyasetçiler Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Leyla Zana, Aysel Tuğluk, Nevin Yıldırım, Çilem Doğan, Deniz Poyraz, Berna Çelik, Cumartesi Annelerinin sayılması ve "Burada" yanıtının ardından, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganıyla sona erdi.