4 Aralık 2024 Çarşamba

Kadın grevini hep birlikte örgütleyebiliriz

4. Kongrenin ardından SKM Genel Sözcüsü seçilen Beycan Taşkıran, kadınların örgütlülüğüne saldırıların yoğunlaştığı bu dönemde en önemli görevlerinin SKM'nin ve birleşik kadın hareketinin örgütlülüğünü büyütmek olduğuna dikkat çekti. Taşkıran, "8 Mart'ta kadın grevi" kararına ilişkin de "Belki milyonlar katılmayabilir ama" dedi, erkek egemenliğiyle kapitalist sömürüye karşı mücadelenin birleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Sosyalist Kadın Meclisleri, 25 Mart'ta 4. Kongresi'ni topladı. Kongrede yeni dönem politikalarını belirleyen SKM, Genel Meclis'ini de seçti. Kongrenin sonuç bildirgesinde, erkek egemenliğine karşı kadın örgütlülüğünün önemine dikkat çekilirken, birleşik kadın hareketinin büyütülmesi ve 2019 8 Mart'ında kadın grevi örgütlenmesi kararları alındığı duyuruldu.
 
Kongrenin ardından toplanan Genel Meclis'te SKM Genel Sözcüsü seçilen Beycan Taşkıran, kongreyi, alınan kararları ve SKM'nin yeni dönemini değerlendirdi.
 
SKM Genel Sözcüsü Beycan Taşkıran'ın ETHA'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
 
SKM 4. kongresiyle yeni bir döneme adım attı. Kongrenin toplanma sürecini kısaca değerlendirir misiniz?
 
Kadınlar açısından hem büyük mücadelelerin ve hem de büyük bedellerin ödendiği bir süreçte kongremizi yaptık. SKM Genel Sözcümüz Fadime Çelebi'nin, ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu'nun ve SKM MYK üyelerimizin tutuklandığı bir dönemde kongremizi topladık.
 
2017 yılında 439 kadının katledildiği, taciz ve tecavüz saldırılarının arttığı, çocuk istismarının, toplumsal çürüme ve çürütmenin açığa çıktığı bir süreçten geçiyoruz. Faşizmin toplumu tekleştirme, kendi ihtiyacına göre dizayn etme çalışmaları kadınlar cephesinden de sürüyor. "Makbul kadın" kimliğinin oluşturulması için rejim seferberlik ilan etmiş durumda. Rojava'da kadın devrimi modelinin ortadan kaldırılması için Türkiye'nin ve emperyalist güçlerin Ortadoğu'da savaş tamtamları çaldığı bir süreçte bir araya gelmemiz önemli bir mesajdı.
 
Ne olursa olsun kongremizi yapacağız ve kolektif bir irade açığa çıkaracağız dedik. Hem yerel kurultaylarımızı topladık. Toplayamadığımız yerlerde kadınlarla bir araya geldik. Buradan çıkan sonuçları kongremize yansıtmaya çalıştık. İki yılımızı özeleştirel bir şekilde değerlendirmek istedik. Genel Meclisi ve MYK'mızı belirledikten sonra da kongremizde aldığımız kararları nasıl hayata geçirebiliriz diye tartışma yürüttük. Genç kadın arkadaşlarımızın, yeni tanıştığımız arkadaşlarımızın çalışmalara katılabileceği, deneyim ve genç aklın bir araya gelebileceği, kendimizi yeniden güçlendirebileceğimiz mekanizmalar oluşturduk.
 
Sonuç bildirgesinde kadınların birleşik mücadelesine vurgu dikkat çekiyor. SKM, birleşik kadın hareketinin neresinde duruyor?
 
Birleşik kadın mücadelesi, sosyalist kadınların tarihsel perspektifidir. Sosyalist kadınlar, erkek egemenliğine karşı birleşik mücadeleyi her zaman önemsedi. Faşizm kadın örgütlerini tasfiye etmeye, kadın hareketini bastırmaya yöneliyor. Kadın düşmanlığının en üst düzeye çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir süreçte, birleşik hareket çok önemli bir yerde duruyor. SKM olarak, HDP-HDK kadın meclislerinde yer alıyoruz, birlikte mücadele yürütüyoruz. Geniş bir kadın hareketi, kadın öfkesi ve isyanı var. SKM'nin bu hareket içinde daha etkin olma sorumluluğu var. Bu kongrede de bu sorumluluğu güçlendirmeye dönük tartışma yürüttük.
 
Politik gündemlerle ortak hareket ettiğimiz Kadınlar Birlikte Güçlü, Acil Eylem Grubu, HDK-HDP Kadın Meclisleri, cinsel saldırılara karşı hızla sokağa çıkma gibi birleşik hatlar var. Bunların hepsi dönemsel olarak kalıyor. Aslında daha somut hedeflere bağlanmış birleşik mücadele hattının oluşturulması bu dönemin önemli bir ihtiyacı. Bu ihtiyacı kadın hareketinin gündemine taşımak istiyoruz.
 
Kongre kararlarınız arasında 'Kadın Grevi' dikkat çekiyor. Bu grev nasıl örgütlenecek?
 
Kadın grevi, somut olarak 2017'de gündeme geldi. Bu yıl da İspanya'da 5 milyonu aşkın kişinin katıldığı bir kadın grevi yapıldı. Dünya kadın hareketinin geldiği düzeyi ifade ediyor bu. Kadın grevini sadece SKM tartışmıyor. Kadın hareketinin gündeminde olan bir konu. Erkek egemenliğiyle kapitalist sömürüye karşı mücadelenin birleştirilmesi ihtiyacı iç içe. Bu iç içeliği göstermek için 2019 8 Mart'ında kadın grevini örgütlemek istiyoruz. Sendikalarla, kadın örgütleriyle birlikte, özel alanda ve tüm toplumsal alanlarda; evlerde, üniversitelerde, fabrikalarda etkin bir mücadele günü olarak örgütlemek istiyoruz.
 
İspanya'da 5 milyonun üzerinde katılım oldu. Peki bu topraklarda bu mümkün mü sizce?
 
Evet aynı koşullar altında değiliz. Bunun farkındayız. Evet milyonlar katılmayabilir, ama bir yerden başlamak gerekiyor. Elbette İspanya'da güçlü bir sendikal hareket, antifaşist bilinç ve önemli bir kadın hareketi var. Toplumsal mücadele geleneğine sahip bir ülke. Aynı koşullardan bahsetmiyorum tabi. Faşizm altında erkek egemenliğinin en nobran halini yaşıyoruz. Bu nedenle şartlar aynı değil, ama mücadele ve kararlılık açısından bu topraklarda da güçlü bir kadın hareketi var. Biz bunu sendikalarla da tartışmak istiyoruz. Ev ev, fabrika fabrika, okul okul vs. sadece o güne ait değil, bugün tartıştığımız, örgütlediğimiz, komisyonlarını oluşturduğumuz bir gündem. Kadın emeğinin görünür olması için, cinsiyetçi işbölümüne ve eşitsizliğe karşı kadınların taleplerini haykırabiliriz, bunu ezilen kadın kitlelerine anlatabiliriz. Bunun bile çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Buradan başlayabiliriz, ileriki aşamada daha farklı birikimler açığa çıkarabiliriz.
 
Geçmiş dönemi değerlendirdiniz ve yeni yol haritası belirlediniz. Neler bunlar?
 
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri devam eden bir gündem. Ama bu şiddete karşı mücadelenin çok güçlü sürdürülmesi gerekiyor. SKM kendi pratiğinin özeleştirisini verdi. Kadın davalarını takip etmek, dayanışma içinde olmak, hızla harekete geçme konusunda bir adımı var, ama daha güçlü bir mücadele ortaya çıkarması gerekiyor. Bu dönemde "Kadın yaşam adalet" sloganıyla çalışmalarımızı örgütleyeceğiz.
 
Tabi ki en önemli gündemimiz örgütlülüğümüzü büyütmek. Faşizm kadınları örgütsüzleştirerek teslim almak istiyor. Tutuklamayla, gözaltılarla, işten çıkararak, KHK'larla, neredeyse bütün demokratik eylemlere soruşturma açarak, tek tek insanları tehdit ederek, özellikle genç kadınları mücadeleden kopararak, her yerde ve her türlü saldırılarıyla erkek egemenliğinin hegemonyasıyla hareket edemez hale getirmeye çalışıyor. Ciddi bir örgütsüzlük durumu var. Bu duruma neşter atmak gerekiyor.
 
Öfkeli olmak yetmiyor. Kendimizi örgütlememiz gerekiyor. Ancak örgütlü bir kuvvet, erkek egemenliğinin her türlü saldırısına karşı mücadele edebilir, kazanımlarını koruyabilir. Onurlu ve özgür bir yaşamın kurulmasının başka mümkünatı yok.
 
Bizim bir diğer temel talebimiz ise özgürlük. "Eşitlik ve Özgürlük İçin 1 Mayıs'tayız" çağrıyla 1 Mayıs'a gidiyoruz. 1 Mayıs hem kadınlar hem de toplumsal mücadele açısından büyük bir öfkenin ve birleşik hareketin açığa çıktığı bir gün olmalı. 8 Mart ve Newroz'un ardından bu yılki 1 Mayıs, toplumsal mücadele ve kadın özgürlük mücadelesi açısından kritik bir gün olacak. Bunun için çalışmalarımızı başlattık. Ev ev, iş yeri iş yeri her yerde örgütlenmeye çağırıyoruz. Yaşananlara öfkeli ve tepkili olan ancak seyirci kalan, kenardan izleyen, belki geçer diyen veya 'hiç geçmeyecek' diye umutsuzluğa kapılanlara umudu taşımak, umudu diri tutarak değişebileceğini anlatmak istiyoruz. Kadınların gücüne ve aklına güveniyoruz. Kadın hareketinin, toplumsal hareketi de sürükleyen bir rol üstlenebileceğini düşünüyoruz.