4 Aralık 2024 Çarşamba

Kara: 25 Kasım'da isyanımızla alanları dolduralım

İktidarın kadın düşmanı politikalarının kadın cinayetlerine zemin hazırladığını belirten SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara, 25 Kasım'da tüm kadınları sokaklara çağırdı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün ön günündeyiz. Her gün giderek artan kadın cinayetlerine ve iktidarın kadın düşmanı politikalarına dair ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara, "Kadın cinayetlerine karşı harekete geç" şiarıyla tüm kadınları 25 Kasım'da sokaklarda olmaya çağırdı.

'ARTARAK DEVAM EDEN KADIN CİNAYETLERİ GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Bu sene 25 Kasım çalışmalarının şiarını "Kadın cinayetlerine karşı harekete geç" olarak belirlediklerini ifade eden Tanya Kara, kadın cinayetlerini sadece 25 Kasım'la sınırlı bir gündem olarak ele almadıklarının altını çizdi.

"Çok uzun süredir, özellikle de 2024 yılının başından beri artarak devam eden bir kadın cinayetleri gerçeğiyle karşı karşıyayız. Geride bıraktığımız aylar içerisinde de hem kadın cinayetleri karşısında cezasızlık politikaları hem de AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarının teşhir edilmesi ve 6284'e dönük saldırılar karşısında kadın hareketi olarak sahiplenici bir pozisyon alınması için adımlar attık, atıyoruz" diyen Kara, hem birleşik kadın platformlarıyla, hem de Sosyalist Kadın Meclisleri olarak buna dikkat çekmeye devam ettiklerini dile getirdi.

'BU SALDIRILAR BİR CİNS KIRIMINA VARDI'
Kara, "25 Kasım çalışmamızın odağında kadın cinayetlerinin olmasının en önemli sebeplerinden birisi, artan erkek devlet şiddeti ve kadınların yaşamlarına dönük bu saldırıların bir cins kırımına varması. Biz de bu kadın kırımının karşısında özgür ve eşit yaşamak isteyen kadınlar olarak mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı. Kara, kadın cinayetlerinin önlenebilir olduğunun altını çizdi.

"Bir devlet politikası olarak, kadın cinayetleri tek tek erkeklerin güçlendirilmesi, faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmesiyle sonuçlanıyor" diyen Kara, bu durumu AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarından bağımsız ele almanın mümkün olmadığını dile getirdi. "AKP-MHP iktidarı kadın düşmanı politikalarını çok değişik eksenlerden kuruyor. Bir kısmını eğitim müfredatındaki değişikliklerde görüyoruz, bir kısmını yargıda kadınların kazandığı haklara dönük saldırılarda görüyoruz, bir kısmını burjuva medya eliyle kadının bedenine, cinselliğine, kendi hayatına dair hak olarak tanımladığımız birçok şeye saldırısıyla görüyoruz" ifadelerini kullanan Kara, kadınların hayatının değişik eksenlerden bir şiddet politikasıyla sarıldığını kaydetti. Kara ayrıca, iktidarın "Ailenin güçlendirilmesi vizyon programları", LGBTİ+ düşmanlığını yayması, "Güçlü aile, makbul kadın" vurgusuna da işaret etti.

'ERKEK ADALET KARŞISINDA GERÇEK ADALETİ SAĞLAYALIM'
Aile içinde kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının arttığına dikkat çeken Kara, "Narin ve Şirin öldürüldü. Rojin kaybedildi. İsmini saymakta dahi zorlanacağımız birçok kadının, çocuğun erkek devlet şiddeti tarafından katledildiğini, kaybedildiğini, istismara uğradığını gördük" dedi.

Tüm bu saldırılara karşı "Kadın cinayetlerine karşı harekete geç" diyerek çalışmayı başlattıklarını belirten Kara, "Hem erkek yargı karşısında kadınların adalet mücadelesini yükseltilmesinin, erkek yargının cezasızlık politikalarının teşhir edilmesinin; adliye önlerini, mahkeme salonlarını zapt etmenin ve bu davaları takip etmenin önemli bir yer tuttuğunu düşünüyoruz. Erkek adalet karşısında gerçek adalet mücadelesinin kadınlar tarafından sahiplenilmesini önemli buluyoruz. Aynı zamanda da kadın cinayetleri karşısında toplumsal bir tepkinin, kadınların kendi yaşamlarını savunma ve biz bu hayatı istiyoruz diyen kadının sesinin yükselmesini de önemsiyoruz" dedi.

'ÖZSAVUNMA VE ÖRGÜTLÜ MÜCADELE'
Bu nedenle erkek şiddeti karşısında kadınların örgütlü mücadelesinin önemini vurgulayan Kara, "Bunun yanında erkek şiddeti karşısında kadınlar olarak özsavunma hakkımızı kullanarak kendimizi güçlendiren ve bu şiddeti önleyen bir pozisyon almamız gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da kurduğumuz özsavunma atölyeleriyle yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Kadın buluşmaları, kahvaltıları, paneller, söyleşiler, bildiri ve afiş çalışmalarıyla kampanyayı sürdürdüklerini belirten Kara, "Bunların hepsi daha fazla kadına temas etmek, daha fazla kadınla buluşmak, 25 Kasım'ın sokaklarda çok güçlü biçimde örgütlenmesini sağlamak üzere yaptığımız çalışmalar oldu" dedi.

'KADIN VE YAŞAM, İŞÇİ VE EMEKÇİ KADINLARIN EMEĞİYLE ÇIKIYOR'
Süreç içerisinde yerel platformların çağrılarına, yürüyüşlerine katılmanın, mahallelerde kadın dayanışma ağları kurulmasını sağlamanın da temel gündemleri arasında yer aldığını ifade eden Kara, şöyle devam etti: "25 Kasım çalışmalarımızın temel odaklarından bir tanesi emekçi semtlerde kadınlara temas etmek. Bugün emek sömürüsünün arttığı, kadınların patron erkekler tarafından mobbinge, şiddete maruz kaldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. İşçi emekçi kadınlarla hem derinleşen kadın yoksulluğu temelinde ilişki kurmak, hem işyerinde yaşanan hak gaspları temelinde ilişki kurmak, işçi emekçi kadınların kendi sözleriyle, renkleriyle 25 Kasım'a katılması çok önemli. Bu kapsamda biz Kadın ve Yaşam dergisini doğrudan işçi, emekçi kadınların, öğrencilerin, genç kadınların yazdığı bir dergi olarak çıkarıyor ve başkaca emekçi semtlerde kadınlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Kadınların emeğiyle, sözüyle, kalemiyle çıkan bir dergi; bu derginin de 25 Kasım çalışmalarımız boyunca etkin dağıtımı bizim için çok önemli oldu."

'İSYANIMIZLA ALANLARI DOLDURALIM'
Kadın cinayetlerine karşı tüm kadınları 25 Kasım'da sokaklara çağıran Kara, "Hayatımız bizim, emeğimiz bizim, hayatımıza dair tüm kararlar bizim. O yüzden de hayatımıza, yaşamlarımıza, birbirimize sahip çıkmak için örgütlü mücadeleyi, dayanışmayı yükseltmek, kadın dayanışmasıyla sokakları doldurmak bu 25 Kasım'da hepimiz için çok önemli. Hepimiz 25 Kasım'da isyanımızla, kendi sözümüzle, kendi rengimizle alanları dolduralım ve erkek egemenliğine, AKP-MHP iktidarına karşı hep birlikte gücümüzü, birliğimizi, dayanışmamızı gösterelim" dedi.