22 Eylül 2024 Pazar

Muhabirimiz Kayar özgürlüğüne kavuştu

Aralarında Muhabirimiz Ali Sönmez Kayar'ın da bulunduğu 5 tutuklu sosyalistin ikinci duruşması görüldü, tüm tutuklular tahliye edildi.
Muhabirimiz Ali Sönmez Kayar, ESP MYK üyesi Sıtkı Güngör, KESK üyesi Narin Duru, SGDF MYK üyesi ve Suruç gazisi Ali Deniz Esen'in de aralarında olduğu 5'i tutuklu 8 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
 
Duruşmayı HDP Milletvekili Murat Çepni, HDP PM Üyesi Nadiye Gürbüz, SKM Genel Sözcüsü Beycan Taşkıran, ESP İl Başkanı Pınar Türk de izledi.
 
'BU DAVA HUKUKİ DEĞİL SIYASİ'
 
ETHA Muhabiri Ali Sönmez Kayar, Türkiye'de 170 gazetecinin hapiste olduğunu hatırlattı, "Özellikle bu dönemde toplumun her kesminde adalet çığlığı duyuluyor. Devletin temelinde adalet yoksa toplumda kaos olur" dedi. Muhalif herkesin tutuklanma tehdidi altında bulunduğuna dikkat çeken Kayar, şunları söyledi: "Katıldığım eylemlerin ve etkinliklerin tamamı Anayasal güvence altındaki eylemler. Ancak bunları iddia makamı örgüt üyeliği kapsamında değerlendiriyor. Sıkı yönetim dönemlerinde dahi somut deliller aranırdı, bugün o da yok. Toplumun vicdanında yara açan Soma, Aladağ, Çorlu katliamı cezasızlıkla ödüllendiriyor. Ben ise katıldığım demokratik eylemlerden hukuksuzca tutukluyum. Kaçma şüphesi nedeniyle tutuklandım ama mesai saatim bitince gözaltına alındım. Üzerimde suç unsuru bir şey yoktu. Sosyalist bir gazeteciyim, dolayısıyla demokratik olmayan her şeye karşı mücadele deceğim. Suruç, Ankara aileleri bir adalet talep ediyorsa yanlarında olacağım. İnsanları sırf cenazaye katıldığı için tutuklamak hangi hukuka, vicdana sığar. Aynı zamanda iddia edilen suçlar 3 yıl önce yasanmış, ne değiştiği bugün? Bu dava hukuki değil, siyasidir. ESP üyesi olduğumu söylüyorum. Bunun için gizli tanığa gerek yok. 9 aydır tutukluyum tahliyemi talep ediyorum."
 
'İDDİANAME HUKUKSUZ'
 
ESP Genel Başkanvekili Sıtkı Güngör de iddianemenin hukuksuz ve mantıksız olduğunu belirtti. Güngör, şunları söyledi: "İddinameyi okuduktan sonra mantığını, niteliğini ve hukuksal bir niteliğe sahip mi diye tartıştım. Gerçek anlamda hukuksal bir niteliğe sahip değil. İddia makamı örgüt üyeliğimin kanıtı olarak 8 eylem ve etkinlik ortaya koyuyor. Hiçbirinde yasadışı herhangi bir şey, somut bir durum yok. Dolayısıyla iddianame aslında hukuksal bir mantığa dayanmıyor. Yasadışı örgüt üyesi olmanın kanıtı demokratik eylemler olamaz. Mecvut yasaları bile zorlayan bir iddianame. Lehime tek bir şey yok. Keyfi biçimde hukuk bu kadar zorlanamaz. Hukuk objektif ve adil olacaksa biz sosyalistiz diye farklı düşünebiliriz, bunları ifade edebiliriz. İnsan hakkının sınırları da zorlanıyor. İnsan onurunu da ayaklar altına alıyor. İddianame düpedüz baskıcı bir rejimin koşullarını taşıyor. 3-4 yıl önce yasal olan şeyler bugün suç ilan edilmeye çalışılıyor. Adalet herkese lazım bu iddianame hukuksal bir gözle olmalı."
 
'ÖLMEDİM DİYE TUTUKLANDIM'
 
Suruç gazisi ve SGDF MYK Üyesi Ali Deniz Esen, iddiaların ne kadar zayıf olduğunu ve kendi içinde bile tutarsızlıklar bulunduğunu vurguladı. Esen sözlerine şu şekilde devam etti: "Kent meydanlarında, sokaklarda yaptığımız açıklamalarla ilgili herhangi bir işlem yapılmamış ama seneler sonra karşımıza gelmesi adalette çelişki olduğunu gösteriyor. Benim mücadelem uğradığım katliamlara karşı mücadele. Bu benim için her şeyden önce insani ve vicdani bir şey. Bana denilmek istenen şu: Ölmediğin için tutukluyoruz. Sosyalist olmak sanki suçmus gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Syriza'dan marjinal sol örgüt olarak bahsedilmiş, iddianamenin bakış açısı ve ciddiyeti ortada. SGDF'liyim ve SGDF yasal bir dernektir."
 
OHAL kararnameleri ile ihraç edilen KESK üyesi Narin Duru şu sekilde konustu : "11 yıllık sağlık emekçisiyim, sendikal faaliyet yürütüp demokratik eylemlere katılıyorum. Sendikadan gelen mesajlar bile suç sayılmış. Sosyalistim, ESP ile eylemlerine katıldım. Katıldığım eylemeler de demokratik eylemler, 9 aylık tutukluluğum hukuksuzdur." 
 
Mahkemeye heyeti tüm tutukluların adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar vererek, duruşmayı 15 Şubat'a erteledi.