GÜNCEL
'Nereye gömdünüz, bize vermeniz lazım'
Cüneyt Aydınlar'ın ailesi, Galatasaray Meydanı'nda 675. oturumda devlete seslendi: "24 sene önce kaybettiğimiz ağabeyimizin, kardeşimizin nereye gömmüşsünüz bize vermeniz lazım."
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'nda 675. kez bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, 23 yaşında gözaltında kaybedilen üniversite öğrencisi Cüneyt Aydınlar'ın akıbeti soruldu. Aydınlar ailesi, devletin oğullarını vermesini ve bu suçla yüzleşilmesini istedi.
Eylemde "Kayıplar belli failler nerede?" pankartının üzerine Cüneyt Aydınlar'ın fotoğrafı ve "barış"ı temsil eden beyaz tülbent ile karanfiller bırakıldı.
İlk olarak Av. Eren Keskin söz aldı. Cüneyt Aydınlar'ın 1994 yılında bir grup arkadaşıyla gözaltına alındığını ve bunun resmi bir gözaltı olduğunu söyledi. Keskin, "Ancak arkadaşları Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM) çıkarıldıklarında gördük ki Cüneyt onların arasında yok. Daha sonra cezaevine gittik ve arkadaşlarıyla görüştük. Arkadaşları, hepsine çok yoğun işkence yapılmıştı, Cüneyt'e de yapılan işkencelerden dolayı konuşamayacak durumda olduğunu hatta ona su içirdiklerini anlattılar" dedi.
BİR İNŞAATA GÖTÜRDÜLER, SONRA SİLAH SESİ GELDİ
Cüneyt'in yer gösterme adı altında Cihangir'de Esmer Bardakçı isimli kişinin evine götürüldüğünü anlatan Keskin, Esmer Bardakçı'nın kendilerine Cüneyt'in işkenceden ayakta duramayacak durumda olduğunu anlattığını söyledi. Keskin, şöyle devam etti: "Cüneyt Aydınlar o teyzeye şöyle demiş: 'teyze getirildiğim 25. ev. Niye beni buralara getiriyorlar onu bile bilmiyorum, çok işkence yaptılar.' Daha sonra çocuklarla konuştuk sokakta. Biraz ilerde bir inşaata götürmüşler Cüneyt'i, zaten ayakta duramadığı için iki polis tutarak götürmüş, bir süre sonra da silah sesleri gelmiş."
Suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, "Tabi işkence bir devlet politikası olduğu için hiçbir sonuç alamadık" diyen Keskin, 24 yıldır hala sonuç alınamadığını söyledi. Keskin, "Devlette devamlılık söz konusudur. Devleti yönetenler değişebilir ama sorumluluk değişmez. Bugün iktidarda olan siyasi irade o dönemler için 'Beyaz Toroslar dönemi bitti' diyordu. Ama hiçbir kayıp olayının sonucunu bu iktidar ortaya çıkarmadı. Türkiye, BM Zorla Kaybetmelere ilişkin sözleşmeyi imzalamamakta direniyor ve bu bir devlet politikası. Cüneyt'in gözaltında kaybedilmesi de bir devlet operasyonuydu" diye konuştu.
BURASI HAFIZA MEYDANI
Ardından kayıp ailelerinin avukatı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu konuştu. Zorla kaybedilme ve işkencenin bir devlet politikası olduğunu kaydeden Tanrıkulu, AKP'nin 2002 yılında iktidara "işkenceye sıfır tolerans" diyerek geldiğini ancak şimdi "sonsuz tolerans" dediklerini belirtti. BM İşkenceye Karşı Özel Raportörü'nün 27 Şubat'ta Türkiye ile ilgili "Gözaltı merkezlerinde gaddarca yöntemler uygulanıyor" şeklinde en ağır açıklamasını yaptığını kaydeden Tanrıkulu, "Maalesef gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde işkence ve kötü muamele bir idari pratik haline gelmiş durumda" ifadesini kullandı. Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Bu meydan bir hafıza meydanıdır. Bir gün mutlaka ama mutlaka hesabını soracağız; hukuk içerisinde ve adil bir şekilde."
BİZİMLE YÜZLEŞECEK, HELALLEŞECEKSİNİZ
Aydınlar ailesi adına ağabeyi Recep Aydınlar konuştu. "24 yıldan beri Cüneyt'ten haber alamıyoruz" diyen Aydınlar, her hafta burada ailelerin aynı zamanda suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. "Bu ülkenin savcılarının FETÖ davalarında nasıl atik çalıştıklarını görüyoruz" diyen Aydınlar, ancak kayıpların dosyalarının kara defterlerle raflara kaldırıldığını, bu suçla yüzleşilmediğini kaydetti. Aydınlar, şöyle devam etti: "Ne yazık ki bu ülkede gündem bir türlü yaşatmak olmadı. Eğer bu ülkede gündem yaşatmak olsaydı ne biz 657 hafta burada otururduk ne de 24 seneden beri ağabeyimizin akıbetini araştırıyor olurduk. Bizim arzuladığımız 'Beyaz Toroslar' dediği Gayrettepe'nin işlediği, insanları evinden alıp, insanları işinden alıp, 'ölüme gidiyorsun, işkenceye hazırsın' diyenler adalet karşısına bir an önce çıkarılmalıdır. Bu ülkenin kayıplar mezarlığına son vermesi lazım. 24 sene önce kaybettiğimiz ağabeyimizin, kardeşimizin nereye gömmüşsünüz bize vermeniz lazım. Siz bunun vebalinin altındasınız. İstediğiniz zaman hukukun nasıl çalıştığını görüyoruz, bu hukukun kayıp akıbetlerini çözmesinde de bir an evvel atağa geçmesini istiyoruz. Bizimle yüzleşeceksiniz, helalleşeceksiniz. Yoksa bu vebali yıllarca taşıyacaksınız. Kuşaktan kuşağa yaralıyorsunuz."
Ardından haftanın açıklamasını Hatice Onaran okudu. Onaran, "Gözaltında kaybedilişinin 24. yılında tekrarlıyoruz: Cüneyt Aydınlar’ın gerçek akıbeti açıklanana ve failleri yargılanana kadar bu dava bizim için kapanmayacak. Cüneyt Aydınlar için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Aileler önümüzdeki hafta aynı saatte buluşmak üzere alandan ayrıldı.