20 Eylül 2024 Cuma

Sarı Yelekli kadınlar

Kadın hareketleri cephesinde değerlendirmenin ana teması sarı yelekliler isyanı içinde mücadelenin içeriği ve sonuçlarının ezilen sömürülen patriarkal sistemde kadın özgürlük mücadelesine kazanımı ne olacaktır ve nasıl olacaktır sorularının yanıtıdır.
Fransa hükümetinin neoliberal kapitalist programına karşı sokağa çıkan ve tüm Fransa'da sokakları tutuşturan, dünya ezilenlerini heyecanlandıran ama burjuvaziyi panikleten 'Sarı yelekliler' isyanı içinde kadınlar en ön saflarda yer alıyor.
 
Avrupa'da harıl harıl yılbaşı ve Noel hazırlıkları yapılırken sarı yelekli kadınlar Noel'de çocuklarına hediye olarak güzel bir gelecek sunmak için mücadele ediyorlar. Barikatlarda, eylemlerde, işgallerde ajitasyon ve propaganda faaliyetlerinde aktif yer alan kadınlar artık somut bir kazanım elde etmek istiyorlar.
 
Otoyol ve anayolarda yapılan blokaj eylemlerinde yer alan kadınların sayısında ki artış geçmişte yaşanan sosyal hareketlerdeki erkek işi eylem biçimi imajını tuzla buz ediyor. Blokaj ve barikatlarda kadınlar aktif yer alıyor. Özellikle yalnız annelerin yoğunlukta katıldığı eylemler yoksulluktan en çok etkilenen kesimleri gösteriyor.
 
Yine Macron hükümetinin neoliberal politikalarında olan kesintilerden en çok kadınlar etkilenmektedir. Kesinti paketinde yer alan anaokulların kapanması, sağlık sektöründeki bazı bölümlerin kaldırılması, büyük mağazaların kapatılması vb. Kısacası kadınların en çok istihdam edildiği hizmet sektöründeki işten atmalardan en çok kadınlar etkileniyor. Bu nedenle sarı yelekliler isyanında olduğu gibi kadınlar en ön saflarda yer alıyor ve demeçler veriyor temel sorun ve taleplerini dile getiriyorlar.
 
Metropollerden uzak kırsal kentlerde, kasaba ve köylerde yaşayan sarı yelekli kadınlar "bizler şehirlerde uzakta yaşamak zorundayız ya da zorunda bırakıldık, İş yok, araba yok ama bize kemer sıkma politikalarının faturasını ödetiyorlar" diyerek rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Ayda 950 Euro ile geçinmek zorunda kalan bir eylemci yemek için yardım kurumlarına başvurmak zorunda kaldığını ifade ediyor ve ekliyor. "Çalışıp ama geçinmemekten, hep dikkat etmekten artık yoruldum" diyor.
 
Eylemcilerin içinde cumhurbaşkanlığı seçiminde Macron'a oy verip ama bunu büyük bir hata olduğunu ve pişmanlık duyduklarını ifade edenler de var.
 
Sarı yelekli kadınlar cephesinde esas sorunlarının yoksulluk olduğu vurgusu yapılırken Fransız feministler ve kadın örgütlerinin sarı yeleklilerle ilişkilenişi nasıldır sorusu akla geliyor.
 
Bazı feministler ilk başta 'Sarı yelekliler' hareketine ürkek yaklaştıklarını ama sonraki süreçte daha yakından isyanla ilişkilendiklerinde yaşananın gerçek bir halk ayaklanması olduğu şeklinde ifadesini buldu. İsyan edenler Macron tarafından hor görülen, dışlanan ve ezilen sınıfın en altakileridir. Monarşik bir rejimden bahsediyoruz karikatürize edilmişten değil. Emirler üzerine yapılan iş yasaları varsa bir ülkede artık demokrasiden söz edilemez. Macron hükümeti 18 aydır zenginlere çalıştı ve zenginler giderek daha da zenginleşti. Toplumsal mücadeleler şimdiye kadar henüz bu durumu değiştiremedi. Ve şimdi bir patlama yaşandı. Eylemcilerin bir işi var çalışıyorlar ama aldıkları ücretle ay sonunu getiremiyorlar. Sarı yelekliler içinde çok kadın var. Kadınlar yarı zamanlı işlerde çalışıyor, ücret eşitsizliği var ve bu patriarkal sistemde en çok sömürülenler. Emeklilerden yapılan kesintilerden dolayı mağdur olanlar.
 
Evet, bu halk isyanın içinde faşistler, sağcılar, Fransa ayağa kalk gibi sağ versiyonlular var. Hatta eylemlerde cinsiyetçi, homofobik, lezbiyen, ırkçı söylemler olabiliyor. Oturumu olmayan göçmenleri polise teslim etmek gibi örnek yaşanıyor ama 'bu tür olayları kınamak ve karşı durmak da aynı zamanda görevimizdir' diyor kadın örgütleri.
 
Öte yandan 'Sarı yelekliler' eyleminde güzel örneklerde yaşanıyor. Mesela 'Sarı yelekliler'in, Toulouse'da kadına yönelik şiddete karşı yürüyüş ile bütünleşti. Kadınların kortejine yolu açarak alkışlarla destek verdiler.
 
Sarı yelekliler isyanı artı ve eksileriyle daha çok analizlere konu olacak. Kadın hareketleri cephesinde değerlendirmenin ana teması sarı yelekliler isyanı içinde mücadelenin içeriği ve sonuçlarının ezilen sömürülen patriarkal sistemde kadın özgürlük mücadelesine kazanımı ne olacaktır ve nasıl olacaktır sorularının yanıtıdır. Kadınları en çok vuran yoksulluğa karşı talepler dışında ücret eşitliği talebi önemli bir yerde durmaktadır. Ayrıca asgari ücret belirlenmesinde cinsler arası eşitliği ve yarı zaman işlerdeki güvencesizliğin ortadan kaldırılması genele yayılan bir kazanım olacaktır.
 
Burjuvazinin parlak çocuğu Macron'a sunulan talepler içinde kadınların talepleri özel bir yerde durmamış olsa dahi sosyal adalet talebi diğer taleplere giden yolu açacaktır. Bu nedenle bu taleplerin kabul edilmesi acil sosyal bir ihtiyaç durumundadır. Bundan sonrası kadın örgüt ve hareketlerin sarı yelekliler isyanı içinde kendi talepleri ile durdukları yer ve verdikleri mücadelenin boyutu ile ilişkilidir.