23 Eylül 2024 Pazartesi

Sokağa atılan Romanlar: Her seçim bizden oy istediler

Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş'ın seçimlerde oylarını isteyerek barınma sorununu çözeceğini söylediği Romanlar'ın kaldığı barakalar yıkıldı. 13 aile bebek, çocuk, yaşlı, engelli, hasta demeden sokağa atıldı. Günlerdir sokakta kalan bir Roman kadın, "4 yaşındaki çocuğumu evim olmadığı için devlet elimden aldı" dedi. Edremit Demokrasi Platformu da yaşananların baş sorumlusunun belediye olduğunu, yapılanların ırkçılık olduğunun altını çizdi. 

Balıkesir'in Edremit ilçesi Altınoluk mahallesinde oturan ve kaldığı barakalar yıkılan Romanlar, günlerdir sokakta. Engelli ve tedavisi devam eden bir bebek ve çok sayıda çocukla birlikte sokağa atılan Romanlar bu sorunun çözülmesini istiyor. 13 ailenin en az sekiz yıldır oturduğu 16 baraka için Romanlara bir süre önce tebligat gönderilmiş, derhal barakaları boşaltması istenmiş ancak herhangi bir yer gösterilmemişti. 

Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş başta olmak üzere her seçim döneminde yolu aşındırılan Romanlara baraka sorununun çözüleceği sözü verildi, ancak seçimlerinden bu söz unutuldu Romanların yüzüne bakılmadı. 

'4 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUMU EVİM YOK DİYE DEVLET ELİMDEN ALDI'
Edremit Demokrasi Platformu, Romanları ziyaret etti. Dayanışma ve birlikte mücadele duygularını iletti. Burada söz alan bir Roman kadın, "Yıllardır bu basın sitesinde Roman vatandaşı olarak ikamet ediyoruz. Bize belediye başkanlarımız, kaymakamlarımız, valilerimiz söz veriyor. Oyunuzu verin biz size yer yapacağız, ev yapacağız diye vaat ediyorlar. Oy zamanı geldi mi Romanlar olarak sözümüzün eri olarak veriyoruz. Ama onlar sözünün eri olamıyorlar. Sözünü tutamıyorlar. Benim beş çocuğum var, en küçük çocuğum dört yaşında. Devlet evim yok diye koruma altına alındı. Biz bu acıyla yaşarken, bütün şu gördüğünüz Roman vatandaşları herkes ailemdir, dışarıda kalanlar olarak aileyiz. Bizi sokakta, dışarıda bıraktılar. Romanken gurumuzu ayaklar altına almıyoruz, sözümüzü tutuyoruz ama onlar tutmuyor. Ben öyle belediye başkanına başkan demiyorum arkadaşlar" dedi. 

'ÇOCUKLARIMIZ PERİŞAN, İŞ, BARINMA İMKANI VERİN'
Romanlardan Güner Karaca ise yıkılan yerleri göstererek "Bakın her yerde viran halde, yıkılmış, sözler yerine getirilmedi. Sözler yerine getirilmediği için bu yaşananların gözardı edilmemesi gerek" dedi. "Bizim kimsemiz yok, bizi dışlamasınlar" diyen Güner, günlerdir çoluk çocuk perişan olduklarını kaydetti. Güner, "Gençlerimizin evi yok, işsiz, çocuklarımız perişan, bir iş imkanı, barınma hakkı verelerim. Hırsızlık olayı neden oluyor, işleri yok barınacak yeri yok. Çoluğuna çocuğuna ekmek getirmek için hırsızlık yapıyor" ifadelerini kullandı. 

'BU YERLEŞİM ALANI KANUNLARA AYKIRIYSA NEDEN BAŞTA KABUL ETTİNİZ'
Romanların ardından Turan Cengiz Edremit Demokrasi Platformu adına basın metnini okudu. Anayasa maddelerini ve Evrensel Bildirgeden maddeler sıralayan Cengiz, "Dünya devletlerinin Türkiye dahil kabul ettiği bu insani maddeler şöyle dursun bu insanların yaşadığı sefalete bakalım.  Bu çağda insanları aç susuz, çocukları eğitimden mahrum bırakmak hangi zihniyete hizmet ediyor. Bu insanların barınaklarını başlarına yıkıp sokakta bırakmak hangi kanun da hangi dinde var? Her zaman toplum dışı bırakarak insanlardan uzaklaştırarak ikinci sınıf muamelesi yapmak ırkçılıktan başka bir şey değildir. Burası Belediye sınırları içindedir ve en başta sorumlu belediyelerdir. Bu yerleşim alanı kanunlara göre uygun değilse neden başta kabul ettiniz? Neden başka yer göstermediniz? Hadi kabul ettiniz bu insanları, başlarını sokacak bir yer temin etmeden vahşice çoluk çocuk, yaşlı demeden gözlerinin önünde evlerini başlarına yıkmak, onları sokakta bırakmak ne demek oluyor? Ey yetkililer, bunun suçlusu sizlersiniz. Bu insanların bu çocukların, yaşlıların psikolojisini travmalarını hiç hesaba katmadınız mı? Bizler hak savunucuları olarak mağdur bıraktığınız vatandaşların yanındayız. Sonuna kadar da olacağız. Ucu nereye dokunursa dokunsun kalıcı düzenlemeler yapılmadıkça Avrupa insan hakları mahkemesine kadar başvuracağız. Yaşasın halkların eşit özgür birliği" dedi.