30 Eylül 2024 Pazartesi

Tehdit edilen gazetecilerden suç duyurusu 

1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi sonrası yapılan yürüyüşü takip ettikleri sırada polis saldırısına uğrayan ve  tehdit edilen gazeteciler İHD Van Şubesinde yaptıkları açıklama sonrası suç duyurusunda bulundu. 

Van'da Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi sonrası yapılan yürüyüşü takip eden ve polislerce ölümle tehdit edilen gazeteciler, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi'ne başvurarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, polis tehdidine maruz kalan gazeteciler ve meslektaşları, İHD, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcileri katıldı.

1 Eylül'de miting sonrası gazetecilerin polislerce darp edilerek tehdit edildiğini hatırlatan İHD avukatı Jiyan Özkaplan, tehdit edilen gazetecilerin derneklerine başvurduğunu ve başvuru ile birlikte yaşanan olayın takipçisi olacaklarını belirtti.

Gazetecilere yönelik saldırıların sadece 1 Eylül mitingi ile sınırlı olmadığını ifade eden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Adnan Bilen, Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte kentte gazetecilere yönelik şiddet dozajının her geçen gün arttığı ifade etti. OHAL ile birlikte gazetecilerin hiçbir basın açıklamasından sorunsuz dönmediğine dikkat çeken Bilen, birçok gazetecinin ise basın açıklamasını takip edilmesinin engellendiğini kaydetti. 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi sonrası gazeteci arkadaşlarının haber takibi sırasında birçok hak ihlali ile karşılaştığını belirten Bilen, "Bir kentte herhangi bir olay oluyorsa gazeteci arkadaşlarımız bu olayları takip etmek zorundadır. Gazeteci, olayın olduğu yerdedir, orda olmak durumundadır. Gazeteciler eğer o kentte yaşanan olayı çekmiyorsa, kendilerini sorgulamak zorundadır. 1 Eylül'de yapılan müdahalede gazeteci arkadaşımız Mesut Bağcı polislerce yere yatırılarak darp edilip, makinası kırılmıştı. Zelal Tunç, Berivan Kutlu ile Elfazi Toral arkadaşlarımız ise polisin ‘sizi vururum kimse sizi bulamaz' şeklinde ölüm tehdidine maruz bırakılmıştır" dedi.

Gazetecilere yönelik artan ihlallerin "cezasızlık politikasından" kaynaklandığını ifade eden Bilen, "Polislerin şiddeti cezasızlık politikası ile sonuçlanması nedeniyle gazetecilere dönük saldırılar katmerleşerek devam ediyor. Polisler, arkadaşlarımızın kameralarının açık olduğunu bile bile eğer bunca tehdidi savuruyorsa bu durum artık başka bir boyuta ulaşmıştır. Bu sadece Van'la değil, İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve birçok kentte gazetecilerin polislerce darp edilerek gözaltına alındığını görebiliyoruz. Ama herkes bilsin ki bizler her zaman gerçeğin ortaya çıkması için bedel vermeye hazırız. Bizler daha önce de çok bedeller ödedik, bundan sonra da gerçeğin ortaya çıkması için seve seve bedel vermekten çekinmeyeceğiz" diye kaydetti. Van Valisi ve yetkili kurumlara seslenen Bilen, "Gazetecilere yönelik şiddet politikalarına artık son verin" dedi.

TİHV Van Temsilcisi Sevim Çiçek ise, görevleri başında iken gazetecilerin polislerce darp edilip tehdit edilmesinin, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmalarının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Gazetecileri tehdit edip darp eden polislere seslenen Çiçek, "Sizler suç işlediğinizin farkındasınız. Neye dayanarak böyle bir şiddeti uyguluyorsunuz" diye sordu. 
 
ÖHD Van Şubesi Eşbaşkanı Medeni Gür de, özgür basın emekçilerinin hedef haline gelmesinin sebebinin hakikatlerinin açığa çıkmasının engellenmesi olduğunu söyledi. Yaşanan şiddet ve tehdit olayının takipçisi olacaklarını ifade eden Gür, "İşkence olayının bu kadar açık şekilde yapacak kadar pervasızlaşan zihniyeti mahkum edeceğimizi belirtmek istiyoruz" dedi.