20 Eylül 2024 Cuma

Tiryaki: Iğdır Emniyet Müdürünün AKP temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz

Iğdır İl Emniyet Müdürünün işten çıkarılan belediye işçilerini ziyaret ederek provokasyonda bulunmasına tepki gösteren DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, "Muhalefet partisinin önündeki işçileri destekleyip iktidar belediyelerinin önünde eylem yapanları yaka paça gözaltına alıyorsanız, bunun adı ikiyüzlülüktür. Bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, Iğdır İl Emniyet Müdürünün provokatif girişimlerine ve DEM Partili belediyelere dönük saldırılara ilişkin partinin Ankara'da bulunan genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Iğdır Emniyet Müdürünün Iğdır Belediyesinde işten çıkarıldıkları için eylem yapan işçileri ziyaretine dikkat çeken Tiryaki, emniyet müdürünün üzerinde üniforma ve çok lakayt bir şekilde işçilerin yanına gittiğini söyledi.

'TOPLUMSAL KUTUPLAŞMAYA HİZMET EDİYOR'
Emniyet müdürünün işçilerin yanında yaptığı konuşmayı hatırlatan Tiryaki, "Iğdır Emniyet Müdürü, işçilere Iğdır Belediyesinin karşısında bu şekilde eylem yapmaya devam etmelerini söylüyor. Ardından da 'Himmet Bey de burada, size karşı dışarıdan gelen her türlü baskı, emniyet kuvvetleri tarafından bertaraf edilecektir. Biz burada size karşı olur da herhangi bir saldırı olursa güvenliğinizi sağlayacağız' diyor. En sonunda da 'Eminim adalet en kısa sürede tecelli edecek' diyor. Artık nasıl tecelli edeceğini siz tahmin edebiliyorsunuz. Iğdır Emniyet Müdürü Erden Sarıkaya'nın sözleri bunlar. 'Himmet Bey' diye bahsettiği kişi Belediye İş Sendikasının Iğdır Şube Başkanı" dedi.

Iğdır Valisi'nin de birkaç gün önce işçileri ziyarete giderek destek verdiğini hatırlatan Tiryaki, "Bir muhalefet belediyesinde, DEM Partili bir belediyede işten çıkarmalar olduğunda valinin, emniyet müdürünün tavrı tam olarak böyle. Vali devletin, kentin valisi değil, AKP'nin il başkanı mübarek! Emniyet Müdürü devletin, kentin emniyet müdürü değil, AKP'nin koruma müdürü mübarek! Valinin, emniyet müdürünün, muhalefete karşı AKP il temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz. Toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden, tarafgir kamu yönetimini kabul etmiyoruz" dedi.

'TAKDİR IĞDIR HALKINA AİT'
Iğdır Belediyesinde işten çıkarılan işçilerle ilgili belediyenin gerekli açıklamaları yaptığını ve takdirin Iğdır halkına ait olduğunu söyleyen Tiryaki, "Ayrıca işçiler eylem yapmaya devam ediyorlar. Kesinlikle demokratik ve barışçıl olduğu sürece hiç kimsenin bu eyleme müdahale etmesini doğru bulmuyoruz. İşçiler, buna karşı hukuksal mücadelede de bulunacaklar" dedi.

AKP'ye ait belediyelerde işten çıkarmalar olduğunda emniyet müdür ve valinin ziyarette bulunmadığına işaret eden Tiryaki, "AKP'nin kayyumları, belediye başkanları on binlerce kişiyi sorgusuz sualsiz çıkardığında Türkiye'de hiçbir valinin, hiçbir emniyet müdürünün, hiçbir kamu yöneticisinin o haksızlıklara uğrayan on binlerce kişinin yanında olduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz. Onların lehine bir açıklama yaptıklarını gördünüz mü? Göremezsiniz" dedi. Emniyet müdürlerinin üniformalarıyla muhalefetin karşısında iktidardan yana taraf aldığına işaret eden Tiryaki, geçen seçimlerde HDP'nin kazandığı Iğdır Belediyesine kayyum atandığında belediye binasının polis kuşatmasına alındığını hatırlattı.

'KAYYUMUN SİYASİ YATIRIM OLARAK İŞE ALDIĞI KİŞİLER İŞTEN ÇIKARILDI'
Tiryaki, şöyle devam etti: "Kayyumun göreve geldikten sonra ilk bir hafta içinde yaptığı icraatlar nelerdi? Fen İşleri Müdürünü, Muhasebe Müdürünü görevden almak ve yerlerine başka kurumlardan görevli getirmekti. İmar Müdürünü görevden almak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görevli getirmekti. Belediye Eş Başkanlarının Özel Kalem görevlilerini görevden uzaklaştırdı kayyum ve yerlerine iki polis görevlendirdi. Şu an görevde olan Iğdır Valisi kayyum olarak göreve başladıktan sonra 200'e yakın kişiyi KPSS sınavı olmadan, noter huzurunda kura olmadan işe aldı. 200'e yakın kişiyi işe aldı hem de seçimlerden kısa bir süre önce. Neden? Seçim yatırımı amacıyla. Bugün iş akitleri feshedilenler, işte Ağustos 2023'ten sonra göreve başlayan kayyumun siyasi yatırım olarak işe aldığı kişilerdi."

AKP'nin önünde herhangi bir muhalif grubun protesto düzenleyemediğine işaret eden Tiryaki, "Emin olun yapmak isteseniz yaka paça gözaltına alınır, yerlerde sürüklenir, tutuklanırsınız. Ama bir muhalefet partisinin il binası önünde aylarca, yıllarca eylem yapabilirsiniz. Karşısına çadır kurabilirsiniz. Emniyet müdürleri, emniyet görevlileri, polis, kamu otoriteleri onları pamuklara sararak besleyip size karşı durmalarını sağlarlar. Valiler, bakanlar, milletvekilleri gidip onları ziyaret edebilirler" dedi.

'BU İKİYÜZLÜ TUTUMU KABUL ETMİYORUZ'
Geçmiş dönemde AKP'li belediyelerde işten çıkarılan işçilerin yaptıkları eylemleri ve polis saldırılarını hatırlatan Tiryaki, "Polisin ve valinin bu ikiyüzlü tutumunu, altını çizerek belirtmek isterim, kabul etmiyoruz. Bu, toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir davranıştır. Biz valilik ve emniyet görevlilerinin, bir bütün olarak haklarını arayan bütün işçilere karşı saygılı bir davranış içinde olmasını isteriz. Hak arayan hiçbir işçiye gaz sıkılmasını doğru bulmayız. Ama muhalefet partisinin önündeki işçileri destekleyip iktidar belediyelerinin önünde eylem yapanları yaka paça gözaltına alıyorsanız, bunun adı ikiyüzlülüktür. Bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

'TÜRKİYE BİR PARTİ DEVLETİ HALİNE GETİRİLMİŞTİR'
Kamu yönetiminin iktidarın arka bahçesi haline getirildiğini söyleyen Tiryaki, şöyle devam etti: "Yüksek yargı mensuplarının çay toplamaya Cumhurbaşkanı ile gittiklerine, yerlere kadar eğildiklerine tanıklık ettik. Kısa bir süre önce de üst düzey bir emniyet görevlisinin, Özel Harekat Daire Başkanının iktidarın küçük ortağı karşısında yerlere kadar eğildiğine tanıklık ettik. Bugün de Iğdır Belediyesi önünde bir valinin, emniyet müdürünün bize karşı davranışlar içinde olduklarına, muhalefetin karşısında iktidarın memuru gibi nasıl davrandıklarına tanıklık ettik. Bütün bunlar tek bir şeyi gösteriyor: Türkiye artık demokrasinin d'sinden bile bahsedilmeyecek bir parti devleti haline getirilmiştir. Buna karşı mücadele etmek, aynı zamanda parti devleti uygulamasına karşı mücadele etmek anlamına geleceğinden, biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Hak arama mücadelesine duyduğumuz saygı nedeniyle hiçbir şekilde o işçilerin aleyhine bir söz kullanmayacağız. Ama siyasi iktidarın nasıl politikalar geliştirdiğini, siyasi yatırım olarak binlerce kişiyi nasıl işe aldığını, haksız bir biçimde hem OHAL KHK'larıyla hem de kayyım eliyle nasıl on binlerce kişiyi kovduğunu da söylemeye devam edeceğiz."