20 Eylül 2024 Cuma

TKŞ'den Şengal katliamı yıldönümünde eylem ve etkinlik

TKŞ 3 Ağustos Şengal katliamının 10. yıl dönümünde yaptığı etkinliklerle katliamda ölümsüzleşenleri andı. Toplumsal erkeklikle yüzleşme ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. Dünya halklarına yeni soykırımların önlenmesi için Êzidî halkıyla dayanışmayı yükseltme çağrısı yaptı.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) 3 Ağustos Êzidî katliamının yıl dönümü nedeniyle Qamişlo ve Kobanê'de etkinlikler yaptı.

'KDP SALDIRIDAN ÖNCE ÊZİDÎ HALKINI SİLAHSIZ VE SAVUNMASIZ ÇETELERİN ELİNE BIRAKTI'
TKŞ üyeleri Qamişlo'da Medine Şebap kavşağında Şengal yıldönümünde açıklama yaptı. İki dilli yapılan açıklamanın Arapçasını Abdulhelîm Osman ve Kürtçesini Ronî Qamişlo okudu. 3 Ağustos 2014 yılında DAİŞ'in Şengal'de KDP ihaneti ile Êzidî halkına 74. fermanı uyguladığı hatırlatılan açıklamada, KDP peşmergelerinin saldırıdan önce Êzidî halkını silahsız ve savunmasız bırakıp kaçtığı vurgulandı. Bu katliam karşısında Êzidî halkının Şengal dağına sığındığı söylenen açıklama şöyle devam etti: "Binlerce Êzidî katledildi, binlerce kadın ve çocuk kaçırıldı, tecavüze uğradı, seks kölesi olarak pazarlarda satıldı. Bugün hala seks kölesi olarak satılan ve kurtarılmayı bekleyen binlerce Êzidî kadın var."

'GERİLLA, YPG, YPJ VE MLKP SAVAŞÇILARI ÊZİDÎ HALKINA KALKAN OLDU'
Erkek egemen politik İslamcı DAİŞ'in bu saldırısı karşısında MSA'dan gerillanın, Rojava'dan YPG, YPJ ve MLKP savaşçılarının Êzidî halkının imdadına yetiştiklerini, kendilerini Şengal halkına kalkan yaptıkları söylendi. Kadın devriminin zılgıtları ile katliamın amacına ulaşmasının engellendiği vurgulanan açıklamada, "Şengal gençliği gerilla öncülüğünde Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birliklerini (YJŞ) kurdu. Kurumlarını inşa ederek kendi kendilerini yönetmeye başladılar. Şengal tarihinde ilk kez bir fermana karşı güçlü bir cevap verildi" denildi.

Şengal halkının 10 yıldır işgalci Türk devletinin saldırıları altında DAİŞ zihniyetine karşı kendisini koruduğunu ve işbirlikçi siyasete karşı direndiği söylenen açıklamada Êzidî halkına kendini kalkan yapan gerillanın yıllardın Başûr Kürdistan ve Medya Savunma Alanlarında (MSA) kendisini Kürdistan'a kalkan yaptığı ifade edildi.

'KDP GERİLLA KARŞISINDA İŞGALCİLERE YARDIM EDİYOR'
KDP'nin Başûr Kürdistan topraklarını Türk devletine sattığını vurgulanan açıklamanın devamında şunlara vurgu yapıldı: "KDP gerilla karşısında işgalcilere yardım ediyor. Gerilla Xakûrkê'den, Heftanîn'e, Zaptan, Garê'ye kadar Kürdistan'ın savunması için savaşı büyütüyor, HPG-YJA Star ve MLKP gerillaları tüm işgal saldırılarına karşı Kürdistan topraklarını ve insanlığın onurunu savunuyor."

İşgalci Türk ordusunun Garê ve Zap'ta yenildiği ve yine yenileceği vurgulanan açıklamada Rojava kadın devrimi iradesi ile DAİŞ'in yenilgiye uğratıldığı hatırlatıldı. Tüm dünya halklarına Êzidî halkına yönelik yeni katliamlar karşısında dayanışmayı büyütme çağrısı yapıldı.

Açıklama, "Kahrolsun KDP ihaneti" "Yaşasın Şengal direnişi", "Yaşasın Rojava direnişi", "Yaşasın gerilla direnişi" sloganları ile bitirildi.

TKŞ'DE TOPLUMSAL ERKEKLİKLE İLGİLİ EĞİTİM
TKŞ, toplumsal erkeklikle ilgili bir eğitim çalışması yaptı. TKŞ Kobanê kurumunda yapılan etkinlikte, Şengal soykırımında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu yapıldı.

ÊZİDÎLER MÜRTET İLAN EDİLDİ'
Eğitimde, özel mülkiyetin var oluşu ile birlikte kadınların ikincil planda bırakıldığı, kapitalist sistemde de bunun derinleştirildiği belirtildi. Kapitalist sistemde kadına dönük şiddetin meşrulaştırıldığına dikkat çekilen eğitimde, 3 Ağustos 2014 Şengal'de yaşanan katliamda, DAİŞ'in saldırısının hedefinde ilk kadınların olduğu belirtildi. Tarihsel olarak Osmanlı döneminde yayınlanan fetvalar ile Êzidîler'in, "Mürtet(Müslümanlığı bırakıp başka dine geçmiş olan)" ilan edildiği ve İslam'a davet edilerek kabul etmeyenlerin katledildiği anımsatıldı. Osmanlı döneminde Müslümanlığın dışındaki din ve inançlara dönük baskılara dikkat çekildi ve devam edildi:  "'Mürtet' olarak tanımlananların asla affedilmeyeceği bir süreç. Bu nedenle fetvalar ile mürtetlerin zorla yerinden göçertilmesi ve 'katli vacip' gereği kitlesel olarak katledilmesi farz kılınmıştı."

'DİNE DEĞİL İŞGAL, BEDEN VE EMEK SÖMÜRÜSÜNE ÇAĞRI'
Dine çağrı adı altında esasen toprak işgal, ganimet paylaşımı; kadın bedeni ve emek sömürüsünün yapıldığının altı çizilen eğitimde, 3 Ağustos katliamından öncesinde de benzer süreçlerin yaşandığına dikkat çekildi. 74. Fermanda DAİŞ emirinin cami hoparlöründen "Kürtlerin canı, malı ve kadıları size helaldir" çağrısının örnek verildiği eğitimde, "Diğer 73 fermanda da aynı yöntem izlendi. Başlangıçta kadın ve çocuklara saldırdılar; kaçırdılar, taciz ve tecavüz ettiler, pazarlarda sattılar. Başka bir din olduğu için bunu yapmaya hakları varmış gibi gördüler. Aynı mantıktaki saldırıyı üç Ağustos'ta bir kez daha gördük. DAİŞ planlı hareket ederek nerede ve ne zaman saldıracağını belirledi."

'AKP ZİHNİYETİ VE DAİŞ'İN KADINA YAKLAŞIMI AYNI'
AKP/MHP hükümeti ve Türk devletinin, kadına bakış açısında DAİŞ ile aynı zihniyette olduğu vurgulanan eğitimde, "Bugün kadınları nasıl eve hapsederim diye kanunlar çıkartıyor, fetvalar veriyor. Toplumu yozlaştırmanın yol ve yöntemlerini kanunlaştırıyor. Türk devleti, gerilla Ekin Wan'ı katlettikten sonra bedenini şehrin ortasında teşhir ederek bunu yaptı. Êfrin direnişi döneminde Barîn Kobanê'nin bedenini teşhir ederek yaptı. Daha birçok kadın devrimciye benzer uygulamalar yaptı. Tüm bu daha fazla örnekler DAİŞ gibi düşündüğünü ve aynı zihniyette olduğunu gösteriyor" denildi. Komünist erkeklerin erkek egemen sisteme karşı daha güçlü mücadele yürütmesi gerektiği kaydedildi ve eklendi: "Biz kendimizi değiştirirsek toplumunda ahlak yapısını, değiştirmiş oluruz." 

'ERKEK EGEMEN KAPİTALİST SİSTEMİN AHLAKİ YAPISI KADINI KÖLELEŞTİRİYOR'
"Kadınların iş yerlerinde çalışmaları sonrası ev içindeki çalışması zorunluluğunu ortadan kaldırmalıyız" denilen konuşmada, kadınlara bu zorunluluğun dayatıldığı ve öğretildiği belirtildi. Komünist erkeklerin toplumsal erkeklikle mücadele görevlerine dair şunlar söylendi: "Erkek şiddetini bir hak olarak görmeye karşı kendimizi sorgulamalıyız. Erkek şiddeti bir hak değildir. Toplumun ahlak yapısı bunu dayatmaktadır. Kadınların giydiği elbisesi, kapı önünde oturması suç ve ayıp sayılmakta. Asıl ayıp, Şengal'de halkını DAİŞ çetelerine teslim etmektir. Esas ayıp olan toprağını, halkını bırakıp kaçmaktadır. Bunlar erkek egemen kapitalist sistemin ahlaki yapısına ait değerlerdir. Bu değerler üzerine kadın köleleştiriliyor. Bizdeki ve toplumdaki bu zihniyeti değiştirmeliyiz. Bunu da ancak kendimizi sorgulayarak mücadele ederek ortadan kaldırırız."

Eğitim çalışması, Şengal katliamına dair görüntülerin izlenmesiyle bitirildi.