23 Eylül 2024 Pazartesi

Avukatlar: Evet, katliamı biz protesto ettik

Ankara katliamını protesto ettikleri için 19 avukatın yargılandığı davada yargılanan Veysi Eski, "Evet, katliamı biz protesto ettik. Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından birisidir Ankara katliamı. 103 kişi bu katliamda yaşamını yitirdi. Bu katliam, gün be gün, an be an, göz göre göre geldi" dedi.
10 Ekim Ankara katliamını Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde protesto ettikleri için haklarında "örgüt propagandası yapmak" ve "Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek" iddiasıyla dava açılan Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 19 avukatın duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 7 tutuksuz avukatın katıldığı duruşmada, müdafiliklerini çok sayıda meslektaşı yaptı.
 
'EVET, KATLİAMI BİZ PROTESTO ETTİK'
 
Tutuksuz yargılanan avukat Veysi Eski, Kürtçe savunma yaptı. Söz konusu yargılamanın yanlış bir şekilde başladığını, sonrasında da aynı yanlışlarla devam ettiğini dile getiren Eski, Ankara katliamını protesto etmek ile suçlandıklarını hatırlatarak, "Evet, katliamı biz protesto ettik. Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından birisidir Ankara katliamı. 103 kişi bu katliamda yaşamını yitirdi. Bu katliam, gün be gün, an be an, göz göre göre geldi. Çözüm sürecinin bitirilmesiyle bu ülkede katliamlar yaşanmaya başladı. İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde bir tecrit devreye konuldu. Bu tecrit katliama giden yolun ilk adımıydı. Tecrit ile Türkiye toplumu katliamlarla karşı karşıya gelmeye başladı. Bugün bu tecrit devam ediyor. Bu tecrit Türkiye halklarının çıkış yolunu kapatmıştır" dedi.
 
MAHKEME BAŞKANINDAN TERCÜMANA ÇÖZÜM!
 
Kürtçe tercümanın yanlış çevirileri salonda gülüşmelere neden oldu. Kıdemli üye hakim bunun üzerinde salona dönerek, yüksek sesle "kesin sesinizi" dedi. Avukat Gülizar Tuncer mahkeme başkanına tepki gösterdi. Daha sonra Eski'ye dönen mahkeme başkanı, "Sen Kürtçe bize söyle. Sonra Türkçesini tercümana söyle. O da bize söylesin. Yine Kürtçe savunma yapmış olursunuz" dedi.
 
Sonrasında savunmasına devam eden Eski, "Bugün Leyla Güven tecride karşı açlık grevinde. Bugün 76'ncı gününde bu açlık grevi. Bu tecrit kalkmazsa bu kirli süreç devam edecektir" dedi.
 
'DAİŞ'İ PROTESTO ETMEK SUÇSA, BİZLER SUÇLUYUZ'
 
Eski, savunmasını "DAİŞ'i protesto etmek suç ise evet bizler suçluyuz. Bizler bu yargılamayı kabul etmiyoruz. Sizin bu katliamın sorumlularını, faillerini yargılamanız gerekiyor" sözleri ile sonlandırdı.
 
Avukat Güçlü Sevimli de savunmasında, davanın hukuka aykırı bir şekilde açıldığını dile getirerek, "Böylesi bir katliam karşısında sessiz kalmak insanlık adına bize yakışmazdı. Son yıllarda Çağlayan Adliyesi önünde yaptığımız açıklamalara dair soruşturma açılıyor. Bu da o davalardan biridir" diye konuştu.
 
'BU KATLİAMI ALKIŞLAMALI MIYIZ'
 
Avukat Recep Sancaktar da savunmasına, hem insan olarak, hem avukat olarak vicdanın bir sorumluluğu olarak bu protesto eylemini gerçekleştirdiklerini dile getirerek, "Böyle bir protesto etmeyeceksek bizim için onursuzluktur. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamını protesto ettik. Bu katliam onur duyulacak bir şey değil. Bu katliamı alkışlamalı mıyız? IŞİD'e 'aferin mi' demeliydik. Bu eylemde olmak benim için bir onurdur. Bu davanın açılması absürtlüktür" diye konuştu.
 
Türkiye'de kutuplaşmanın nedeninin tecrit olduğunu dile getiren Avukat Sinan Zincir de "Sizleri bugün bizlerle karşı karşıya getirenler bu ülkenin iktidar aklıdır" diye konuştu.
 
Savunma yapan Avukat Aycan Çiçek'e mahkeme başkanı, "Yanlış anlaşılma olmasın. Şimdi bu ülkede sadece 103 insan ölmedi. Bir sürü can gidiyor. Bu adliyede başka şeyler için de eylem yapıyor musunuz?" diye sordu. Avukatların tepkisi üzerine mahkeme başkanı, "O 103 insanın hepsi için kardeşim gibi üzülüyorum. Bu adliyede başka eylemler yapılıyor mu? diye sordum" dedi.
 
Mahkeme heyeti, Eren Keskin ve Oya Arslan'ın sonraki duruşmada hazır olmaları için yazı yazılmasına karar vererek, duruşmayı 24 Nisan gününe erteledi.